44.

20.4K 619 58
                                    

Ertesi gün

Cerenlerdeydik. Kız isteme merasimi burada olacaktı. Gergindim çünkü bu kız isteme olayı nasıl olacaktı bilmiyordum. Annesi bir şey diyecek miydi? Tartışma olacak mıydı ya da bir şeyler yanlış gidecek miydi? Bu sorular kafamın içinde dönüp duruyordu.

Bugün Çağlar'ı hiç görmemiştim. Sadece mesajlaşmıştık ve çok özlemiştim. Oturduğum makyaj masasından beri Berna'ya baktım.

"Siz hayırdır?"

"Asıl sen hayırdır kardeşim? Yemek değil bu resmen vakumlamışsınız birbirinizi!"

"Ya tamam olabilir ama napiyim? Sanki sen hiç Turgay'ı-"

Hızla elini dudaklarımın üstüne koydu. Cerenle buna gülmüştük.

"Hiçte bile! Ben fesat olabilirim, ona düşkünde olabilirim ancak bir vakumcu değilim!"

Kahkahalarımızın arasında o da gülmeye başlamıştı.

"Ya kızım harbiden zar zor kapanıyor bu morarıklık!"

"Tamam boşver, saçımla örterim. "

Saçlarımın önlerini tutuşturup arkadan bağladım ve diğer tutamların boynumdaki morarıklığı örtmesini sağladım. Üzerimde beyaz bir elbise  giymiştim ve arkasında büyük bir kurdelesi vardı. İçeriye Ceyda teyze girdiğinde gülümseyerek ayağa kalktım.

" Ay çok güzel olmuşsun İzel! Ayrıca geldiler aşağıdalar."

Ceren ve Berna odadan çıktığında Ceyda teyzenin elini tuttum.

"Ceyda teyze, ben şimdi annesinin elini öpücek miyim?"

"Sen yelten uzatmazsa o onun terbiyesizliğidir."

" Tamam. Çok teşekkür ederim. Her şey için, annem gibi hissettirdiğin için."

"Oy kızım benim, ne demek! Hadi gel aşağıya inelim artık."

Kafamı salladığımda birlikte aşağıya inmiştik. Kapının önünde Cemil Amca ve Celal abi ile tokalaştıklarını gördüğümde, Çağlar'a baktım. Takım elbisesini giyinmiş heyecanla bana bakıyordu. Elimi hızla kalbime koydum, her an çıkacakmış gibiydi. Karşımda duran Yalçın Amcanın elini öpüp sarıldım.

"Hoşgeldiniz."

"Hoşbulduk kızım!"

Annesi bana öfkeyle bakarken elimi uzattım ama o sinirli bir tavırda kafasını çevirip içeriye yürümeye başladı. Bakışlarım düşerken, Çağlar elindeki çiçek ve çikolatayı bana uzattı.

"Teşekkür ederim!"

Alnıma bir öpücük kondurduğunda Celal abi ensesine vurmuştu. Buna gülüp, çikolata ve çiçeği orada çalışan  ablaya verdim. Elimi tuttuğunda hep birlikte içeriye girmiştik. Oturmamız için hazırlanan sandalyelere geçtiğimizde, herkes yerini almıştı. Heyecanla bacağımı sallıyordum. Gülümsemeden de edemiyordum. Kulağıma yaklaştı.

"Morlukları görebiliyorum."

"Bende seninkileri görüyorum, kapatamamışsın!"

Kahkahası üzerine Cemil Amcalar bize baktığında utançla gülümsedim.

"Kızım hadi sen bize kahveleri yap!"

"Tabi! Nasıl istersiniz?"

"Herkese orta yap kızım!"

Çağlar elimi bıraktığında, ayağa kalktım ve Berna ile Ceren'i alıp mutfağa ilerledim. Onlar misafirlere hazırlarken ben de Çağlar'a kahveyi hazırladım. Fincana döktüğümde tuza uzanıp sinsice kızlara gülümsedim.

KORUMA MI? O DA NE? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin