"Oha! Oha! Oha!"
"Çek lan elini!"
Etrafta duyulan seslere karşı gözlerimi açıp, kafamı kaldırdım. Çağlar'ın eli göğsümden ittirilirken, karşımda sinirli duran Celal abiye baktım. Yatakta hızla doğrulup, yeni yeni uyanan Çağlar'a baktım. Dirseğimle onu ittirmeye başlamıştım.
"İzel çık dışarı!"
"Celal abi-"
"İzel dışarı!"
Yatakta uyanmış olan üstü çıplak Çağlar'a baktım. Git der gibi kafasını salladığında, yavaş bir şekilde yataktan çıktım. Ceren hızla koluma girip odanın dışarısından beri onlara baktım ama Celal abi kapıyı sertçe kapatmıştı. Alt dudağımı ısırıp Ceren'e baktım.
"O hal neydi kızım?"
"Ya of! Gördü dimi her şeyi?"
Kafasını salladığında, elimi alnıma koydum. O sırada Cemil Amcayı görmemle hızla yanına ilerlemiştim.
"Cemil Amca ne olursun içeriye gir. Lütfen yanlış anladı bizi!"
"Kim yanlış anladı?"
"Baba, abim içerde Çağlarla konuşuyor."
Odadan gelen cam kırılma sesiyle gözlerimi kocaman açıp, içeriye hızla daldım. Celal abi ve Çağlar karşı karşıya şaşkınca birbirlerine bakıyordu. Yerde duran camları aldırmadan, Çağlar'ın önüne geçtim. Ama o belimden tuttuğu gibi beni yatağa çıkardı.
"Celal abi vallahi yanlış anladın sen! Yani tamam gördüğün gibi bir şey ama , biz nişanlıyız!!"
Sesim kendi kendime yükselirken, Ceren ve Cemil Amca gülmeye başlamıştı. Kaşlarım çatılmıştı.
"Nişan?"
"Evet, evet. Tam nişan değil ama yüzük var, yüzük!"
Yüzük parmağımda duran yüzüğü göstermek için öne eğilmiştim ki, yalpalamıştım. Çağlar'ın beni tutmasıyla onun kucağına düşmüştüm. Üzgün bakışlarla ona bakmıştım.
"İzel, yüzük olması bir şey değiştirmiyor. Bu adam sana doğru düzgün bir teklif bile etmemiştir!"
Kucağından indim ve öylece Celal abiye baktım.
"Etti, inan bana. "
"Öyle mi? Bir de dön suratına bak o zaman!"
Alt dudağımı ısırırken, arkamı döndüm. Çağlar dizinin üstüne çökmüş, elinde tuttuğu kolye kutusuyla bana bakıyordu.
"Sevgilim, biliyorum ilk teklifim biraz ani oldu ama bu bence daha iyi."
"Konuya gel Çağlar!"
Celal abinin araya girmesine kıkırdamıştım.
"Seneler boyu beni çekmeye, günler boyu sevi-"
"Çağlar!"
Utançla gülümsedim.
"Sevilmeye. Yani kısacası beni yeniden eşin olarak kabul eder misin?"
"Evet!"
Ayağa kalktığı gibi hızla boynuna atladım. Beni etrafında döndürürken, Celal abi yeniden durdurmuştu.
"Bu ne lan!"
Çağlar'ın sırtını bana doğru çevirip gösterdiğinde, dudağımı ısırdım. Tırnak izleri! Şimdi sıçtım!
"Olum uzatmasana sende! Ne görüyorsan o!"
"Ulan Çağlar!"
"Hadi kardeşim, hadi."
"Tebrik ederim kızım!"
"Teşekkür ederim Cemil Amca."
"Tebrik ederim."
"Teşekkür ederim. Darısı senin başına!"
Göz kırptığımda Celil abi söylenerek gitmişti. Ceren ve Cemil Amca da odadan çıkmıştı. Kapı kapandığı an kendisine dönmüştüm.
"Seni çok seviyorum."
"Seni çok seviyorum aşkım."
Sırıtmasına izin vermeden öpmeye başlamıştım. Dudaklarımı iştahla öperken, çıplak olan tenini yeniden çizmeye başlamıştım. Belimden sıkıca tutup, yatağa uzanmamızı sağlamıştı. Elini boğazıma atmış ve geriye çekilmişti.
"Mhm!"
"Çağlar, evlenelim artık!"
"Ne?"
"B-ben daha fazla dayanamıyorum. Sen her dokunduğunda, bedenim seni daha çok istiyor. Hatta, en çokta kadınlığım."
"Güzelim sen şimdi? Sen ne dediğinin farkında mısın?"
Başımı hızla salladım. Bir anda beni üzerine almasıyla, elimi erkekliğine doğru uzatmıştım. Ama durdurmuştu.
"Dokunursan, kendimi durduramam. Sadece bekle olur mu?"
"Tamam."
Kalçalarımdan tutup, bacaklarımı beline sarmamı sağladı ve yatakta oturur pozisyona geldi. Kalçamı kendisine göre ayarlayıp, rahat bir pozisyon aldı.
"Boynumu emmene izin verebilirdim ama aşağıya ineceğiz mecburen."
Başımı salladım. O da yatakta duran fırlattığı kutuyu alıp, açtı. İçinde duran ve pahalı olduğu her şekilde belli olan kolyeyi kutudan çıkardı.
"Ben bunu takamam!"
"Neden?"
"Fazla pahalı."
Beni dinlemeyip, boynumdan geçirerek gerdanıma taktı. Elim anında kolyeye giderken, ona bakmıştım.
"Teşekkür ederim."
"Asıl ben teşekkür ederim, hayatımda olduğun için."
Dudağıma ufak bir öpücük bırakmıştı.
"Hadi gidelim."
Kafamı salladım. Üzerimizi düzelttiğimiz gibi aşağıya yemek masasına ilerlemiştik. Herkes bizi bekliyordu.
"Kusura bakmayın."
"Önemli değil kızım, hadi kahvaltınızı yapın sonra alışverişe gideceğiz."
"Ne alışverişi Ceyda teyze?" Şen bir kahkaha attı.
"Ne alışverişi olacak ayol. Senin nişanın için, alışveriş yapacağız. Çeyizine de bir şeyler bakarız."
Çeyiz? Eski evimde unuttuğum çeyizim! Bakışlarım anında değişirken, Çağlar masanın altından elimi tutmuştu.
"Miden mi bulanıyor?"
"Yok, sadece önemli bir şeyi unuttum."
"Neyi?"
"Önemli değil, hadi kahvaltını yap."
Hep birlikte kahvaltımızı yaparken, aslında ne kadar mutlu ve şanslı olduğumu anlamıştım. Cemil Amca yaşına rağmen bizi masada güldürüyor, Ceyda teyze ise ona dalgın bakışlarla bakıyordu. Ceren her şekilde çocukluğumuzdaki gibi masanın altından ayaklarını benim ayaklarıma vuruyordu. Bu ne kadar masa da gülmemize neden olsa da kimse yadırgamıyordu. Celal abi artık bu durumumuza alışmış gibi bir hali vardı. Zaten çocukkende bize çok bulaşmazdı, hep kendi halinde takılırdı.
Ve o. Çağlar. Hayatımda ilk ve son sevgilim olacak kişi. Gülüşü, bakışı, dokunuşu. Her şeyiyle beni mutlu edebilen bir o vardı. Ve aşk, her zamanki gibi kazanan olmuştu.
vote:53
yorum:18
![](https://img.wattpad.com/cover/261120718-288-k557897.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUMA MI? O DA NE?
ChickLit"Şimdi ben nereye gidersem gideyim, sen benim peşimde mi olacaksın?" "Evet, efendim." "Efendim mi? Farkında mısın bilmiyorum ama sen benden büyüksün. Bu yüzden İzel demen yeterli." "Peki, İzel..." Ve hayatımın böyle süreceğini bilseydim, çok önceden...