96. Bölüm

272 11 92
                                    

SINIR ""5"" OYYY!! ""100"" YORUMMMM!! (SINIR DOLMADIKÇA BÖLÜM YOK!!!)

Kırılan Hayalkırıkları...

Ayliz Kara;

Umut...Öyle bir kavram varmıydı? Unuttuğumuz o dal varmıydı? Unutupta göremediğimiz. Yeşeripte, nefessiz kalana kadar öldüğümüz, ölüpte yeşeremediğimiz. Nefes olamazken, nefes bulduğumuz. Varmıydı bir umudumuz...?

Nasıl bir şeydi bu umut? Nasıl bir histi? Varlığını bir biz mi görememiştik? Biz mi tonca acının içinde kabul edememiştik? Ölüyoruz derken varlığını nasıl aklımızdan çıkarabilmiştik? Bu ona haksızlık olur muydu? Onun varlığını unutmakla ona zarar vermiş olurmuyduk? Ya buna rağmen imkansızsa? Ya yine her kapı kapalıysa? Her yolun kapıları kapalıysa? Ne anlamı kalırdı ki o zaman umut etmenin? Sonunda yine ölüm varken, neye yarardı? Ama sonra ya doğruysa? Ya haklıysa? Beklenmedik şeyler gerçekleşirse? Ama doğru da olmayabilirdi. Tamamen araftı. Her türlü çıkılmazdı, her türlü yanıyordun. Peki neyin çabasıydı bu? Kabullenmek varken neyin öfkesiydi? Yorulmuşken neyin eziyetiydi? Niye durulmuyordular? Bir yerden sonra pes edip kabullenmemiz gerekmezmiydi? Bitmiş bir hayat için neden daha çok acı çektirirdin kendine? Niye öleceğini bilmesine rağmen yanardı şu Allah'ın kulları? Hiç mi tükenmezdiler? Hiç mi bitmezdiler? Hayat onların sandıkları kadar kolay değildi, sadece bunu onlar görmüyordu...

Ben öleceğimi bile, bile vazgeçerken neler diyordular? Neler diyordu benim annem? Olmayan hayatın üstüne hayat kurulurmuydu? Buna onun gücü varmıydı? Ona da yazıktı, niye acı çektiriyordu bu kadar kendine? Ben kabullenirken benim dünyalar güzeli annem niye kabullenmiyordu...? Hiç mi düşünmezdi kendini...? Çok haksızlık ediyordu kendine, hemde çok...

'Çünkü seni düşünüyor, senin mutlu olmanı istiyor, babanın aksine!'

İç sesim beni doğrularken başımı onaylamazcasına salladım. Böyle mutluluk olunur muydu? Herkes kan revan içindeyken böyle mutlu olabilir miydim? Daha geçmemiş yaralarımız varken ben gerçekten mutlu olabilir miydim? Ya babam? Onun böyle bir şeye izni yokken nasıl evlenirdim? Sırf bu yüzden atmıştı ya beni sokaklara, sırf bu yüzden yüzüme bakmayıp, kızım dememişti bana. Buna bir daha dayanamazdım, ne kadar sevdiğim den uzak olsamda babamdan da gidemezdim, bu nasıl imtihandı Allah'ım? Nasıl bir acıydı? Ne sevdiğim diyebilirdim nede bambaşka bir şey...Onu görmek bile acıyan yüreğime bir acı daha ekliyordu, ona hak etmediği ithamlarda bulunmuştum kendimden nefret ederek.

Düşecek gibi olurken kapıya tuttunduğum an bir kol daha tutmuştu beni. Ona baktım dolmuş gözlerimle aylar sonra özlediğim gözleriyle büyüleniyordum, aşık olduğum yüzüyle nefes almaya çalışıyordum.

"Ayliz..."

Tuttuğum elle ateşe dokunmuş gibi geri çektim korkuyla.

Fakat aylar sonra ismim dudaklarının arasından dökülüyordu, onu bir daha asla görmeyeceğime o kadar çok inandırmıştım ki kendime. Ama böyle olacağını tahmin dahi edememiştim. Gözüm babamda takılı kalınca bize bakıyordu, korkuyla kolumu çekip bir adım geri attım.

"Ben..."

6 ay boyunca bir kez olsun 'İyiyim' dememiştim, diyememiştim. Nasıl diyebilirdim ki iyi değilken.

Boğazımı temizledim zorlukla.

"Anneme bakmam lazım"

Göz ucuyla ona bakıp yanlarından ayrıldım, nasılda acıyla, özlemle bakıyordu gözlerime, bunu için bile ölebilirdim.

BENİ ÇOK SEV (Cefâpîşe Serisi 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin