60.

16.5K 478 66
                                    

"Nasıldı tatiliniz? Erkenden döndünüz, ben uzun süre kalırsınız sanıyordum?"

"Evet öyle oldu. Sıkıcı geldi biraz. Bende o zaman geri dönelim dedim."

Kafamı salladığımda çayımdan bir yudum almıştım. Cemal amca masadan kalktığında, Yalçın baba bir soru yöneltmişti.

"Düğün işini konuştunuz mu? Ne zamana istersin kızım?"

"Ben yazın diye düşündüm ama belki daha erken yapabiliriz."

Çağlar omuzumdaki elini çekip, saçlarımı topladı. Bu duruma gülümsemiştim. Parmaklarını hafifçe boynumda gezdirdiğinde gözlerimi birkaç saniyeliğine kapatmıştım.

"Telefonun nerede senin?"

Etrafıma baktığımda gerçekten telefonumun olmadığını görmüştüm. Bu yüzden müsade isteyerek masadan kalkmıştım. Ama peşimden Çağlar da kalkmıştı.

"O şimdi bulamaz ben bir yardım edeyim."

Kaşlarım çatılırken, kolumdan tutup üst kata çıkardı.

"Çağlar napıyorsun?"

Bir odaya girip, kapıyı kapattı ve sırtımı kapıya yaslamamı sağladı. Sırıtmasıyla elini belime atıp, kendisine çekti. Gülümsedim ve boynuna sarıldım.

"İlk bir öpüşseydik keşke?"

"Sen baya baya arsız oldun?"

"Ben hep öyleydim güzelim, sen fark edemedin."

Gözlerimi devirip geri çekildim. Elini kazağımdan içeriye sokup tenime dokundu. Derin bir nefes alıp, dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum.

"Sana doyamıyorum!"

Kıkırdayıp, burnumun ucunu onun burnuna sürttüm.

"Daha geleli bir gün oldu Çağlar. Az rahat dur."

"Duramam, seni sürekli istememe sebep oluyorsun!"

Boynuma eğilip öpücükler kondurmaya başladı. Elimi saçlarına atıp çekiştirmeye başladım.

"Sevgilim hadi aşağı inelim. Bunları evde yapabiliriz."

Bir çocuk gibi geri çekildi ve oflamaya başladı. Bunun üzerine gülmüştüm. Elini göğsüme attığında, inleyecekken dudağıma yapışmıştı.

"İzel abla?"

Mine'nin sesini duymamla gözlerimi kocaman açmış ve dudaklarımı birbirine bastırmıştım. Mine gözlerini yavaş yavaş açarken, Çağlar'ın önümden çekilmesini sağlamıştım.

"Siktir ya! Mine de mi? Bir kardeşimin bizi yakalamadığı kalmıştı anasını satayım!"

"Sus Çağlar! Ablacığım, uyuyor muydun sen?"

"Evet, başkası geldi diye çok korktum."

Gülüp, kucağıma aldım. Ve saçlarını okşadım. O da boynuma sarılmıştı.

"Hayır bir tanem biziz. Çağlar ışığı yaksana."

"Ne zaman geldiniz? Ben hep sizinle kalsam olur mu?"

Çağlar ışığı yakıp, yanımıza yatağa oturmuştu.

"Olur tabi güzelim ama neden? Sen başka evde zar zor kalırdın?"

Başını iki yana sallayıp daha çok bana sarıldı. Gülümseyip, yatağa dikkatlice uzandım. O da hala uyku sersemliğiyle gözlerini kapatmıştı. Çağlar ışığı yeniden kapatıp yanımıza uzandı ve Mine'nin elini tutup öptü. Benimde alnıma bir öpücük bıraktı ve elini üstümüze atıp gözlerini kapattı. Bu duruma gülümseyerek uykuya dalmaya çalışmıştım.

***

"Abi? Gidiyor musunuz?"

"Evet güzelim ama başka zaman yine buluşacağız."

"Sizinle gelsem olmaz mı?"

Dudaklarımı büzüp, Çağlar'a baktım. Yere diz çöküp, kardeşine sarıldı.

"Ama biz çalışıyoruz bir tanem, seni evde yalnız bırakamayız. Tatile çıktığımızda bizde kalırsın olur mu?"

Yavaşça kafasını sallayıp geri çekildi. Bana da sarıldığında, babasının elini tutmuş ve arabaya binmişti. Bizde arabaya bindiğimizde, yüzü düşmüştü. Elimi yanağına koyup öptüm.

"Noldu sevgilim?"

"Annemle zaman geçirmeyi çok severdi. Şimdi de evden ayrılmak istiyor."

"Belki sadece seni özlediğindendir? Hem belki bizi merak ediyordur?"

"Bilmiyorum. Benim evimde bile geceleri zar zor uyurdu."

"Sıkma canını, ben yarın akşam alırım istersen. İşe de beraber gideriz. Değişiklik olur onun için. Olur mu?"

Gülümseyip, bana baktı. Arabayı çalıştırdığında, eve doğru ilerlemiştik. Uykum olmadığı için bir müzik seçip sesini açmıştım. Muzurca yanına yaklaşıp yanağından öptüm.

"Seni çok seviyorum!"

"Bende seni çok seviyorum güzelim!"

Omuzuna yattığımda yolun nedense çok uzun geldiğini fark ettim.

"Yarın sen almakla uğraşma, ben alır gelirim."

"Sen bilirsin."

"Aslında diyorum, bugünde mi şey yapsak?"

"Ney?"

Gülüp, yerime yerleştim ve ona baktım. Elini bacağıma atmıştı. Elinin üstüne elimi koydum.

"Yapmak çok isterdim ama yarın işe gitmem gerekiyor. Zaten yorgunum. Başka gün yapsak?"

"Tamam güzelim, başka gün yaparız."

Eve geldiğimizde, apartmana girip hızla eve çıktık. Yemeği Cemil Amcaların evinde yediğimiz için karnımız toktu, bu yüzden üzerimi değiştirdiğim gibi koltukta onun dizine uzandım.

"Çok tuhaf!"

"Ne tuhaf güzelim?"

"Birlikte olmamız, yani nişanlanmamız aynı yatakta yatmamız. Birkaç aya kadar bunlar hayalim olan şeylerdi ama şimdi gerçek."

"Yani?"

"Yanisi bunu sen başardın. Eğer istemeseydin korumalık yapmayı, şu an hiç bu konumda olamayacaktık."

Gülümseyip, elini kazağımın için soktu ve karnımı ufaladı. Bu hareketiyle gözlerimi kapatıp yan döndüm. Diğer eliyle de saçlarımı okşuyordu.

"Sana istemediğin şeyleri yaptırıyormuşum gibi hissediyorum."

Kaşlarımı çattım ve karnımdaki elini tuttum.

"Hayır, öyle bir şey yok. Gayette isteyerek yapıyorum."

Derin bir nefes aldığında, yerimde doğrulup kucağına oturup sıkıca sarıldım. Kokumu içine çekerek saçlarımı okşadı. Gözlerimi kapatıp, boynunu öptüm. Zilin çalmasıyla ofladım ve kucağından kalktım. Çağlar kapıyı açtı ama açtığı gibi kapıyı kapatmıştı. Kaşlarımı çatıp, yanına adımladım.

"Ne oldu? Kim gelmiş?"

"Kimse, gel biz içeri geçelim!"

"Çağlar kim gelmiş söylesene!"

Beni kapıdan uzaklaştırırken, önümden çekilmesini sağlamış ve hızla kapıyı açmıştım. Gördüğüm manzarayla şaşırıp kalmıştım. Bu kadarı da olmazdı öyle değil mi? Bu kadarı fazlaydı!

Neler oluyor neler!

Sizce neden Çağlar anında kapıyı kapattı?

Bence kimse tahmin edemeyecek. Bakalım, kimler tahminde bulunacak.

Vote:87
Yorum:25

KORUMA MI? O DA NE? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin