38.

21K 626 37
                                    

Herkes gittiğinde, etrafı toparlayıp odadan dışarıya çıkmayan Çağlar'ın yanına ilerledim. Kapıyı açmadan önce derin bir nefes alıp içeriye girmiştim. Yatakta uyuduğunu gördüğümde ışığı kapatıp yanına yerleştim ve bir bacağımı onun üstüne atıp sıkıca sarıldım.

"Sen iyi olmadığın sürece ben asla iyi olamam Çağlar."

Uzanıp dudaklarına bir öpücük kondurduğumda, karşılık verdiğini fark etmiştim.

"Uyumadın mı?"

"Sensiz uyuyamam! Seninle bir insanken, sensiz de bir hiç olurum!"

"Kabul ettiğim için kızdın mı? Yemin ederim senin iyiliğin içindi, yoksa ben senden başka birisine dokunur muyum hiç?"

Sesimin titremesine engel olamamıştım. Yüzüme düşen saçlarımı kulağımın arkasına attığında, gözlerinin içine bakmıştım.

"Dokunmazsın güzelim, biliyorum. Ama birisinin seni düşünme ihtimali bile, beni benden alıyor."

🔞

Elini yüzümden sıkılaştırdığında, gözlerimi kapatmıştım. Dudakları dudaklarıma değdiğinde göz yaşım usulca aramızda girmiş ve ikimizinde dudaklarında tuzlu bir tat bırakmıştı. Nefessiz kalana kadar sakince öpüşmeye devam etmiştik. Bir elimi tişörtünün içine attığımda, o da elini kalçama atmış ve üstüne çıkmama yardım etmişti.

"Yaran?"

"Sikmişim yarayı, seni öpmek beni daha çok iyileştiriyor!"

Kıkırdamam sonucunda, tırnaklarımı vücudunda gezdirmiştim. Bu hareketime karşılık kalçamı tutarak kendisine bastırmıştı. Erkekliğini pedden dolayı çok hissedemesem de karnımı içime çekmiştim.

"Kalçam tutman için pek uygun yer değil sanki?"

Kahkahasını duyduğumda, dirseklerimi yastığa bastırıp elimle saçlarını okşadım. O da o sırada bir elini belime atmıştı. Diğer elini tişörtümden içeriye sokup, sütyenimden beri göğsümü tuttu ve baş parmağıyla açıkta kalan yeri okşadı. Bu his içimde tuhaf bir yer bıraktığı için gözlerimi kapatıp alt dudağımı ısırdım.

"Hoşuna gidiyor mu?"

Göğsümü sıkmasına karşılık, onaylayarak kafamı salladım. Bu kez diğerine göre daha çok sıktığı için ağzımdan küçük bir inleme çıkmıştı.

"Konuş benimle meleğim."

"Evet, hoşuma gidiyor. Ah!"

Sütyenimin kopçasını açacağı sırada onu durdurmuştum. Elini saçlarıma götürüp toplamasını sağladım. Dudaklarımı boyun girintisine yerleştirdim ve ondan öğrendiğim kadarıyla boynunu emmeye başladım. Her dudak darbemde ağzından inleme çıkıyordu. Sanki günlerce beklediği buymuş gibiydi. Elini belimden doğru eşofmanımdan içeriye soktuğunda dişlerimi boynuna geçirmiştim.

"Bebeğim biraz daha sert."

Yapabildiğim kadar yaptığımda, son bir kez emip geri çekilmiştim. Dudaklarımı dudaklarına bastırdım.

"Yapabildim mi?"

"Evet bebeğim."

Saçlarımı serbest bırakıp baş parmağını yeniden dudaklarımda gezdirdi. Tam ağzımı açacakken, karşı çıktı ve iki parmağını birden uzattı. Şaşkınca gözlerinin içine baktığımda, bir şey olmayacak der gibiydi.

"Sadece yala."

Yutkunup, elini tuttum ve dilimi dışarıya çıkarıp baştan sona yaladım. Bu hareketimle bile ela gözlerini kapatmıştı. Lolipop yalıyormuşum gibi yalamaya başladığımda, burnuma yeniden o tanıdık koku gelmişti. Aslında kötü bir koku değildi ama insanın koklayınca daha çok koklayası geliyordu. Bende gözlerimi kapattığımda iki parmağını da sonuna kadar ağzıma sokmuştu. Biraz zorlansamda ağzıma almıştım.

"Bunun iki katı seni hali hazırda bekliyor bebeğim. Bu koku senin için."

Şimdi anlamıştım, bu koku erkekliğinindi. Parmaklarını ağzımdan çıkardığımda, son bir kez parmak uçlarını dilimle sürtmüştüm. Parmak uçlarını kendi diline değdirdiğinde dudaklarımı ıslatmıştım. Bu görüntü çok hoşuma gitmişti.

🔞

Gülümseyerek, başımı göğsüne yaslamıştım. Elini tişörtümün içine sokup, sırtımı okşamaya başlamıştı.

"Seni istiyorum derken ciddiydim. Hatta dün gece rüyamda bebek gördüm. Senin kucağındaydı, gülümseyerek bana bakıyordun."

"Bende seni istiyorum ufaklık, dayanmak benim için bile çok zor. Ama beklemeliyiz mecburen."

"Biliyorum."

Başımı kaldırıp ona baktım.

"Hatta korkuyorum. Canımın yanmasından."

"Hiç bu konuda birisini dinlemedin mi?"

Yutkunup, başımı iki yana salladım. Alayla sırıtmadan, güzelce gülümsedi ve elini yanağıma koydu.

"Anlatmamı ister misin?"

Kalbim hızlanmıştı, dudaklarımı ıslatıp biraz düşündüm. Yattığı kadınları anlatmazdı öyle değil mi? Gözlerimi kaçırdım ama bir yandan da anlatmasını istiyordum. Ve bu yüzden duyucaklarıma hazır olup başımı aşağı yukarı salladım.

"Sadece iki kere ya da üç kere canın yanacak. Birincisi parmak. Hiç kendini okşadın mı?"

Bu kadar açık konuşması yanaklarımın kızarmasına sebep olmuştu ama oda zaten karanlıktı. Sorusuna onaylayarak kafa salladım. Sırıtıp baş parmağını dudağımın kenarında gezdirdi.

"İçine aldın mı? Aldıysan parmakta canın yanmaz ama almadıysan ilk başta çok az canın yanar."

"Denedim ama zevk alamadım. Belki sende alırım?"

Söylediğim söz üzerine kadınlığımda bir çekilme olmuştu. Gülümsemesini çoğaltıp kafasını salladı.

"İkincisi, arka tarafın. Orası krem sürerek acını giderebilir ama sadece birkaç dakikalığına. Ve üçüncüsü, kadınlığın."

Son kelimesinde dudaklarına bakmıştım. Biraz yaklaşıp nefesimi dudaklarına yansıttım ve küçük bir öpücük bıraktım.

"Çok acıyacağını biliyorum ama sonradan zevk alıcaksın ve bir daha canın yanmayacak."

Dudakları her hareket ettiğinde dudaklarıma değiyordu ve bu ikimizinde gülümsemesini sağlıyordu.

"Utanıyorum, bunları senden öğrendiğim için."

"Sakın sakın utanma, güzelim sana bunları benim öğretmem seni daha çok kendime çekmemi sağlıyor. Asıl güzel sözler söyleyemeyip sadece bu durumda olduğumuz için ben utanıyorum."

Dudakları dudaklarımın hemen üstündeyken  gülümsedim.

"Seni çok seviyorum."

Bunun üzerine dudaklarıma sertçe yapışmış ve dillerimizi ortaya koymuştu. Heyecanlı bir şekilde, iştahsızca öpüşürken beni yana yatırıp üstüme çıktı. İki dakikan fazla öpüşmemizin ardından alt dudağımı çekecek hınzırca gülümsedi ve elindeki tuttuğu yüzük kutusunu kaldırarak bana uzattı.

"Balayına nereye gitmek istersin bebeğim?"

Ayy ne güzel bir bölüm olduuu. Biraz bilgilendirme ve +18 bölüm gibi oldu. Daddy kitabı olduğuna göre bunları okumanızda sakıncası yok. Bu yüzden bazı kişilerin, hep erkek ilişkiye girmiş, kız hep bildiğimiz gibi demeyin. Bu sadece bir hikaye, elbetteki gerçek hayatta yaşanmamış olayları yazmak daha cazip geliyor. Bu yüzden bunu bilerek okuyun.

İyi okumalar.

vote:50
yorum:18

KORUMA MI? O DA NE? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin