Casus musun???Özüm;
Allah'ım ben ne yaşamıştım demin önce? O ruh hastası benim patronum mu çıkmıştı?? Bu benim için dünyanın sonu gibi birşeydi.
Hâlâ şoktaydım resmen benimle oynamıştı birde. İnsanı güler yüzlüydü bu sevimsizin yüzü ise mahkeme suratı gibiydi.
Sanane Özüm!! Ne hâli varsa görsün!! Bana bulaşmasın yeter!! Kendini bir de yakışıklı buluyor!! Hiç acaba kendine aynada bakmış mı?? Ondan daha yakışıklı erkekler var şu dünyada.
İçimdeki çirkef Özüm kaşlarını çatmıştı.
'Göz zevkinin bu kadar kötü olduğunu bilmiyordum. Adam taş ya taş!! Sen diyorsun ki ondan daha yakışıklı erkekler var!!
Gözünün önündeki adam endamıyla ben yakışıklıyım diyor!! Sana hiç yakıştıramadım Özüm'
"Kes sesini!! Dünyada ondan daha yakışıklı erkekler var!! Patronluk taslıyor birde bana!! Maymun suratlı!!"
Hâlâ olduğum yerde söylenirken insanlar bana bakıyordu. Öfkeyle mutfağa girdim. Hiç birşey olmamış gibi rezilde etmişti beni!!
Bıçağı alıp hırsla etleri kesmeye başladım. Aslında bu bıçakla onun kafasını kesmek vardı ama dua etsin şartlar uygun değildi.
"Kızım İyi misin??"
Şefin sesiyle bir anda irkildim. O arada ise parmağımı da kanatmıştım. Aman ne güzel.
Acı içinde Şefe dönüp zoraki bir şekilde güldüm.
"İyim parmağımı kestim"
Hızla tezgaha gidip elimi suyun altında tuttum. Sızlıyordu resmen.
"Gel kızım parmağına yara bandı yapıştıralım"
Şefe döndüğümde elinde yara bandı vardı.
Dışındaki poşetlerini yırtıp parmağıma sardığında minnetle gülümsedim ona.
"Teşekkür ederim"
"Hırsını canını yakarak çıkarma. Etleri öyle bir kesiyordunki ben bile korktum"
Gülerek bana bakıyordu. Anlamıştı öfkemi.
"Hayırdır ne oldu?? Gözlerinden alevler çıkacak kadar kim öfkelendirdi seni??"
"Sence?? O ego yığını olan Baran Bey!! Kendini ne sanıyor acaba!! Kralın oğlu filan mı?? Bu nasıl yüzsüzlüktür!!
Aman benden uzak Allah'a yakın olsun yeter!! Yoksa bu Özüm bak ona neler yapıyor!!"
Şef bu halime kahkaha atıyordu. Kaşlarım daha çok çatıldı.
"Alışırsın kızım, alışırsın. Sert adamdır ama yufka yüreklidir"
Bu sefer kahkaha atma sırası bendeydi.
"O mu yufka yürekli!! Güldürme beni ne olur!!"
Biz şefle kendi aramızda konuşurken başka bir ses daha duyduk.
"Abla Baran bey yemeğini istiyor"
Bakışlarımı Murat'a çevirdim. Baran beyimiz acıkmış demekki.
"Az sabretsin daha hazır değil söylersin!!"
"Amaa..."
"Hazır olunca ben sana seslenirim tamam mı Murat??"
"Tamam abla kolay gelsin sana"
"Sanada"
Gülerek mutfaktan çıktığında şefe baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ ÇOK SEV (Cefâpîşe Serisi 2)
General FictionÖzüm Sancak; Geçmişinden gelen izler ve bu izlerin hatırlattığı acılar yüzünden bir türlü yüzü gülmeyen bir kız. 24 yaşına gelmiş ama hayattan beklentisi kalmayan, umudu tükenmiş bir kız. Hiçbirşeyin yolunda gitmeyeceğine tamamen inandığı bir zamand...