21.

31.9K 949 51
                                    

"İzel bana arşivdeki 24. sırada duran mavi kutuyu getirebilir misin?"

Kafamı onaylar biçimde sallayıp, odadan çıktım ve hızla arşive ilerledim. Dosyaların arasında dolaşıp mavi olan kutuyu aradım. Yerini bulduğumda hızlıca alıp odadan çıktım. Ceren'in odasına ilerlediğimde, acele içerisinde bir şeylerle uğraşıyordu. Kutuyu masanın üzerine koyup, dosyaları bir kenara aldım ve omuzlarından tutup kendime çevirdim.

"Kızım sakin ol!"

"Sakin olamıyorum! Bütün gün saçma sapan şeylerle uğraştım. Celil başka yere gitmiş onun işleriyle de ben uğraşıyorum ve yoruldum."

"Tamam, az otur. Halledebiliriz, birlikte!"

Gülümseyip elinden tuttum ve dönen sandalyesine oturmasında yardımcı oldum.

"Ben sana bir kahve yapayım, sende dinlen. Tamam mı?"

Kafasını salladığında odadan çıkıp mutfağa ilerledim. Kimsenin olmaması işime gelirken, hızlıca makineye kahveyi koydum. O sırada belime sarılan ellerle kaşlarım çatılmıştı.

"N'oluyor ya?"

"Şş, korkma benim!"

Boynuma öpücük kondurup beni kendisine çevirdi. Gülümseyip, etrafta birisinin olup olmadığına baktım.

"Senin ne işin var burada?"

"Sevgilimi göremez miyim?"

"Göremezsin, çünkü sana küs."

Hızlıca arkamı döndüm. Biraz trip atmaktan zarar gelmezdi bence. Derin bir nefes verdi. O sırada fincanı alıp olan kahveyi döktüm. Yandan beri yüzüne bakıp hızla uzaklaştım. Odaya girdiğimde Ceren'i bulamadığım için kaşlarım çatılmıştı. Bende kendi masamın üzerine koydum kahveyi. Etrafta ona bakarken, Çağlar yanıma gelmişti.

"Cidden trip mi atacaksın?"

"Sadece bir dondurmaya kendini affettiremezsin."

"Tamam, başka ne istiyorsun?"

Kalçasını masaya yasladığında önüne geçtim ve elimi gömleğinin üzerine atıp kaslarına dokundum.

"Bana dokunmanı, babacığım."

Kaşları havalanırken, gözlerimi kapatıp ona sarılmıştım. Derince kokusunu içime çektiğimde, tek eliyle bile belimi sarmıştı. Sarıldığım için açılan belimi okşuyordu.

"Sanırım benim güzel kızım, biraz yaramaz. Öyle mi?"

"Ama sadece sana yaramazım!"

Kahkahasını duyduğumda geri çekildim ve dudaklarımı büzdüm. Elini boğazıma attığında, baş parmağıyla çenemi hafifçe yukarı kaldırmıştı. Bende ona itaat ettim. Ama hala birilerinin bizi yakalayacak korkusu vardı içimde. Yüzünü bana yaklaştırıp, boynumu kokladı.

"Sadece sabret meleğim, çünkü sevgilin cidden bir..."
Durdu.

"Bağımlı. "

Sertçe yutkunduğumda, yaslandığı yerden kalktı. Eli hala boğazımdaydı ve yavaşça hareket ediyordu. Eğilip dudaklarıma bir öpücük kondurdu. Kirpiklerim hala söylediği şeyin etkisindeyken, fark ettiğim şey kesinlikle ıslanmış olduğumdu.

***

İşten sonunda çıkabildiğimde akşam olmuştu. Cemil Amca'yı arabanın içerisinde gördüğümde, arabadan inip yanıma gelmişti.

"Ceren montunu unutmuş, gelir şimdi."

"Tamam kızım. Sen nasılsın, Çağlar ile aran iyi mi?" O kadar iyi ki, birbirimizi öpüp hazza geldik Cemil Amca! Kocaman gülümsediğimde, başımı eğdim.

"Ben iyiyim, Çağlar sağolsun hiç yalnız bırakmıyor beni. İyi anlaşıyoruz!"

"Çok sevindim kızım, e artık bir tek evlenmen kaldı. Onu da görürüz inşallah!" Utançtan yanaklarım kızarırken dudağımı ısırdım.

"İnşallah Cemil Amca. Sen nasılsın, kaç gündür konuşamadık doğru düzgün."

"İyiyim yavrum, aynı şeyler işte. Bazen tansiyonum yükseliyor, malum artık yaş ilerliyor."

"Dikkat et kendine lütfen!"

Sıkıca ona sarıldığımda Cerende yanımıza gelmişti.

"Oo bensiz sarılmak ha? Ayıp ediyorsunuz!"

Gülerek ona da sarıldım.

"E hadi sende bize gel."

"Yok, bugün biraz yoruldum. Çağlar da gelir zaten şimdi. Ama başka zaman pijama partisine hayır demem!"

Gülerek söylediğim şey üzerine kafasını salladı ve yanağımdan öptü. Bende onun yanağından öptüğümde, vedalaşmıştık. Arabaya binip gittiklerinde gözlerimi etrafta gezdirdim ve bana bakan şapkalı birisini gördüm. Kaşlarım çatılırken bir adım geriye gitmişti ayaklarım. Korku, vücuduma yayılıyordu. Ayaklarımın titrediğini hissettiğimde, kendimi serbest bırakmıştım ama beni tutan vücut, bedenimi yukarı kaldırmıştı.

Korkudan hareket edemezken, sadece yaptığım şey dolan gözlerimi kapatmaktı. En sonunda bana seslenildiğini fark etmiştim.

"İzel? İyi misin, noldu korkutma beni?"

"B-ben birisini gördüm sandım."

"Kimi?"

Çağlar kaşlarını çatıp etrafına bakındı. O sırada da arabanın kapısını açarak beni koltuğa oturttu. Gözlerimi sıkıca kapatıp biraz da olsa dinlenmeye karar vermiştim.

Hello ben geldiim...

Obaa! Neler oluyor neler, hehehe!

O kadar dolu dolu aşk bölümleri yazasım var ki, anlatamam size.

Resmen şöyle aşk yaşamak istiyorum!

Çağlar gibi birisi Amiin!!

Vote:20
Yorum:15

KORUMA MI? O DA NE? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin