95. Bölüm

189 11 123
                                    

SINIR ""5"" OYYY!!! ""100""" YORUMMM!!! (SINIR DOLMADIKÇA BÖLÜM YOK!!)

İmkânsız Tek Bir Kalp...

Baran Kara;

Zorlu yollardan gelen, ama bitmesi zor olan yolun bir uzun süre sonra zorunda kalıp bitmesi, yalanlarla dolu hayatın bir günde bitmesi, tek bir kalbin parçalara ayrılması, her şeyin yoluna gireceğini sandığımız o ayrılık...Bilemeden girdiğimiz o yolculuk, yakmıştı yüreklerimizi orta yerinden...

Ne çok doğru sandığımız, yanlış sandığımız şeyler vardı hayatımızda, eksiklerimizi doğru olarak gördüğümüz. Verdiğimiz kararların sonunu düşünmeden yola çıkmamız? Çok mu aceleci davranıyorduk? Çok mu fazla önümüze bakarak koşuyorduk? Ama sonra diyordum ya doğruysa? Fakat bir anda da yanlışsa? Demeden edemiyordum o kadar çok zordu ki bir kararın arkasında durmak. Elimizde olmadan dönemiyorduk çünkü, kaybettiğimizi kolay kolay kazanamıyorduk. Bize yanlışları yaptıran kör olan gözlerimiz, ve öfkemizdi bunları göremediğimiz için hatalar üstüne hata yapıp çok zarar veriyorduk ya...Ya suçsuz yere suçlanmak? Masum olanı kirletmek? Karakterinin altında ezilmek? Aşağılanmak? Hangi bir erkek için kolay olabilirdi ki zaten? Kolay olsa bu kadar acı olur muydu? Bu kadar acıyı yaşayamasak nasıl bilirdik aşkı...

Hem öfke vardı, hemde merak doluydum, stres altındaydım içeri de duyduklarım şok etmişti beni neye inanacağımı şaşırmış kalmıştım, Utku diyorum! Yapmış olamaz diyorum, ondan sonra kolundaki morluk geliyor gözümün önüne. Ya doğru söylüyordular, ya da tamamen uyduruyordular. Bu saçma gizem yüzünden delirecektim, boşanacaklar dedik geldiğimiz duruma bak! Oysaki bu mahkemeye gelmeyecektim, bu seferde boşanamayacaklar sanmıştım, hâlâ o hakim bozuntusu boşamışmıydı bilmiyordum. Merakıma yenik düşmüş kendimi mahkeme salonunda bulmuştum.

O hakim şerefsizini Özüm engellemese gebertecektim! Her dakika başı hem bana bağırıyordu, hemde emirler veriyordu. İzin verseler o ettiği emirlerin ne demekmiş ben ona gösterirdim, kanunmuş, adaletmiş sökmezdi bunlar bana. Benim adaletimde, kanunumda belli! O şerefsiz hâkimi dövmem gerekiyordu...

Yumruk yaptığım elimi avcuma vurdum.

"Ulan...!"

Çok saçma sorular sorup canımı sıkmıştı zaten! Kızımın özelinden sanane lan! Seni ne ilgilendirir! Senin görevin boşamak, görevini yapmak! Özüm'den beter çıkmıştı! Saçma sorularıyla darlamıştı beni! Ama ona ettiğim son sözlerimden sonra gözlerine düşen korku bir nebze de olsa rahatlatmıştı beni...

Burnumdan soluyordum hâlâ çıkmamıştılar! Niye şu duruşma artık bitmek bilmiyordu! Niye susmuyordu şu hakim! Hepsi beni delirtecek miydi...?

"Allah'ım sabır!"

Saçlarımı dağıtıp bir yere oturdum stresten dizimi sallıyordum, gözlerimin önüne yüzü geldiğinde kalbim sıkışmıştı, çok, hemde çok kötüydü sandığımdan da berbattı.

"Aklımı kaçırıcam artık!"

Artık bir karar verilmeliydi! Bende hayatımı ona göre düzene sokmam gerekiyordu, yoksa bu gidişle hem küçük kızım, hemde karım tamamen döneceklerdi arkalarını bana. Özüm nefesimdi, kızlarım ise canım! Ve benim kaybetmeye tahammülüm kalmamıştı! Özüm'ün yaşaması Ayliz'e bağlıydı onu onun dışında ben bile yaşatamazdım.

BENİ ÇOK SEV (Cefâpîşe Serisi 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin