Stalker

25.5

*VOTE ATIP YENİ HİKAYEMİZ KAŞARLI SUCUKLU TOST VE GETİRİLERİNİ OKUMAYI UNUTMAYALIM, AŞIRI MÜHİM ÇÜNKÜ.*

Aslında gecenin keyifli saatleri biter bitmez planım uyuyup zıbarmaktı. Ama Bilge okuldaki tek kız arkadaşım olarak gelmeden önce o kadar sinsice kanıma işlemişti ki gözlerimi Cenkten alamıyordum.

Bilgenin bana öğrettiği öncelikli şey insanların şüpheci davranışlarının sebeplerini ayırabilme yetisiydi. Ki normalde öyle bir yeteneğe sahip olduğu düşünüyordum fakat Bilge saolsun önünde şapka çıkarmış ve okulda tanıştığımız herkesi nasıl müneccim gibi bildiğini öğrenmek adına öğrencisi olmaya meyillenmiştim.

Fazla karışık değildi ama bol ezber ve üstün zekaya sahip olmalıydınız.

Mesela cenk.
Bakışları Tuğrul yanındaki kız ve telefonu arasında dolaşıyor, her attığı snapten sonra sırıtarak bir şeyi bekliyordu. Gerçi üç saat önce öyleydi. Şuan ise snapchatte aradığını bulamıyormuş gibi çenesine elini koymuş değerlendirme yapmakla meşguldü.

"Hayırdır, sorunun ne söyle çözümün olayım koçum." Tamamen kırolukla dolu cümlemi kurmak hiçbir şekilde beni kötü hissettirmiyordu. Alparslan'ın böyle manyak arkadaşı olacak ben de karşısında insan olacağım? Nerdeeee.

"Valla benim bir sorunum yok, üstün zekam dışında. Aden sen varya sen... Kızım gözümden düştün. Rezil bir çöpçatansın."

Kocamın en yakın arkadaşının ensesine bir tane patlatırken için kesinlikle acımadı. Hak etmişti.

"Geri al sözlerini terbiyesiz. Bu dünyaya Aden Ertürk'ün rakibi olabilecek bir çöpçatan henüz gelmedi."

"Geldi canım. Geldi. Kendisi de Cenk Yaman oluyor." Dalga mı geçiyorsun bakışını kendisine attıktan sonra üstüne çullanmaya vücudumu hazırlıyordum ki bir el beni belimden kavrayıp kendisine çekti.

"Aden'im mümkünse Cenk'in boş çenesiyle gaza gelme hayatım. Bu salağın beni senden kıskandığını biliyorsun."

"Kocacığım o zaman bu beynini sevdiğim arkadaşın neden kendisini benden daha iyi bir çöpçatan ilan ediyor?"

"Çünkü sen beni bir Beril ile bile yamayamadın. Oysa ki ben dünyanın en inatçı çiftini ifşa etmek üzereyim." 

"Bak hala konuşuyor." Alparslan'ın kavrayışı iyice sıkılaştığında ben durduğum yerde kuduruyordum. Lan melek gibi kocam var diye arkadaşı mı bu kadar üst seviye hain çıkmıştı? Bu çocuğun saçlarını yolardım ben. 

"Cenk çeneni kapa abi, beni yumruk atmakla uğraştırma." Alparslan hafif kızgın ses tonu ile konuştuğunda Cenk azıcık kabuğuna çekilmiş, ben ise hafiften erimiştim. Arada bir kocamın savunma kalkanında bulunmak güzel bir şeydi. 

Tabii daha güzel olanı Cenk'e kafa falan atmam olabilirdi ama öyle bir şey olmadı. Kontrolümü kaybedersem o salağı şu ateşe bile atabilirdim ve bu hayatta hapishanede değil Alparslan'ın yanı başında geçirmem gereken bir iki yüz sene falan vardı.

"Beril ve Bilge de gelseydi keşke." Aklımın odak noktasını değiştirip Alparslan'ın koluna yaslandım ve marsmellowumu ağzıma tıkıştırdım. Bu varlık garip bir şeydi gerçekten anlam veremiyordum. Güzeldi de değildi de sırf kalori alayım diye yiyorum sanırım.

"Bilge'yi biliyorsun, geri zekalı insanlara toleransı yok." Bunu derken gözleri içip sapıtmış ileriki grupta geziniyordu. Hayır, kimse size içmeyin demiyordu. İçecekseniz de insan gibi etraftakileri rahatsız etmeyecek şekilde için. Ay, zeki Bilge'm, kendini şu beyinsizlerden kurtarmıştı.