3 Ay sonra
Derin bir nefes alıp, aynada kendime baktım. Güzeldim, hemde çok güzeldim. Üstümdeki gelinliğe tekrardan baktım. Hafif kabarık, simli ve taşlıydı.
"Ay İzel, çok güzel olmuşsun."
"Teşekkür ederim Begüm abla."
Evet yan komşumuzla baya baya arkadaş olmuştuk ve nikahımıza onu da çağırma kararı almıştık. Normal bir şekilde nikah yapacaktık, düğün yapmaya kalkışmadan yakınlarımızın bizi istemediğini fark ettiğimizden sadece nikah istemiştik. Kapı tıklandığında, heyecanla oraya döndüm. Siyah takımıyla karşımda duruyordu. Ellerini yüzünü kapatmak için kullandığında, gözlerim dolmuştu. Yutkunup yanıma ilerledi ve alnımdan öptü. Ağladığını görmemi istemiyordu ama ben biliyordum.
"Çok, çok güzel olmuşsun."
"Teşekkür ederim. Sende çok yakışıklısın."
"Kalbim nasıl atıyor tahmin edemezsin İzel, öleceğim şimdi burada."
Gülüşüm ile elimi tuttu ve kalbine götürdü. Gerçekten çok hızlı atıyordu.
"Ankarada adam öldürürken bu kadar heyecanlanmıyordum."
"Sus şimdi, ölümden falan bahsetme."
"Tamam, sustum. Zaten konuşamayacak kadar heyecanlıyım."
Kolunu uzattığında, elimi nazikçe koydum ve odadan çıktık. Salona girdiğimizde ön koltukta oturanlara baktım. Tek yakınım olan arkadaşım ve Yalçın baba vardı. Onlarda yerlerinden kalktı ve şahitlik yapmak için koltuğa oturdu. Bizde yerimizi aldığımızda, nikah memuru gelmişti.
"Adınız soyadınız?"
"İzel Korhan."
"Anne ve baba adı?"
"Fatma Korhan, Murat Korhan."
"Sizin adınız soyadınız?"
"Çağlar Aşkın."
"Anne ve baba adı?"
"Yalçın Aşkın, Sultan Aşkın."
Heyecanla Çağlar'a baktım. Benden daha heyecanlı olabilirdi. Masanın altından beri elini tutup sıktım.
"Siz İzel Korhan, Yalçın oğlu Çağlar'ı eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"
Mutlu bir şekilde ona baktım. Dudağımı ısırıp nikah memuruna geri dönmüştüm.
"Evet!!"
"Siz Çağlar Aşkın, Murat kızı İzel'i eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"
"Evet!!"
"Şahitlerde onaylıyor mu?"
"Evet."
"Evet."
Defteri benim önüme getirdiğinde, kalemi alarak imzaladım. Çağlarda imzaladığında, ayağına basmıştım. Kaşlarını çatarak bana baktı.
"Belediye başkanın bana vermiş olduğu yetkiye dayanarak, sizi karı koca ilan ediyorum. Tebrik ederim, bir ömür boyu mutlu olmanız dileğiyle."
"Teşekkür ederiz."
Evlilik cüzdanını elime aldım ve havada salladım. Ayağa kalktığımızda, ilk önce alnımı ardından da sert bir şekilde dudaklarımı öpmüştü. Geriye çekildiğimizde ise alt dudağımı ısırmış ve ona sarılmıştım.
"Artık evliyiz!"
"Artık evliyiz güzelim!"
Yalçın babamın elini öptüğümde, arkadaşlarımla sarıldım. Bir zaman sonra herkes yanımızdan ayrıldığında, eve ilerlemiştik. Arabanın içinde şarkılarla, roman havasıyla az çok dans ederken kısa zamanda eve gelmiştik bile. Elimden tutup hızla bahçeye doğru ilerledi. Havanın kararmasıyla, telefonunu çıkardı ve ilk kez dans ettiğimiz o şarkıyı açtı.
(Şarkıyı yukarıdan dinleyebilirsiniz.)
Gülümseyerek boynuna sarıldım. O da elini belime atarak kendisine çekti. Açıkta duran omuzlarıma öpücük kondurduğunda, gözlerimi kapatarak dansta onu taklit etmiştim.
"Bir şeyler içmek ister misin?"
Geri çekildim ve dudaklarını öptüm.
"Hayır içmek istemiyorum."
Dağılmış olan saçlarımın bir kısmını arkaya attı ve boynumu öpmeye başladı. Elimi yanağına koyup durdurdum.
"Havuza ne dersin?"
"Mükemmel derim."
Arkamı ona döndüğümde, kaşlarını çatmıştı. Yandan beri güldüm ve ellerini fermuarıma götürdüm.
"Çıplak mı gireceksin?"
"Gelinlikle giremem."
"Siktir et havuzu, biz banyoya gidelim."
"Niye ya?"
"Aşkım dikizlerler, uğraşamam hiç. Hepsini tek tek dövmek zorunda kalırım."
"Aşkım?"
"Hı aşkım?"
Dudaklarımı ıslattığımda, aniden beni kucağına almıştı. Küçük çığlığımla boynuna sarıldım. Adımlarını yukarıya çıkarttı ve odamıza ilerledi. Odaya da zorlukla girdiğimizde yere indirmişti. İhtiraslı bir şekilde ceketini çıkardı ve parmağını boynumda gezdirdi.
"Farklı pozisyonlara ne dersin karıcığım?"
"Ne gibi pozisyonlar kocacığım?"
"Çok zevk alacağın pozisyonlar güzelim. O kadar zevkli ki ağlayabilirsin bile."
Ne kadar bundan korksamda, gülümsemiş ve elimi gömleğinin düğmelerine uzatmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUMA MI? O DA NE?
ChickLit"Şimdi ben nereye gidersem gideyim, sen benim peşimde mi olacaksın?" "Evet, efendim." "Efendim mi? Farkında mısın bilmiyorum ama sen benden büyüksün. Bu yüzden İzel demen yeterli." "Peki, İzel..." Ve hayatımın böyle süreceğini bilseydim, çok önceden...