Telefonumu kulağımdan çekip aynadan kendime baktım. Akşam olmuş, restorana gelmiştik ama bir türlü Çağlar gelememişti. Ne olduğunu aşırı merak ediyordum. Uğur, bir şey olmadığını sadece işi olduğunu söylemişti ama inanmamıştım. Bu işin içerisinde başka bir şey vardı."Hala açmadı mı?"
"Hayır. "
"Gelir birazdan merak etme."
Hafif tebessüm edip, çantamı lavabo tezgahından aldım ve kızlardan sonra tuvaletten çıktım. Masaya oturduğumuzda hala görünürlerde yoktu. Yemekler geldiğinde iştahım olmadığını fark etmiştim.
"Berna istersen üstüne hiçbir şey giymeseydin?!"
"Size ne hocam? İstediğimi giyerim!"
"Hala hocam diyor, biriniz şu kıza bir şey desin!"
"Abartma Turgay, ne var kız ne güzel giyinmiş. Sen onun yanındayken kimse bakmaz merak etme. Sende adama hocam diyip durmasana Berna!"
Sözümün ardından, boğazını temizleyip Berna'ya döndü. Çağlar'a mesaj atmak için telefonumu çıkardım.
İzel: Çağlar neredesin?
İzel: Seni çok merak ediyorum. Herkes seni bekliyor.
İzel: Her şeyi anladım da telefonu kapatmak ne Allah aşkına!
Sinirle telefonu masaya koyduğumda, herkes gözünü bana dikmişti. Yalandan gülümseyerek suyumdan yudumladım. Ceren hızla bana dönüp kolumu cimcikledi. Bu yaptığına tepki bile vermemiştim.
"Hani sen bize önemli bir şey söyleyecektin?"
"Aa, evet. Bizim telaşımızdan senin söyleyeceğin şeyi unuttuk."
"Boşverin önemli bir şey değil."
Kızlar kaşlarını çatarken, Uğur kocaman gözlerini açmıştı. Turgay ise sırıtıyordu.
"Önemli değil mi?! Bunun neresi önemli değil ya?!"
"Ne yani siz biliyor musunuz?"
Ceren'in sorusuna karşı erkekler kafasını salladı.
"Bunlar bilirken, bizim bilmememiz çok kırıcı İzel."
"Bize ilk yengem söylemedi ki!"
"Kim söyledi Uğur?"
"Çağlar söyledi."
Kızlar kaşlarını çattığında, gözlerimi yavaşça kapattım. Gülmek bile cazibeli gelmiyordu şu an. Bu yüzden şakaklarımı ovalayıp kızlara döndüm.
"Çağlar evlenme teklifi etti."
"Ne!!"
İkisinin birden bağırması üzerine, restoranda yemek yiyen insanlar haklı olarak bize bakmıştı. Erkekler onları yatıştırırken, kızlar geri yerine oturdu. O sırada Berna hızla yanıma gelip elimi kendisine çekti.
"Yüzük nerede?"
"Ne yüzüğü?"
Alnıma vurmasıyla suratımı buruşturdum.
"Kızım ne yüzüğü olacak! Evlilik yüzüğü tabiki de! Almadı mı yoksa?"
"Bilmem. Yani bir anda teklif etti, ben yüzüğü bile sormadım."
Erkeklerin kahkahası üzerine, kızlarda gülmeye başlamıştı. Bu halime sadece tebessüm ettim. Ve yüzük parmağıma bakmaya başladım. Cidden yüzük düşünmemiştim bile. O sırada Turgay'ın ayağa kalkmasıyla, masada duran herkes arkama bakmaya başlamıştı. Kaşlarım çatılı bir şekilde arkama döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUMA MI? O DA NE?
Chick-Lit"Şimdi ben nereye gidersem gideyim, sen benim peşimde mi olacaksın?" "Evet, efendim." "Efendim mi? Farkında mısın bilmiyorum ama sen benden büyüksün. Bu yüzden İzel demen yeterli." "Peki, İzel..." Ve hayatımın böyle süreceğini bilseydim, çok önceden...