18.

36.3K 1.1K 120
                                    

Helllo, ben geldiiim!

Bu bölümde işaretlediğim yerleri geçebilirsiniz. Ayrıca vote ve yorum sayılarını düşürdüm. :/

İyi okumalar! Sevgilerle...

Kıyafetlerimi giyindiğimde kafamda duran havluyu saçlarımın nemini alarak çıkartmıştım. Havluyu askılığa asıp, adımlarımı Çağlar'ın odasına yönlendirdim. Hava git gide sıcaklaşıyordu. Bu yüzden yaz kıyafetlerimi giyinmiştim. Üstümde bol bir tişört ve sade bir şort etek vardı. Odaya ilerlediğimde içeride onu göremeyince dudaklarımı büzdüm. Gözlerimle odada kurutma makinesini aradım. O sırada banyosundan çıkan bir adet Çağlar vardı.

Belinde duran havluyu gördüğümde, gözlerim vücuduna takılmıştı. Yutkunup, hızla arkamı döndüm. Vay anasını! O nasıl bir şeydi be!

"Şey, ben şeyi aradım da bulamadım."

"Neyi?"

Elini belime koyup, vücudumu kendisine döndürdü. Gözlerimi kaçırırken, ellerimi nereye koymam gerektiğini bulamamıştım. Sırıttığını fark ettiğimde elimi enseme attım ve kaşıdım.

"Şeyi, kurutma makinesini. Söyle ben neredeyse alayım."

Kendimi ondan çekerken, belimdeki ellerini daha çok sıkılaştırdı ve çenesini omuzuna koydu. Ellerimi omuzlarına koydum ve parmağımla hafif daireler çizmeye başladım.

"Çok güzel kokuyorsun! Bu kokuyu başka birilerinde de koklamak isterim!"

Kaşlarımı çattım. Ellerimi omuzlarına atıp kendimi geri çektim. Ama o hala sırıtıyordu.

"Ne demek başkalarında koklamak isterim?"

"Çocuklarımızı koklayamaz mıyım?"

Kaşlarım havalanırken, dudaklarım aralanmıştı. Çocuklarımız mı demişti o? Sırıtması büyürken, elini yanağıma atıp baş parmağıyla okşadı. Olayın şokuyla gülümseyemiyordum bile. Burnunu burnuna sürttüğünde gözlerimi kapatmıştım.

"Bunun için erken olduğunu biliyorum. Ama kendime engel olamıyorum güzelim. Seni her gördüğümde başımı döndürüyorsun! Ve ben bununla nasıl başa çıkarım bilemiyorum."

Gülümsediğimde ellerimi beline atıp sarılmıştım. Başımı çıplak göğsüne yasladığımda, ıslak vücudu tişörtümü de ıslatmıştı.

"Kurutma makinesi üçüncü çekmecede, bende giyinip geliyorum."

Geri çekildiğimde kafamı salladım. Üçüncü çekmeceden kurutma makinesini alıp odasından çıkmıştım. Lavaboda saçlarımı kuruttuğumdan emin olduğumda kendime aynadan bakıp çıkmıştım. Göz altlarımdaki morluklar gitmiş, yanaklarım hafiften şişmişti. Bu halimi çalışan halimden daha çok sevmiştim.

Bugün Ceren gelmeyebileceğimi söylemişti, bu yüzden Çağlar ile dışarı çıkma kararı almıştık. Üstüme ceketimi aldığımda Çağlar da odadan çıkmıştı. Ayağıma spor ayakkabılarımı giydiğimde alışveriş yapmam gerektiğini fark ettim. Evden birlikte çıktığımızda, asansöre bastım. Asansörden Burcu çıkınca, Çağlar elimi tutmuştu. Bu yaptığına gülümsemiştim. Ama Burcu bizim aksimize çok öfkeliydi.
***

Elimdeki anahtarı, ağaç ile bağlantısını kestiğimde gülümseyerek Çağlar'a baktım. O da gülümseyip belime elini koyarak kendisine çekmişti. Ağaca baş harflerimizi kazımıştık. Geldiğimiz yer sessiz ve piknik alanı gibi bir yerdi. Ve çok güzeldi.

Çağlar eliyle saçlarımı toplayıp kenara çekti. Ve sırtımı ağaca yaslamamı sağladı. Nefesi boynuma değince yutkundum. Bu halime sırıtmıştı. Dudaklarını sürttüğünde, ellerimi gövdesine koydum. Her an onu itecek gibi bir halim vardı ama aslında bu bir ihtiras hareketiydi.

"İzel?"

"Hı?"

"Çok güzelsin! Ve kendime hakim olamıyorum."

🔞

Dudakları boynuma baskı uyguladığında ağzımdan aniden çakan iniltilerle kendisini bana daha çok yaslamıştı. Bir elimi ensesine atıp, parmaklarımı saçlarına daldırdım. Isırıkları ve boynumu emişlerine karşı kendimi zor tutuyor, dudaklarımı ısırıyordum. Ve nefesinin boynumu daha çok gıdıklaması bana hiç yardımcı olmuyordu.

"Çağlar, tamam yeter bunu burada yapmamalıyız!"

Beni takmayıp dudaklarını boynuma bastırmaya devam etmişti. Isırması canımı daha çok yakarken, onu kendimden ittim. Çatılı kaşlarımla, boynumu ovuşturduğumda göz göze geldik.

🔞

"Güzelim özür dilerim."

"Tamam, sorun değil. Sadece gitmek istiyorum."

Üzgün olduğunu gördüğümde dudaklarımı büzdüm. İhtirasına bu kadar düşkün olduğunu düşünmemiştim. Eşyalarımızı toplayıp, arabaya bindiğimizde, ayakkabılarımı çıkarmıştım. Dizlerimi kendime çekip yanağımı çıplak olan dizime yasladım. Yüzüm ona dönüktü ve yüzünü inceliyordum. Alnından terler aktığını görünce, kaşlarım çatılmıştı. Hava o kadar da sıcak değildi, hatta arabanın kliması açıktı. Yerinde kıpırdandığını fark etmiştim. Gergince arabanın direksiyonunu tutuyor, hızlı nefes alıp veriyordu. Bir zaman sonra arabanın durduğunu fark ettiğimde etrafıma bakındım. Alışveriş merkezinin önündeydik.

"Güzelim, özür dilerim. Ben bir anlık kendimi kaybettim."

"Tamam, sorun değil."

Elimi tuttuğunda, avucuma bir öpücük bırakmıştı. Daha sonra yaklaşıp hafiften kızardığını düşündüğüm boynuma bir buse kondurdu. Yüzüm hala düşüktü, neden olduğunu bilmiyordum. Onunla olmak, her daim sarılmak, vücudunun her ilmini bilmek bende çok istiyordum. Ama bu, benim için fazla erkendi. Ve bunun için ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.

Çağlar aşkım biraz sakin ol, kızı başka tutan yok aw

Vallahi hiç aralarını bozasım yok ne yapacağım bende bilmiyorum 🤷🏻‍♀️

Vote: 15
Yorum:10

KORUMA MI? O DA NE? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin