70.

13.3K 431 21
                                    

En sonunda evin bütün işlerini hallettiğimizde, koltuğa kendimi attım. Çağlar da yanı başıma yığıldığında güldüm ve elimi karnıma attım.

"Acıktım!"

İkimizinde peş peşe karnımızın guruldamasıyla güldük. Cebinden telefonunu çıkardı ve numara tuşladı.

"Pizza yer misin?"

"Evet ama büyük boy."

"Tamamdır hanımefendi."

Telefonu kulağına tuttuğunda, kucağına yerleşmiş ve sarılmıştım. Altımda hissettiğim sertlikle yutkunmuş ve yerimde kıpırdanmıştım ama o kalçamdan tutup olduğum yere sabitledi.

"Rahat dur."

Fısıltısına gülümsedim ve konuşmasının bitmesini bekledim. Kollarımı ona sardığımda, telefonu kulağından çekmişti. Elini sırtımda okşayıp sıkıca sardı.

"Güzel bebeğim."

"Çok sıkıldım nişanlı kalmaktan."

Gür bir kahkaha attı. Başımı kaldırdığım için elini yanağıma atıp okşamıştı.

"Biliyorum güzelim, yaza birkaç ay var daha. Söz her şey daha güzel olacak."

"Yeni ev, yeni hayat."

"Yeni evdeki sen ve koşuşturan çocuklarımız. Evet baya güzel gözüküyor."

"Korkuyorum."

Kazağımın içine ellerini sokup okşadı. Geriye çekildim ve ellerini karnıma değdirmesini sağladım.

"Artık korkacak bir şey yok. Her şey yolunda. Tamam mı?"

Kafamı aşağı yukarı salladım. Ellerini karnımda gezdirdiğinde gözlerimi kapatmıştım. İyi hissediyordum. Dokunuşu iyi hissetmemi sağlıyordu. Dudaklarını öpeceğim sırada çalan zil ile kıkırdadım. Kucağından indim ve kapıya doğru ilerledim.

"Merhaba!"

"Merhaba?"

"Ben yan tarafta oturuyorum. Taşındığınızı gördüm, hem bir merhaba diyeyim dedim hemde börek yapmıştım."

"Çok teşekkür ederim, sağolun zahmet olmuş. Buyurun isterseniz?"

Elindeki tabağı bana uzattığında bende içeriyi göstermiştim. Kadın otuzlu yaşlarının sonunda gibiydi ve alımlı bir yüz hattı vardı.

"Yok rahatsızlık vermeyeyim. Bir şeye ihtiyacınız olursa hemen bu sol taraftayım. Adım Begüm bu arada."

"Memnun oldum. İzel ben de."

"Bende memnun oldum. İyi akşamlar size."

"Sağolun size de."

Kapıyı kapattığımda elimdeki böreği kokladım. Mis gibi kokuyordu. Çağlar içeriden gelirken mutfağa doğru ilerlemiştim.

"Pizzacı gelmedi mi?"

"Yok, hayır. Yan komşu börek getirmiş. Gel ye çok güzel gözüküyor."

"Bakayım."

Yanıma gelip börekten bir ısırık aldı. Beğendiğini gösterir şekilde ifade sergilediğinde kaşlarımı çattım.

"Benim yemeklerimde niye böyle gülmüyorsun?"

Elindeki böreği bıraktı ve yutkundu. Yanıma gelip sandalyede döndürüp boynumu öptü.

"Çünkü böreği güzel ama senin yaptıkların efsane. Sana da, yemeklerine de aşığım. Ve bu ifadeyi nasıl gösteririm bilmiyorum."

Gözlerimi kıstım. Buna aldırış etmeyip boynumu tekrardan öptü. Geri çekileceği sırada boynundan tuttum.

KORUMA MI? O DA NE? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin