SINIR ""25"" OYYY!! ""200"" YORUMMM!! (SINIR DOLMADIKÇA BÖLÜM YOK!!)Aşk için...
Sabah Akın;
Ömür bir şekilde gelip geçiyordu dünün ne zaman? Nasıl? Bittiğini bilemezsin. İnsanoğlu hep geleceğin planını yapar. Biri de çıkıp geçmişin tozlu yollarını temizlemeyi düşünmezdi. Bolluk üstüne bolluk isterdik.
Bu bizi bencil mi yapardı? Hangisinden başlamalıydık? Geçmişin tozlu defterlerinden mi? Yoksa neler yaşacağımızı bilemeden gelecek planları yapan bizler gelecek planları mı yapmalıydık? Hangisi doğruydu?
Bence ilk geçmişin kirli tozlarını temizlemekle başlamalıydı. Ki sonra önüne bakabilsin gelecek planları yapmak için çok erken bilemezsin sonuçta planladıkların gerçek olamayacaktı belki. Anı yaşamaktı benim için. Yaşayarak görüyorum başıma gelecekleri sonuçta.
Böyleydi işte hayatım geçmişimde yorucu, kirli zorluydu. Gelecekde, yaşadığım hayatta zorluydu. Kolay bir şey yoktu.
Özüm geçmişte de bizden uzaktı, şimdi de uzaktı. Tek Özüm'de değildi onun ardı sıra Baran'da gitmişti.
Öyle bir aşkları vardı ki onların gibi bir aşk yaşamak çok istemiştim ama olmamıştı hiç bir zaman. Ama olmayacak diye bir şey yoktu şu hayatta.
Onların gidişi hepimizi sarsmıştı. Bir gitmiştiler bir daha haber alamamıştık.
Düzenimiz bozulmuştu kısacası. Lakin bizim düzenimizin bozulmaması için elinden gelen, her şeyi yapan biri vardı. Yüzümüz gülsün diye uğraşan bir adam vardı.
O kişi Kerem'di nasıl oldu bilmiyorum ama kalbimde yer edinen adam vardı. Annemden sonra güvenebileceğim tek kişiydi.
Her onu düşündüğümde yüzümde beliren o tebessüme engel olamıyordum. Neydi bu hissetiğim? Hoşlantımıydı? Yoksa daha ötesimiydi? Tamamen duygularımın esiri olmuştum.
'Birbirimizi kandırmayalım Sabah. Sen Kerem'den hoşlanmıyorsun aşıksın ona kabul et bunu'
İç sesim bana kızarken sıkıntıyla iç çektim. Aramızda ciddi bir ilişki bile yoktu adını koyamıyorduk daha.
Kaç defa sevmişim sanki bana kızıyordu. Akıl vermesi gerekirken dediklerine bak.
"Sabah!!"
Annemin bağırış sesiyle korkuyla oturduğum yerden sıçrayıp elimi kalbime koydum. Anneme döndüğümde elindeki çayıyla yanıma oturmuş tek kaşı havada şüpheyle bana bakıyordu.
"Niye bağırıyorsun anne ya!!"
"Ben bağırmıyorum sen beni duymuyorsun kızım"
"Nee..."
"Kaç kere seslendim sana duymayınca bağırmak zorunda bıraktın beni. Hem nerelere daldın sen öyle beni duyamayacak kadar?"
Kerem'i düşündüğümü nasıl açıklayacaktım. Zaten bu konu bir uzun süre askıda kalmıştı. Özüm sağolsun söylemişti Kerem'i.
Belki de konuşmanın zamanı gelmişti annemden bir şey saklamak istemiyordum.
"Eee kızım bana anlatmadığın bir konu mu var yoksa? Niye bu kadar tedirginsin?"
Biliyordu aslında ama benim anlatmamı bekliyordu saklamanın bir manası yoktu.
İlk başta oturduğum duruma baktım tamamen ev paçozuydum üzerimde ayıcık baskılı tişörtüm, altımda da çok saçma bir şekilde mickey mouselu şortum vardı kucağımda ise kase dolusu mısır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ ÇOK SEV (Cefâpîşe Serisi 2)
Ficțiune generalăÖzüm Sancak; Geçmişinden gelen izler ve bu izlerin hatırlattığı acılar yüzünden bir türlü yüzü gülmeyen bir kız. 24 yaşına gelmiş ama hayattan beklentisi kalmayan, umudu tükenmiş bir kız. Hiçbirşeyin yolunda gitmeyeceğine tamamen inandığı bir zamand...