56.

18.7K 542 35
                                    

Yerimde kıpırdanıp, rahat bir pozisyon almaya çalıştım. Ama pek mümkün değildi, çünkü uzun zamandır yoldaydık ve oturmaktan kıçım acımıştı. Oflayarak Çağlar'a baktım.

"Hala gelmedik mi?"

"Hayır."

"Oturmaktan sıkıldım. Bir kenarda duramaz mıyız?"

Elini yanağımı atıp okşadı ve gülümsedi. Derin bir nefes alıp üstümdeki kazağa daha çok sarıldım. Kar tatili yapmaya gidiyorduk. Berna ve Cerenleri de çağırmıştım ama gelmemişlerdi. Onlar gelselerdi daha eğlenceli olabilirdi sanırım.

Sonunda bir benzin istasyonunda durduğunda gülümsemiştim. Kemerimi çözüp, arkada duran montumu aldım. Kendisi arabadan indiğinde bende inmiştim. Montumu hızla giydim ve saatlerce aynı pozisyonda kalmış olan bacaklarımı hareketlendirdim. Üşüyordum, hemde fena halde üşüyordum. Kar yağmamıştı ama yağsa da fena olmazdı.

"Bir şey yiyecek misin? Acıktın mı?"

Kafamı aşağı yukarı salladım. Yanıma gelip elimi tuttu ve markete doğru adımladık. Yiyecek bir şeyler aldıktan sonra, kasaya ilerledim ama o arkasına bir şey saklayıp yanıma gelmişti.

"Tuvalete git istersen, daha yolumuz uzun."

"Tamam."

Elimdekileri kasaya bıraktım ve marketten çıkıp, tuvalete girdim. İşim en fazla beş dakikaya bittiğinde arabaya doğru ilerlemiştim bile. Kendisi de benzini doldurmuş, arabaya binmişti. Hızlı adımlarla arabaya koşup bindim. Altımda rahat olması amaçlı sadece tayt vardı.

"Dondum!"

"Isınırsın şimdi, açtım klimayı."

Gülümseyip dudağını öptüm. Geri çekildiğim an, beyaz yumuşak dokulu bir ayıcık uzatmıştı. Şaşkınlıklıkla gülümseyip, ona baktım.

"Sen? Niye böyle bir şey aldın?"

"Dün kız grubuna atacağın ayıcık fotoğrafını bana atmışsın. Sevdiğini düşündüm, alayım dedim."

Yutkunup, sıkıca ona sarıldım. Yüzümü boynuna yerleştirip, kokusunu içime çektim ve ardından öpücükler bıraktım.

"Teşekkür ederim ama gerek yoktu. Öyle hoşuma gitmişti sadece."

"Bir öpücük alayım?"

İkimizde güldüğümüzde dudaklarımı ona uzattım. Sakince öpüp geriye çekildi. Yerimize yerleştiğimizde, ayıcığa sıkıca sarıldım ve ayakkabılarımı çıkartıp, ona dönerek rahat bir konumda oturdum. Yol boyunca onu seyredecektim. Arabayı çalıştırıp sürmeye başladı.

"Yolumuz uzunsa sen nasıl uykusuz dayanacaksın?"

"Dayanırım bir şey olmaz."

"Olmaz öyle şey. En azından bir yere çek burada yatarız."

"Dayanırım güzelim merak etme."

"Kaç saat var?"

"Üç saatlik yolumuz var en az."

"Emin misin dayanabileceğine?"

Gülümseyip elimi tuttu.

"O zaman seni uyanık tutma görevi bende?"

"Öyle mi oluyor?"

"Evet. Ne konuşsak?"

"Ne istediğini anlatabilirsin mesela?"

"Bir şey istemiyorum ki. Yani belki birkaç ay sonra evi düzenlesek olur mesela. Sadeliği sevdiğini biliyorum ama ev çok boş. En azından evi boyayabiliriz. Ayrıca çocuk olursa ev biraz küçük gelebilir."

"Dimi bana da öyle geldi!"

"Evet. Sonra yaz düğünü, böyle çok gösteriş, çok insan olmadan sakince evlensek."

Derin bir nefes aldım ve dudağımı ısırarak kafamı geriye yasladım.

"Sonra hamile olsam, senden sürekli bir şeyler isteyip dursam."

Gür kahkahasına bende eşlik ettim. Elini bacağıma koyup okşamaya başladı. Gözlerimin acısını. gidermek için ovaladım.

"Daha doğmadan kıyafetler alsak, böyle minik minik. Güzel olurdu dimi?"

"Evet bir tanem, güzel olurdu."

"Peki sen? Sen ne istiyorsun?"

"Hım, bir düşüneyim. Seninkilerle aynı şeyi sanırım, ama evi düzenlemekten ziyade yeni bir ev alabiliriz. Dostlarla çevrili bir düğün ve ardından bir çocuk. Belki bir tatil daha?"

"Bebekle tatile çıktığımızı düşünsene? Ay çok zor olurdu Çağlar!"

"Neden?"

"Neden mi? E beziydi, kıyafetiydi! Çok zor olur."

"Bakıcı?"

"He bir de rus al tam olsun!"

"Hayır güzelim ne alakası var? Sen daha rahat edersin diye dedim."

"Ben çocuğumu kimseye vermem!"

Kahkahası ile kaşlarımı çatıp, vitesteki elini tuttum.

"Sakin ol, bebek bizim bebeğimiz!"

"Evet, öyle!"

Böyle böyle konuşmamızın ardından üç saati geride bırakıp otele gelmiştik. Rezervasyonumuz olduğu için hızlıca odalarımıza yerleştik ama yerleştiğimiz gibi ikimizde kendimizi yatağa atmıştık. Benden çok kendisi yorulmuştu ve bu yüzden bu durum canımı sıkmıştı.

Gece ise yorgun argın üstümüzü değiştirip, yatağa girmiştik. Zaten otele geldiğimizde akşam üzeri olmuştu.

Vote:65
Yorum:15

KORUMA MI? O DA NE? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin