Bu arada, Yalçın (Çağlar'ın babası) İzel'in anne ve babasından önce evleniyor. Bu yüzden İzel ve Çağlar'ın arasında yaş farkı var. Bu bölümü okursanız daha iyi anlarsınız zaten.
Dayanamadım bir bölüm daha atmaya karar verdim. İyi okumalar.
Uyuyamamıştım. Çağlar da öyle. Ama o kadar yorgundum ki, elimi kaldıracak gücüm bile yoktu. Derin bir nefes aldım. Gece yarısı olmuştu neredeyse ve biz uzun zamandır arabadaydık. Eliyle sırtımı okşuyordu hala. Yutkunup kafamı kaldırdım.
"Eve çıkalım, burada her yerin tutulur."
Bakışları üzgündü. Gittiğimize pişman olmuştu. Gözlerine bile çok bakamıyordum.
"Biraz daha iyi misin bebeğim?"
"Evet, hadi gel gidelim."
"İzel, sen iyi olmadan şurdan şuraya gitmem!"
Sinirliydi ama siniri sadece kendisineydi. Alnını alnıma dayayıp gözlerimi kapattım. Elleri belimi sarmıştı.
"Ben iyiyim tamam mı? Artık kendine kızmayı bırak!"
"İyi değilsin, seni kötü eden benim!"
"Hayır, hayır! Beni en mutlu eden sensin bu hayatta!"
Sustuk. Alınlarımızı ayırdığımızda telefonu çalmıştı. Hızlıca cebinden çıkarıp arayan kişiye baktı. Bende baktım. Annesi arıyordu. Telefonunu kapatıp, arkaya fırlattı.
"Annenin bir suçu yok, kızma ona."
"Nasıl yok güzelim? Benim sevdiğim kadını kimse üzemez, bu annemde olsa!"
Kafamı sağa sola salladım. Yerimde kıpırdanıp, açılan bacaklarımı örttüm ve ellerimi beline sardım.
"O senin annen Çağlar! Seni korumak istemesi en doğal hakkı."
"Değil. Bunları konuşmasak, daha fazla üzülmeni istemiyorum."
Kafamı salladığımda,, elini belime yerleştirdi ve torpidoyu açarak çikolatayı aldığı gibi bana uzattı.
"Dondurmayı burada saklayamayacağıma göre sadece menümüzde bu var hanımefendi. "
Gülümsedim. Bu durumda bile beni gülümsetmeyi beceriyordu. Elindeki çikolatanın ambalajını yırtıp ilk başta ona uzattığımda reddetmişti. Bir ısırık aldıktan sonra lokmayı bitirip yutkunduğumda elini çeneme atarak kendisine çevirdi. Dudaklarını dudaklarıma bastırmıştı. Uzun bir öpücüğün ardından geri çekildi.
"Ben çikolatayı senin dudaklarında seviyorum. Ve ne zaman üzülürsen sana çikolata verir dudaklarını öperim. Öpmek cazibeli geliyor bana ama üzülmen konusunda tartışırız!"
Hafifçe gülümsedim.
"Seni çok seviyorum Çağlar!"
"Bende seni çok seviyorum güzelim!"
***Elim yumuşak bir şeye dokunduğunda, bunun temiz kokulu bir yastık olduğunu anlamıştım. Aniden kaşlarımı çatarak yattığım yerde doğruldum. Ne zaman eve gelmiştik? Yataktan hızlı bir şekilde çıktığımda karşımdaki aynadan üstüme baktım. Elbisem yoktu. Çağlar'ın üstümü çıkarmış olma ihtimali yüzümü kızartırken, çıplak ayaklarımla odadan çıktım. İçeriden sesler gelince kaşlarımı çattım. Birisiyle mi konuşuyordu? Oturma odasından gelen seslere kulak kesildim.
"Baba, annem çok büyük bir hata yaptı! Size seviyorum diyorum neden anlamıyorsunuz?"
"Biliyorum oğlum, biliyorum. Şimdi sana anlatacaklarımı iyi dinle."
Yüzlerini göremiyordum ama Çağlar'ın elini sakalına sürttüğünü anlayabiliyordum. Kendisini garip hissettiğinde hep böyle yapardı ve haberi bile yoktu bu davranışından.
"Ben üniversitedeyken bir kızı çok sevdim. Kendisi aynı, İzel'e benziyordu. Sarı saçları, hafif badem gözleri. O kadar güzeldi ki. Kendimi hep onu izlerken buluyordum. Bir gün konuşmak için yanına gittiğimde, nişanlısıyla tanıştım. Sonra bir anda çok yakın arkadaş oluverdik. Şimdiyse..."
"Ayrı mısınız?"
Gözlerim dolu bir şekilde odaya girdim. İkisininde bakışları bana döndüğünde, sakince koltuğa oturdum.
"Evet, ayrılar. Bahsettiği kadın annem çünkü."
Yalçın Bey üzgünce bana bakarken, gülümsemeye çalıştım. Çağlar şaşkınca bana bakıyordu.
"Beni Cemil Amca'nın kızı sanmanız komikti. Ama annemi sevmeniz hiç komik değil. Annem sizden ve Sultan teyzeden bahsederken hep iç çekerdi. Demek ki o da biliyordu, sizin onu sevdiğinizi."
Yutkundu. Kafasını elleri arasına aldı. Hafif karanlık olan evde sessizliğimiz yankılanıyordu. Sultan teyze ve annemin kavgası bu yüzdendi. Yalçın Bey'in annemden hoşlanması yüzünden.
"Size kızmıyorum. Nasıl kızabilirim ki? Birisinden hoşlanmak, onu sevmek kızılacak bir durum değil. Ben sizi çok iyi anlıyorum."
Ayağa kalkıp hemen yanındaki koltuğa oturdum ve başında duran elini, ellerimin arasına aldım. Kafasını kaldırıp bana baktığında, göz yaşlarının aktığını gördüm.
"Ağlamayın lütfen. Bakın, her türlü sizin kızınız oldum. Sizde her türlü benim babam oldunuz."
Gözleri parıldarken, sıkıca sarıldım. Benim de gözlerimden yaşlar akıyordu. Belki annem ve babam yaşasaydı bu durumu garipseyebilirlerdi ama benim içimden bu yapmak geçiyordu. Eğer ona kızıp bağırsaydım kendimi affetmezdim. Ben böyle büyümemiştim. Geri çekildiğimde yüzüme bir gülümseme yerleştirdim ne kadar ağlamak istesem de.
"Kahvaltıda ne istersiniz?"
"Ben kahvaltı yaptım Kızım, müsaadenle de kalkayım artık?"
Üzülsem de bir şey dememiştim. Ayağa kalktığında onu kapıya kadar eşlik ettik. Ardından Çağlar kapıyı sertçe kapatıp bana sarıldı. Yüzünü boynuma yasladığı için eğilmek durumunda kalıyordu ve bu onu rahatsız etmiş olacak ki vücudumu kaldırdı. Bende bu yüzden bacaklarımı onun beline sardım.
"Sevgilim?"
Ses vermemişti. Onun da yumuşak bir kalbi olduğunu biliyordum. Bunu anlamak zor değildi. Ellerimi saçlarında dolaştırdım ve yüzünü çekmesi için ellerimden yardım aldım. Ela gözleri büyümüştü.
"Ne oldu?"
"Bir şey olmadı. Sadece seni yeniden sevmenin duygusunu yaşıyorum."
Gülümsedim ve gözlerimi kapattım. Hala uykum vardı ama karnım da acıkmıştı.
"Ceren bugün işe gelmemen gerektiğini söyledi. Akşam üstü buraya uğrayacakmış."
Kafamı salladım ve dudaklarımı dudaklarına sürttüm.
"Bu hissi çok seviyorum biliyor musun? Ben istemeden bana dokunmaman çok hoşuma gidiyor."
Ellerini belimde dolaştırmaya başladı. Gözüm kapalı olduğundan bana bakıp bakmadığını bilmiyordum. Ama dudaklarından açık olduğunu hissedebiliyordum. Gözlerimi sen kapattır bana, diyordu sanki. Islattığım dudaklarımı onun dudaklarına bastırdığımda, elleri sertleşmiş gibi belimi kavradı. Sakince öpüşmemizin ardından nefes almak için geri çekildim.
"Uyumak istiyorum. Bugün yataktan çıkasım yok."
"Tamam güzelim, sen nasıl istersen."
İzel'in anne ve babası evlendikten sonra uzun bir süre boyunca gezmeye karar verdikleri için çocuk yapmıyorlar. Ve bu yüzden Yalçın daha önce evlenip çocuk sahibi oluyor. Aralarındaki yaş farkı bu yüzden.
Vote:25
Yorum:15
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUMA MI? O DA NE?
ChickLit"Şimdi ben nereye gidersem gideyim, sen benim peşimde mi olacaksın?" "Evet, efendim." "Efendim mi? Farkında mısın bilmiyorum ama sen benden büyüksün. Bu yüzden İzel demen yeterli." "Peki, İzel..." Ve hayatımın böyle süreceğini bilseydim, çok önceden...