93. Bölüm

119 9 102
                                    

SINIR ""5"" OYYY!!! ""80"" YORUMMM!!! (SINIR DOLMADIKÇA BÖLÜM YOK!!!)

Ya Aşkı, Ya Da sevdası...

Ayliz Korkut;

Vardı bir yüreği sızlatan o acı, bir yılan gibi süzülüp zehirleyen, ölmeden öldüren, nefes almadan nefessiz bırakan. Vardı bunun sebebi, yüreğine dokunan, oysa o sendin, sen...

Mükemmel olmayan bir şey vardı, eksikliğini belli eden. Sahi hangi biri mükemmeldi? Doğru ne onu ayırt edememişken, neyin mükemmelliyetiydi bu? Ne kadarda haksızlıktı, acılar içinde mutlu olmak, yara bere içindeyken huzurlu olabilmek. Belki de her şey yalandı, her şey hataydı, sadece bunu görememekti suç olan, körle yatmış, kör olarak kalkmıştık, görememişik önümüzü, bakamamıştık doğruları söyleyen gök yüzüne, atılan çığlıkları duyamamıştık belki de, yanlış olan şeyleri doğru bulmuştuk belki de. Doğru dediğimiz her şey hataydı, ya da yanlış belki de. Yarım bıraktığımız şeyleri tamamlayamamaktı suç olan. Hatalar üstüne hata yapmaktı kötü olan, kör olup görememekti, bunun hepsi kötüydü, acımasızlıktı, bir şeyi daha fark etmiştim doğru sandığını yapıp yanlış olduğunu anladığın an yıkılmaktı bunun adı da kendin edip kendin bulmaktı...

O an alınmıştı gülüşlerim, heyecanım. Sadece sorgular olmuştum o an, geç farkına varmıştım bazı şeyleri anlamak için peki bunun geri dönüşü varmıydı? Telafisi, ya da bir çıkış kapısı? Eğer yoksa ne anlamı var ki yaşamanın? Alınsın canın daha az acı çekerdin  belki...Gerçekleri yaşamak kadar kötü bir şey yoktu hayatta, acılarının altında kabusları yaşamak kadar bir ızdırap olamazdı, olmamalıydı, eziyeti çekmekten bu ızdırap bitmemeliydi, ben kaybolmak istiyordum mesela, kaybolup çıkarmasınlar istiyordum, yaşadıkça daha çok acı çekiyordun, başka türlü geçmiyor çünkü o acı.

İstesende, istemesende hiç bir türlü geçmiyor, ya yakana yapışmıştır, ya da ensende geziniyordur sessiz sedasız, ya da tam arkanda pençelerini çıkarmış ölmen için hazırda bekliyordur, kim bilir hepsi birden bile olabiliyordur, bunlardan kaçısın yoktu, istesende olamazdı zaten...

"Baba..."

Fısıltıyla dökülen o anlamlı sözlerle gözlerim dolmuştu, bana sarılan adamı itip koşuyordum, sadece koşuyor yetişmeye çalışıyordum. Gözümden dökülen yaşlar önümü görmeme engellese de yinede durmadım.

Ama yine varmış almıştım kollarıma onu.

"Baba..."

Gözleri kapalıydı, açması için ne yapmam gerekiyordu o an unutmuştum fakat duyulan seslerle kendime gelmiştim elime telefonumu alıp 112 yi aradım.

"Ne olur çabuk gelin! Babam, uyanmıyor"

"Hanımefendi sakin olun, hastanın açık alandı tutun nefes alması için nerede adresi verin hemen geliyoruz!"

Korku dolu adama adresi verdiğim de telefonu kapadım etrafıma bakındım.

"Yardım edin! Ne olur gelin!"

BENİ ÇOK SEV (Cefâpîşe Serisi 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin