Güzel bir sabah.
Olabilirdi.
Tam olarak dağın ortasında kaldığım gerçeğini geçecek olursak.
Lakin geçemiyoruz.
Welcome to üstün kayak bilgisi varmış gibi davranarak gururunu kurtarmaya çalışan sonra da boku yiyen Aden Ertürk's life. İşte o benim ve hayır, foto çekilemezsiniz arkadaşlar kusura bakmayın.Nereden, nasıl buralara düşmüştüm diye sorguluyordum elbette. Yani normal bir pist varken ben neden en zorunun en dik yerinde kalakalmıştım ?
Alparslan.
Pis Alparslan.
Sıcak çikolatayı bana tercih eden hain kocam. Kendisi otelin kafesinde Cenk ile içeceği iki fincan sıcak çikolatayı onu geçen gün yataktan atan karısına tercih etmişti. Ne var yastığımı çalıyor diye yataktan itmişsem adamı! Trip atacağına insan yeni yastık alır.
Aden, bir saniye tatlım. Sen de her hakkı kendinde bulma artık. Tam bir pislik oldun. Daha Alparslan sana ne kadar katlansın?
İç ses sakın ben sinirliyken haklı çıkma. Buradan canlı kurtulduğumda mantıklı konuşmaya devam edersin. Şuan önceliğim kendimi öfkelendirerek adrenalin patlaması yaşamak ve bir anda usta bir kayakçıya dönüşüp aşağıya ulaşmak.
Biyoloji ve insanlara verdiği yalan umutlar. Asla öyle bir şey olmayacak.
Öldüm arkadaşlar ben ya buradan aşağıya sağlam ulaşma imkanım yok. Demek ölümüm böyle olacakmış. Resmen bir yastığı Alparslan'a tercih ettim diye lanetlendim. Doğru tabii o kadar taş adam yerine yumuşak şerefsiz yastığını seçersen böyle lanetlenirsin.
Şimdi şu kırdığım dizlerimi açsam saatte kaç kilometre hızla aşağıya uçarım acaba? Yapmadığımız sürece bilemeyiz değil mi? Haydi arkadaşlar bugünlere kadar benimle geldiğiniz için hepinize teşekkür ediyorum. Vasiyetimde de şirketi hisselere bölüp hepinize dağıtıyorum, yine iyisiniz Aden ablanız sizi kurtardı.
Gerçekten ölsem ne komik olur yahu djdsagkajsd.
Belki de kayakları ayağımdan çıkarıp adım adım aşağıya inmeyi denemeliydim. Aha. Çok mantıklı. Maalesef arkadaşlar bugün de ölmedim başka bir zaman size hisseleri veririz artık.
Umuyorum ki aşağıya inene kadar açlıktan ölmem. Soğuktan ölmeyeceğimi biliyorum, üstümdeki şeylere verdiğim paraları yaksam bana otuz sene ateş kaynağı olurlar çünkü. Onun yerine giymeyi tercih ediyoruz tabii.
Hadi bakalım. Buraya yolları karıştırıp beni sokan beynime tükürerek seksen derece eğimli şu kar kütlesinden aşağıya inmeye başlıyorum. Kendinize iyi bakın.
.
.
.
Titreyen ellerimle kahrolası restoranın kapısını öyle bir açtım ki duvara çarpıp herkesin bakışlarının bana dönmesine çıkan ses yetmişti. Ve bununla beraber duvardan düşürdüğüm üç beş çerçeve de duruma yardımcı olmuş olabilir.
Gözlerim her yeri tarayıp arkası dönük hedefime kitlendi. Alparslan'ın karşısındaki Cenk ise çoktan benimle göz göze gelmiş ve korkuyla yutkunmuştu. Yutkun tabii. Yutkun Cenkciğim. O dilini yutturacağım ben sana. Hep alttan alttan Alparslan'ı sen besliyorsundur. Yoksa benim saf kocacığım kaç senedir peşinde olduğu karısını bir yastık uğruna terk edecek adam mı?
Terk etmedi tabii ki ama o detayı geçelim. Buraya varana kadar hipotermi geçiriyordum bırakın abartma hakkım olsun.
Aslında öfkeli adımlarla onlara çabucak ulaşmak istesem de vücudum iki saattir soğukta kıvranıyor olmasının etkisiyle adımlarım yeni yetme yürümeye başlamış bir çocuğun adımlarından farksızdı. Şu milletin ortasında tökezleyip yere yapışmayayım bari de.
"Aden? Bu halin ne?" Ben kendisine ulaşamadan bana gelen kocamın omzumdaki elini ısırmayı aşırı istesem de sadece nefret dolu bakışlar atmakla yetindim. Ağzımı açmak zor geliyordu.
"Oda-ya-a." Yarım yamalak kurduğum kelimemi anlamayı başarmış dahi kocam beni alıp oda olarak kullandığımız kulübelere götürürken azıcık vücut ısısından faydalandım. Şuan önceliğim odadaki şömineye ulaşıp buz tutmuş vücudumu çözündürmekti.
"Aden, hayatımın anlamı. Sen neden bu haldesin? Kaymayı biliyorum dememiş miydin bana?" Odaya girer girmez üstümdeki fazlalıkları çıkararak yaktığı şöminenin önüne beni yerleştiren kocacığım ekstra olaraktan kendisini de bana ısı kaynağı olarak vermişti. Eh, neredeyse çıplak bir şekilde kollarıyla etrafı sararak tabii.
Sabah ölüyorum diye sinirli miydim ben?
Aman. Şuanki bulunduğumuz koşullar çerçevesinde değerlendirecek olursak pek de şikayetçi değilim. Donmuş ellerimin altında altılı baklavalar var arkadaşlar, şikayet edecek kadar nankör değilim.
On dakika boyunca vücut sıcaklığımın normale dönmesini bekledim. En sonunda donmuş kaslarım kendilerine geldiğinde Alparslan'ın kolları arasına rahat bir şekilde yayılıp kocamın mükemmel vücudunun tadını çıkardım.
"Kaymayı biliyordum Alparslan ta ki profesyonellerin pistinin ortasında kendimi bulana kadar. Öldüm ölecektim cidden. Eğer tüm yolu tepeden yürüyerek inmemiş olsaydım şuan karşında karını değil kar topu kütlesini bulurdun büyük ihtimalle." Normalde olsa acıtasyon katardım duruma. Ama gördüğünüz üzere durumun saf hali bile yeterince dram doluydu.
ÖLÜYORDUM LAN.
Neyse.
"Şaka yapıyorum de bana. Kahretsin. Bir daha seni yalnız başına hiçbir yere göndermeyeceğim. Her ne kadar sana sinirli olsam da bensiz başına gelecek şeyleri düşünmek bile istemiyorum. Eğer zarar göreceksek birlikte görelim, eğer dağ başında donacaksak birlikte donalım. Yastıkla donmayı tercih ediyorsan bilemem tabii."
Alttan alttan laf sokan kocamı bu sefer azıcık haklı bulduğumdan sadece gülümsemekle yetinip boyun girintisine başımı sığıştırdım.
"Özür dilerim. Bir yastık kadar yumuşak olmasan da kalbimi ısıtacak kadar sıcaksın." Bakın arkadaşlar bu tarihi bir kenara yazın ADEN ROSE ERTÜRK ROMANTİK CÜMLE KURDU, EVET.
"S-sen, sen demin ne dedin? Ciddi anlamda romantik bir cümle mi kurdun sen?" Hayatının şokunu yaşıyormuşçasına bana bakan Alparslan'ın suratının büründüğü şekle kahkaha atmadan edemedim. Adam böyle hissetmekte gayet haklıydı tabii.
"Bilmem, kurmuş gibiyim sanki. Siz Alparslan Bey şu odun karınızı bile yonttunuz yahu, helal olsun." Yüzümde bir gülümsemeyle dudaklarına uzandığımda eliyle yanağımı kavrayıp beni kendine çekti.
"Sanki aylar önce seni ellerimde yontacağıma dair bir şeyler demiştim ama bunu bulup haklılığımı ispatlamayı başka bir zamana bırakıyorum. Şimdi bence vücut sıcaklığını biraz normal üstüne çıkarmayı deneyebiliriz."
Dudaklarının üstünde sırıtmakla meşgulken ölümden dönmüş olmamı daha güzel bir şekilde kutlayamazdım her halde. Alparslan Ertürk gibi bir adamı yatağa atıyordum yahu.
Alparslan Ertürk.
Ve altılı baklava paketi.
Ücreti ise bir adet Aden Ertürk olmanız canceğizlerim. Değilseniz şansınıza küsün.
*
VOTE VERMEDEN KAÇAM HAİNLER HEPİNİZİN EVİNİ BASARIM.
BİZGİLLERDEN BENİ OKUMAYAN esratheone HESABINDAN OKUSUN BAKAYIM.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stalker
فكاهةHayata bir Aden Rose Heard molası. Tanıtım: Nasıl olmuştu ben de bilmiyordum. Senelerin stalker'ı ben, sahte hesabımdan sahte bir hesap tarafından stalklanmış ve ifşa yemiştim. Şaka gibiydi. İsminin hatırına cevap verdiğim sahte hesabı hayatıma alma...