41.

21.5K 608 79
                                    

Kısa zamanda yine yeni bölüm geldi.

Bu arada bölüm atmamazlık ya da başka bir olay yok. İşi de pişirmediler sakin olun xşğwöslsnjendl

O iş arabada kaldı, ondan sonra eve geldiler bu kadar. İşi pişirmeleri çok sonradan olacak.

Ha bu arada, Berna ve Turgay içinde ayrı bir hikaye yazıyorum ağağğağa çok güzel gidiyor bakalım. Şu anlık yayınlamayı düşünmüyorum.

Bu hikaye bitsin hemen onu yayınlayacağım.

Sizi seviyorum.

İyi okumalar.


"Efendim İzel Hanım ve Çağlar Bey geldi!"

Ceyda teyzenin bakışları anında bize döndüğünde, hafiften tebessüm ettim. Ayağa kalkıp hızla bana sarıldı. Sarılması ile ağzımdan bir hıçkırık kopmuştu. Annemi özlemiştim. Onun kokusunu, benimle konuşmasını, her şeyini.

Hiçbir şey söylemeden sesli bir şekilde ağlıyordum. Ceyda teyze, elini sırtımda gezdirip okşamaya başlamıştı.

"Noldu anneciğim?"

"Tamam, hadi ağla."

Geri çekildiğimde, yanaklarımdan akan yaşları sildi. Gözlerim bulanık görürken, sadece duruyordum. Çağlar'ın yanında anlatamazdım. O da anlamış gibi, Çağlar'a döndü.

"Bizi biraz yalnız bırakır mısın Çağlarcığım?"

Ona bakmadan koltuğa oturdum. Ceyda teyze de yanıma oturduğunda, dizine başımı yasladım. Bir yandan da ağlıyordum. Önüme düşen saçlarımı geriye doğru çekti.

"Noldu kuzum?"

"Yoruldum."

Yattığım yerde doğruldum.

"Çağlar evlenme teklifi etti. Ya beceremezsem, ya kırarsam onu? Benim için çok erken, ama onun için..."

"Bir çocuğu olsun istiyor. Bende istiyorum ama korkuyorum. Annelik çok büyük bir sorumluluk ister, ben nasıl anne olucam ki? Nasıl bakıcam? Beceremezsem, o zaman ne olucak?"

"Şş tamam, annelik büyük bir sorumluluk ama herkes bu durumdan korkar. Bende korktum. Bir çocuğu besleyen en önemli şey, bakımı değil, annenin sevgisidir! Ve sen çok iyi bir anne olabilirsin! Hem biz varız, sana elbetteki yardım edeceğiz."

"Korkuyorum Ceyda teyze! Onun başına bir şey gelmesinden, benim başıma bir şey gelmesinden, ölesiye korkuyorum! Hep yanımda biliyorum ama bir şey olursa ne olacak? Göremezsem, sesini duyamazsam?"

"Yavrum benim, neden böyle şeyler düşünüyorsun? Aşk iki bedenden asla kopmaz! Sen böyle şeyler düşünme artık. Sana bir çorba yapayım olur mu? Güzelce iç, dinlen."

Kafamı aşağı yukarı salladım. Sabahtan beri bir şey yememiştim. Yüzümdeki yaşları silip alnıma bir öpücük kondurdu ve salondan ayrıldı. Titrek bir nefes aldım. O sırada bir beden bana sarılmıştı. Kokusundan, onun olduğunu anlamıştım elbette. Ellerimi beline sardığımda, sıkıca sarıp sarmalamış ve saçıma bir buse kondurmuştu.

"Özür dilerim, senin için her şey çok ani oldu."

Bir şey söylemeden sadece durdum. Gözlerimi kapatıp, kokusunu içime çektim. Ve kollarımı daha çok sardım bedeninde.

"O gün mezarlıkta, benden hoşlandığı söylediğin zaman çok korktum. Senin ne haddine sevmek dedim kendi kendime. Hatta karşılaştığımızda bilekliğini düşürmüştün, hatırladın mı? Aslında hikayesini sen anlattın bana, arabadayken mırıldanmıştın ilk gün ama ben duydum. Seni gerçekten koruduğumu anladım o gün, sevgimle hemde."

KORUMA MI? O DA NE? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin