"Alparslan ben biraz gerildim sanki yahu."
Ellerim hafiften terlemeye başladığından onları Alparslan'ın elceğizinden ayırdım ve tişörtüme sildim.
"Sakin ol Aden'im. Annemin seni seveceğine adım gibi eminim. Çocuğunu 12 senedir kendisine bağlayacak kadar mükemmel birini sevmemek elinde değil çünkü."
Veya tam tersi salak Alparslan. Anneler biricik oğullarını, bir de sen ilk göz ağrısısın, elinden çalan kadınların en büyük düşmanı olur. Şu sizin saf erkek aklınız yüzünden kaç gelin kayınvalidesi tarafından linç ediliyor biliyor musun?
Tabii ki de hepsini içimden söylüyorum. Çünkü içimde bir parça olan umudum Alparslan'ın annesinin mükemmel bir kayınvalide olacağını vaad ediyordu.
"Öyle umalım bakalım."
Ben sabırsızca ayaklarımı yere vururken aniden dudaklarımda hissettiğim baskı ile bir şoka girmişim anlatamam.
Alparslan.
Beni pat diye öptü yav.
Bu azgın bene yakışan bir hareket olsa da şikayetim yok.
Geri çekilmesine izin vermeden gömleğinin yakasını kavradım ve öpüşmemizi nefesimiz tükenene kadar uzattım. Çocuğun dudakları güzeldi arkadaşlar lütfen suçu bana atmayın.
"Sömürdün beni Aden."
Nefes nefese geri çekilip elini kalbinin üstüne koyan Alparslan'a sırıttım. Moralim yerine gelmiş, endişelerimin üstüne su serpilmişti.
"Ayıpsın Alparslan'ım. Lafı bile olmaz."
Bana yandan bir bakış attı... Böyle gözlerinde o yeşilliklerin halay çektiği tarz bir bakış. Of kalbimi yaktı be.
En sonunda önünde durduğumuz kapıyı çalmak için derin bir nefes aldım ve zile bastım. Zenginlik içinde ölen insanların yaşamasını beklediğiniz bir yer değildi burası. Mesela bizim görkemli saray çakması evimizin yanında aşırı normal duruyordu.
"Hoş geldiniz çocuklar."
Kapıyı açan bayanın kimliğini çözmek için kendime birkaç saniye verdim. Herhangi bir yardımcı gibi resmi giyinmemişti fakat annesi olduğunu da sanmıyordum.
"Merhaba Saliha Teyzeciğim. Yanımda bir misafir getirdim."
"Estağfurullah oğlum. Olur mu şey. O bizim gelinimiz değil mi?"
Her ne kadar biraz gerilsem de Alparslan'la beraber kahkaha atmamı engelleyemedim.
"Haklısınız sanırım. Ben Aden Rose Heard. Ama sadece Aden deseniz yeter."
Kalan gavur ismimi kullanan bir manyak yoktu annemden başka.
"Peki Aden kızım. Diğerine dilim dönmezdi zaten."
Gülümseyerek ayakkabılarımı çıkardım ve kadının uzanmasına izin vermeden kendi elime aldım.
"Nereye koyuyorsunuz, ben koyarım zahmet etmeyin."
Ertürk'ler soyadları gibi dibine kadar Türklerdi. Ben ise evimde hiç göremesem de ruhen Türktüm. O yüzden asla ayakkabı ile evime girmezdim.
Otel odama bile girmiyorum be.
Kadın eliyle ayakkabılığı gösterdiğinde gülümseyip arada gördüğüm boşluğa ayakkabımı koydum. Benimkilerin yanında olan ayakkabılara gözüm takıldı. Beş yaşında çocuk itemi. Abi o küçük kızı tekrar görüp hayvan gibi sevmem lazım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stalker
HumorHayata bir Aden Rose Heard molası. Tanıtım: Nasıl olmuştu ben de bilmiyordum. Senelerin stalker'ı ben, sahte hesabımdan sahte bir hesap tarafından stalklanmış ve ifşa yemiştim. Şaka gibiydi. İsminin hatırına cevap verdiğim sahte hesabı hayatıma alma...