12. Bölüm

541 38 41
                                    


Kaderin Oyunu

Özüm Sancak;

Gözlerimi kapamış ölümü bekliyordum. Canımın almasını dört gözle bekliyodum. Artık yaşasamda olur, yaşamasamda olurdu. Yaşama sevincim kalmamıştı.

Hepsini almıştılar elimden, hem mutluluğumu, hemde hayata olan sevincimi. Artık kaybedecek hiç birşeyim kalmamıştı.

Sormadıki bir Allah'ın kulu!! Senin rızan varmı diye. Onlar istedi ben ise kabullenip boyun eğmek zorunda kalmıştım. Neden insanlar benim hayatımı yönetiyordu??

Neden istediğim gibi yaşamama izin vermiyordular?? Neden onlar benim adıma kurallar koyuyordular??

Ben çocuk değildim!!! Kararlarımı verecek yaşa gelmiş bir kadındım!! Neden bunu bu insanlar anlamıyordular??? Ne istiyordular hayatımdan??? Ne istiyordular benden???

Çekip gitmek vardı herkesten. Onların olmayacak uzaklara. En azından oralarda canımı acıtamazlardı, Hayatıma karışamazdılar.

Belki uzaktayken daha mutlu olurdum. Yada hayatımı yaşardım. Sevdiğim adam olur onunla mutlu bir mutluluğum olurdu. Huzurlu bir yuvam olurdu.

Ondan bir parça çocuğumuz olurdu. Yinede mutlu olurdum!!! Ama hayatımdaki insanlar mutlu olmamı istemiyordular.

Huzur vermiyordular!! Tek yaptıkları kendilerinden soğutmaları, mutluluğumu elimden almaları, yaşam kaynağımı söndürmeleri hepsi bundan ibaretti işte.

Yaşadığım hayata hayret etmiyor değildim. Nerden nerelere gelmiştim her şey kendiliğinde gerçekleşmişti aslında.

Benim deli gibi iş aramam, Baran'ın yanında işe başlamam, ilk karşılaşmamız, kavgalarımız, hakaretleri. Beni casus sanıp depoya kapatması.

Depoda 1 gece geçirmem, ailesine beni sevgilim diye tanıtması, beni bu oyuna zorla dahil etmesi, günden güne çoğalan kavgalarımız. Benim dayanamayıp Baran'ın yanından kaçıp başka bir adamın yanında çalışmam.

Günler sonra Baran'ın beni bulup dağ evine götürmesi, bana yaşattığı işkenceleri, sabah akşam bana hiç esirgemeden ettiği tehditler. İşe dönmem için ısrarlar.

Arkadaşım için ameliyat parasını bulma çabalarım, işe dönüş günümde Baran'ın arkadaşımın durumunu öğrenmesi. Bana onunla evlenmem için para teklif etmesi.

Arkadaşımın çöküşü ve bunların hiç birine dayanamayan ben Baran'ın evlilik teklifini kabul etmem, her zaman yapmam dediğim, olmaz dediğim şeyler gerçek olmuştu.

Hep olmayacak dediğim şeyler gerçekleşmişti. Mecbur bırakmıştılar bu duruma beni. Onlar kazanmış ben kaybetmiştim işte!!

Şimdi ise ne haldeydim?? Ne durumda, ne halde olduğumu herkes biliyordu zaten. Bilmeyen yoktuki.

Sözlenmiştim işte!! Kurtulmayı dört gözle bekleyen adamla sözlenmiştim. Girmişti parmağıma o lanet yüzük. Bir yükten başka birşey değildi. Bir anlam ifade etmiyordu benim için.

Gözlerimi açmış yattığım yerden parmağımdaki yüzüğe bakıyordum. Hayatımı mahveden lanet olasıca o yüzüğe her genç kızın yaşadığı o mutluluğu yaşayamıyordum!! Belkide hiç bir zaman yaşayamayacaktım.

Ben kim, mutluluk kimdi!! Hiç birşeye hevesim kalmamıştı. Duygularım körelmişti sanki. Ben Baran'a duygusuz diyordum.

Ama anladım ki bende duygusuz insan olmuştum. Ama tek bir farkla onun gibi kötü değildim. Sadece duygularım körelmişti.

Bu hayatı ben seçmemiştim, yada böyle olsun istememiştim. Kaderin bana oynadığı oyunlardan biriydi buda.

Yanaklarımdaki ıslaklığı hissedince gözlerimi kapadım. 2 aydır yaptığım tek şeydi. Artık rutin hâline getirmiştim.

BENİ ÇOK SEV (Cefâpîşe Serisi 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin