"Korkuyorum!"
"Güzelim bir şey yok, sadece kayacaksın. Elimi tut hadi!"
Elini tuttum ama kaymaya çalışmadım. Kendisinin elini belime atmasıyla kaydığımda, çığlık atmıştım. Korkudan ne yapacağımı bilemezken, nasıl duracağımı da sormamıştım. Bir anda kendisini önüme kırıp bedenimi tuttu ve kara yatırdı. Onun gülmesine rağmen ben, çok korkmuştum.
"Korktum! Bir daha yapma!"
"Çok mu korktun?"
Kafamı salladığımda yanağımı öptü. Ardından üstümden kalktı ve bana elini uzattı. Tutup ayağa kalktım. İlk önce benim ayağımdakiler sonrada kendi ayağındakileri çıkartıp eline aldı.
"Hadi içeri geçelim."
Ona sırnaşıp koluna girdim ve otele doğru adımlamaya başladık. Kendisi bir yandan gülüyor, bir yandan da benim düşüşlerimi anlatıyordu. Ne yani hayatım boyunca hiç gitmemiştim böyle dağlık yere.
İçeriye girdiğimizde üstümüzü silkeledik. Çağlar elindekileri bırakmak için yanımdan ayrıldığında, odamıza çıkmak için asansöre ilerledim. O da kısa zamanda yanıma geldiğinde, asansöre binmiş ve odamıza ilerlemeye başlamıştık.
"Çok yoruldum, her yerim ağrıyor!"
"Sikeyim ya!"
"Noldu?"
Kapıyı açıp bana öncelik tanıyarak kenara çekildi. İçeriye girmeden üstümü çıkarmaya başlamıştım bile. Ağırlık olan monttan kurtulup, pantolonumuda çıkarttım ve yatağa atladım. Kendisi sakince üstünü çıkarttı ve aynanın karşısına geçti.
"Babacığım?"
Tek kaşını kaldırıp aynadan beri bana baktı. Sırıtarak yanıma ilerleyip, üstüme eğildi.
"Güzel kızım?"
"Acıktım."
"Seni istersen doyurabilirim?"
Hınzırca gülümseyip beni üstüne aldı ve kalçamı avuçladı. Boynuna sarılıp, gözlerimi kapattım.
"Şimdi mi?"
"Ne zaman istersen."
Üstünde oturur pozisyona geldim ve kendimi ona bastırdım. Elimi tişörtünden içeriye soktuğumda, ağzından inleme kaçırmıştı.
"Kaç gün oldu sana dokunmayalı? Beş?"
"Beş."
Kalbim yeniden hızlanırken, üstüme çıktı ve bacaklarımı yatakta kırarak açtı. Pantolonunu çıkartıp iç çamaşırıyla kaldığında, üstümdeki kazağı çıkarmıştım. Taytımı dizime kadar sıyırıp, hızla elini attı. Üstüme eğildiğinde ağzımdan bilerek inleme kaçırmıştım.
"Beni aydınlık görmek istiyordun sevgilim, şimdi tam sırası!"
+18
Parmağıyla okşamaya başladığında kulağının dibinde inliyordum. Tırnaklarımı sırtına geçirip, başımı geriye attım. Hızlı hızlı parmaklarını hareket ettiriyordu.
"Her yerin ağrıyordu öyle mi?"
"Çağlar yavaş ol lütfen!"
Gerçekten hızlandığında, zevk değil acı hissediyordum. Gözlerimi sıkıca kapatıp elimi bileğine attım durması için. Kendisini zorlukla durdurduğunda, derin bir nefes aldım.
"Üzgünüm güzelim."
Geriye çekildiğinde, yutkunup gözlerimi açtım. Taytımı ve iç çamaşırımı çıkartıp yanına ilerleyip elini tuttum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUMA MI? O DA NE?
Romanzi rosa / ChickLit"Şimdi ben nereye gidersem gideyim, sen benim peşimde mi olacaksın?" "Evet, efendim." "Efendim mi? Farkında mısın bilmiyorum ama sen benden büyüksün. Bu yüzden İzel demen yeterli." "Peki, İzel..." Ve hayatımın böyle süreceğini bilseydim, çok önceden...