69. Bölüm

192 18 216
                                    


SINIR ""15"" OYYY!! ""100"" YORUMMM!! (SINIR DOLMADIKÇA BÖLÜM YOK!!!!)

Bu sessiz bölümü sevgigumus1981 ablama ithaf ediyorum...♡♡

Özüm Yoksa, Baran Yok...

Baran Kara;

Sessizlik! Şşşş! Gürültüye asla yer yok! Yasaklı bir kelime. Bundan sonraki hayatınız tamamen, sessiz, eşsiz ve karanlık. Ne kadar korkunç demi? Tek bir çıt bile yok. Ebedî, sonsuz karanlığın içindesin çünkü, tek duyabileceğin şey kalbinin içinde attığı çığlıklar. Ötesi yok, ulaşamazsın, senin boyuna aşar bunu yapmaya, sadece tek bir yol vardır o da geri dönüştür...

Eve döneli 2 gün olmuştu kabuslarım çoğalmaya başlamıştı çünkü Özüm 2 gündür ne benimle konuşuyordu, ne yüzüme bakıyordu, nede aynı yatakta yatıyordu.

Evet artık beraber bile yatamıyorduk, bütün eşyalarımı vermiş atmıştı beni odadan bense kafam esince ya misafir odasında kalıyordum, ya da salonda. Beni görmezden gelmesi çok canımı yakıyordu, ölüm gibi bir şeydi bu, lan sanki ne o benim karımdı, ne de ben onun kocasıydım. 2 gündür dışarıya bu imajı veriyorduk.

Geçmiş bütün hayatımı alt üst ederken o zamanki çilemde, ızdırabım daha kötüydü, şimdi en kötüsüydü. Hayatım kötüydü amk.

Daha neler yapacaktı hiç bir fikrim yoktu, ama belli ki nefesimi kesmeye kararlıydı. Ama bende karımla tekrar bir olmaya kararlıydım. Peki biz bu haldeyken nasıl olacaktı bu.

'Ben sana dedim imkansızsınız diye! Hiç beni dinlemiyorsun Baran!'

Ellerim yumruk oldu 2 gün önce dedikleri aklımdan çıkmıyordu zaten.

"Biz imkansız değiliz! Duydun mu beni! Biz Özüm ve Baran'ız! O benim karım! Ve biz yine eskisi gibi olacağız!"

'Evet Baran'cığım haklısın'

"Herkes imkansız olabilir! Ama biz imkansız olamayız!"

Küçük çocuklar gibi oturduğum yerde ağlayacaktım. İşe dönmek ne kadar doğru olmuştu benim açımdan bilmiyorum! 2 gündür evde kalmaktan delirmek üzereydim. Kendimi işe vereyim derken hata mı etmiştim acaba?

Parmaklarımın arasında döndürdüğüm kalemi kavrayıp sıktım. Sonra ne yaptığımı fark edip durdum, elimde ki kaleme baktım bir süre, bu kalem karımın bana aldığı hediye kalemdi, hatta evlilik yıl dönümümüzün tarihini yazdırmıştı, en son olarakta Baran'ın Özüm'ü diye son noktayı koydurmuştu.

Bu değerli şeyi nasıl kırabilirdim ki? Özüm barıştığımız zaman bir kalem kutusunun hesabını sorduğu gibi bunun da hesabını sormazmıydı? Sorardı. Onun için değerli şey benim içinde değerliydi kıracaksam başka kalemi kırayım, sevdiğimin kalemini çekmeceyi açıp oraya koydum. Tahta kalemi alıp onunla oynuyordum.

'Bir barışın da öyle sorar hesabını! Hem ne malum barışacağınız! Kadın seninle daha konuşmuyor bile!'

İç sesimin bana vurduğu sözleriyle bu sefer kırmıştım elimdeki kalemi. Onun yüzünden daha çok öfkelenmemeliydim, onu dinlemeyecektim karım beni affedecekti.

Merak ediyordum, karımın ne halde, nasıl olduğunu çok merak ediyordum arasam açmayacaktı, açsa konuşmayacaktı, o konuşmadıkça da ben deliye dönecektim, sonra da kalbini kıracaktım. En iyisi yanından hiç ayrılmayan Kerem'i arıyayım o da Özüm'ü konuşturmaya çalışıyordu ama bizim hatun nuh diyordu ama yinede peygamber demiyordu.

BENİ ÇOK SEV (Cefâpîşe Serisi 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin