İşaretlediğim yerleri geçebilirsiniz.
Alışverişten çıkmış eve gelmiştik. Mağazadaki çoğu şeyi beğenmemiştim ama Çağlar ne varsa almıştı. Yeni alınan kıyafetleri makinaya atıp, odama ilerledim. Bir çok kıyafeti sevmediğim ve eskidiği için bir poşete koydum. Belki birilerine veririm diye. Çağlar geldiğimizden beri balkondaydı ve yarım saat geçmesine rağmen hala içeriye girmemişti.
Ayanadan boynuma baktığımda aslında o kadar morarmadığını görmüştüm. Ben sadece korkmuştum. Canımın yanmasını istemiyordum. Derin bir nefes alıp, balkona ilerledim ve sırtı bana dönük olan Çağlar'a sarıldım.
"Ben sadece korktum. Yani ileriye gitmekten, buna hazır olamam sandım."
Karnında bağladığım ellerimi çözüp, bana döndü ve yüzümü ellerinin arasına aldı. Gülümsüyordu ve bende o gülümsüyor diye gülümsemiştim.
"Hazır olmadığını biliyorum, ben sadece bencillik ettim. "
Kafamı sağa sola salladım. Ayak parmaklarımda yükselip dudaklarına kısa bir öpücük bıraktım.
"Belki de kısa zamanda hazır olurum?"
"Hayır, güzelim."
Yüzüm düşerken, elinden tutmuştum. Sıkıca parmaklarımı parmaklarına kenetledim ve onun odasına doğru ilerledim. Karanlık olan odada ilerlediğimde, kapıyı kapatmıştım. Ve sırtımı kapıya yaslayıp, onu kendime çektim.
"Çok fazla ileriye gideceğimizi sanmıyorum. Gider miyiz?"
"Sen istersen gitmeyiz güzelim. Canını acıtırsam söylemen yeterli tamam mı?"
🔞
Kafamı salladığımda, büyük elleri belimi kavramıştı. Ellerimi boynuna dolayıp dudaklarımı dudaklarıyla buluşturdum. Anında kalkan vücudumla, ayaklarımı beline doladım. Parmaklarımı saçlarına daldırdım. Yumuşak saçlarında dolan parmaklarımla hafifçe saçlarını çekiyordum. Tişörtümden içeriye giren sıcak elleriyle, dudaklarımız ayrılmıştı. Parmakları vücudumda gezerken, kafamı kapıya yasladım. Dudaklarını boynumda gezdiriyor hatta öpücükler bırakıyordu.
Sırtım yaslandığı yerden alınırken, kapalı olan gözlerimi açmıştım. Yumuşak yatakla buluştuğunda, bacaklarımı doladığım belinden ayırdım. Gözlerini gözlerime getirdiğinde yutkundum.
"Korkuyorsun, sen bu haldeyken yapamam!"
"Çağlar, bana zarar vermenden korkmuyorum. İlk defa tatmam gereken bir duygunun bana zarar vermesinden korkuyorum."
Ellerini saçlarımda gezdirmeye başladı. Bende elimi çenesine götürdüm. Kafamı hafiften kaldırıp burnumu sürttüm ve adem elmasına bir buse kondurdum. Gülümsememe rağmen kalbim neredeyse yerinden çıkacak gibi hissediyordum. O da ne kadar istemese de gülümsedi.
Vücut ağırlığını az da olsa üstüme yüklediğinde, ellerini belimde gezdirmeye başladı. Dudakları ise yerlerini almış bir şekilde, boynumdaydı. Dudaklarının sıcaklığını hissetmem bile içimde bir şeyler olmasını sağlıyordu. Dişlerimi sıkıp, kafamı geriye attım. Bir eli bacağıma gittiğinde, ellerimi yumruk yaptım.
Haz alıyordum ama her an kötü bir şey olacakmış gibi hissediyordum. Dişlerini çok fazla acıtmadan boynuma geçirdiğinde elimde olmadan ağzımdan bir inilti çıktı. Yaptığım bu hareket kafasını bana kaldırmasına yetmişti.
"Kendini sıkma! Kötü bir şey yok, olmayacakta. Sakin ol güzelim!"
Dudaklarıma sakince bir öpücük kondurdu ve iki yanda olan ellerimle, ellerini kenetledi. Birazda olsa sakinleştiğimde, karnımda hala bir baskı hissediyordum. Dudaklarımdan geri çekildiğinde, gözlerimi ellerimize kenetledim. Baş parmağıyla, benim baş parmağımı okşuyordu. Bu hareketine daha çok gülümsedim. Sakinleşmemi sağlıyordu. Tişörtüm biraz sıyrıldığı için göğüslerimin dolgunluğu üste kaldığından oraya da bir öpücük bırakıp geri çekildi.
🔞 (BİTTİ)
"Canını acıttım mı?"
"Bu kadar mı?"
"Daha fazlasını mı isterdin güzelim?"
"Yani, cidden korkulacak bir şey yokmuş."
Kahkaha atmasıyla yanaklarım kızarmıştı. Üstümden kalkıp, kucağına oturmamı sağladı. Sırtını yatak başlığına yasladığında, ellerimi beline sardım. Ve omuzuna kafamı yasladım.
"Senin yanında böyle olmaktan utanıyorum. Sen kim bilir..."
"Öyle bir şey sakın söyleme!"
Sert sesi karşısında susmak durumunda kalmıştım.
"Düşündüğün gibi bir şeyler olmadı İzel, hiçbir zamanda senden başka olmayacak."
Yutkundum. Doğru söyleyip, söylemediği hakkında düşünceliydim. Otuz üç yaşındaydı! Bu zamana kadar elbetteki ilişkileri olmuştur diye düşünüyordum. Belki bana söylemekten çekiniyordu. Kafamı kaldırıp ona baktım. Kafasını geriye yaslamış hatta gözlerini kapatmıştı. Adem elmasının etrafına bir sürü buse kondurmamla, yutkunmasını sağlamıştım.
"Özür dilerim, ama ben sandım ki."
Kafasını kaldırıp gözlerimin tam içine baktı. Karanlık odada, gözlerini net bir şekilde görebiliyordum. Ve bu beni biraz korkutmuştu.
"Ne sandın?"
Sert sesi karşısında yutkundum ve yerimde kıpırdandım ama o, belimden tutarak sabitleyip kıpırdanmamamı sağladı.
"Bir ilişkin olmuştur, bana söylemek istemediğin?"
O sustu, ama ben anladım. Gözlerime hakim olamadan dolmaya başlamışlardı. Buna rağmen gülümsedim ve başımı geri omuzuna yasladım. Yaşlar kendiliğinden akmıştı bile. İlişkisi olmasını kabullenebilirdim ama bir kadına dokunup zevk alması, kalbimi acıtmıştı.
Ellerini belime sıkıca sarıp sarıldı ve kokumu içine çektiğine dair sesli bir nefes aldı. Kırıldığımı anlamıştı ama onunda yapacak bir şeyi yoktu. İkimizinde yoktu.
Vote:15
Yorum:15
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUMA MI? O DA NE?
ChickLit"Şimdi ben nereye gidersem gideyim, sen benim peşimde mi olacaksın?" "Evet, efendim." "Efendim mi? Farkında mısın bilmiyorum ama sen benden büyüksün. Bu yüzden İzel demen yeterli." "Peki, İzel..." Ve hayatımın böyle süreceğini bilseydim, çok önceden...