89. Bölüm

146 10 96
                                    

SINIR ""10"" OYYY!! ""200"" YORUMMM!!! (SINIR DOLMADIKÇA BÖLÜM YOK!!!!)

Yasak Aşk...

Özüm Kara;

Geçmiş...
Unutup da unutamadığımız o eski geçmiş, koşupta bir türlü yakanızı bırakmayan o geçmiş, kaç kitaplar kapandı, kaç asırlar geçti de gitmedi, nerden bilebilebirdin ki bir gün gelip kapını çalacağını...

Cam kırıklarıyla doluydu geçmişim, her birinde yaraların izleri vardı, öksük, yoksuz, yolsuzdu. Bir çok duygu ifade ediyordu, küçük bir çocuğun buruk gözleri vardı, gülüşleri vardı acı dolu, perde arkasında göremediğin bir çok geçmişin acısı vardı, yorgun argındı belki ama yine güçlü, yine mutlu. Peki onlar nasıl başarmıştılar? Benim yapamadığımı onlar nasıl yapmıştılar? Ben çok yolu denemiştim de bulamamıştım, onlar bu bataklıktan nasıl kurtulmuşlardılar? Hayat işte bazen çok acımasız olabiliyordu, kiminin yüzüne gülüyordu, kimin ise acıyarak kıyıyordu, benim pek gülmemişti, her bir anısı yıkık dökük, yara bere içindeydi. Çok zahmetleydi hepsini toplayıp onarmak, ama tek bir kişi beni ayakta tutabilen bir tek o yapabilmişti, onun sayesinde ayakta kalabilmiştim ben.

Tek bir dalım vardı oysaki şu hayatta ama şimdi binlerce kez dalım olmuştu, çocuklarım vardı benim, anne olmuştum ben, bundan büyük bir dal olabilir miydi? Alıyorsam biraz nebzede olsa güç, evlatlarımın sevgileriyle, güçleriyle güçlü durabiliyordum.

Çok kez düşünmüştüm bir evlatlık çocuk alıp sahip olmayı, bunu çocuğumuz olmadan önce çok istemiştim ama Baran'la bir kez olsun paylaşamamıştım. İstemezde kızar diye. Bir başkaydı çünkü yetim kalan çocuklar benim için, kıyamaz bastırırdım yüreğime onları, anneleri kadar olamazdım belki ama annelerinin bile veremediği o şefkati verirdim, bütün sevgimle yaşatırdım.

Ben büyümeden anne olmuştum çünkü, büyümeden hissetmiştim bu duyguları, galiba beni Özüm yapanda buydu.

"Abla!"

Bir çocuğun bağırışıyla kendime gelmiş elim yüreğime gitmişti, ona baktım kızgınca.

"Niye bağırıyorsun evlâdım! Kimsiniz siz? Kime baktınız? Daha içeri de ki kocamla uğraşmam lazım vaktim yok benim!"

Onlara terslenirken bazıları gülüyor, bazıları kaşlarını çatmıştı.

"Sen Baran abimizden de mi bir huysuz olmuşsun ne?"

Oğlan çocuğa şaşkınca baktım.

"Ne? Sen kocamı nerden tanıyorsun?"

Kaşları çatıldı kızgınca.

"Abla sen nasıl tanımazsın bizi ya?"

Gözlerimi kıstım gözleri tanıdık geliyordu bir yerden ama hatırlayamıyordum.

"Kendini tanıtırsan belki hatırlamama yardımcı olursun değil mi çocuğum?"

BENİ ÇOK SEV (Cefâpîşe Serisi 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin