"İzel hanım?"Gözümün önünden gitmeyen o olayla, karşımda oturan psikolog kadının sesiyle kendime geldim. Bakışlarımı çimenden aldım ve dikkatle bana bakan gözlerine odaklandım.
"Kusura bakmayın. Bazen hatırladıkça, gözüm dalıyor."
"Anlıyorum. Yaşadığınız şeyler hiç kolay değil. İsterseniz bugünlük bitirelim. Haftaya devam ederiz."
"Tabi, olur. Teşekkürler, İyi günler."
"İyi günler İzel hanım."
Kendisini ev işlerinde yardımcı olan Hanife kapıya kadar geçirdiğinde, derin bir nefes alıp verdim. Islanmasına izin vermediğim gözlerimi kapatıp güneşe doğru döndüm.
O günden sonra, tamı tamına dokuz yıl geçmişti. Dile kolay dokuz yıl.
Elimi yumruk yapıp avucuma tırnaklarımı batırdığımda, gözüme gelen güneşin kapanmasıyla gözlerimi açtım.
"Anne?"
"Arkın?"
Gözleri yaşlı bir şekilde bana bakarken, kaşlarımı çatarak elimi yanağına koydum. Ve gözyaşlarını sildim.
"Ne oldu oğlum?"
"Tutku sürekli ağlayıp duruyor."
"Ağlıyor mu? Neden?"
Bir yandan onunla konuşuyor, bir yandan da topuklu ayakkabılarımın canımın yakmasını aldırmadan Tutku'nun odasına ilerliyordum.
Kapısını tıklattım ama ses gelmediği için kulpunu aşağı indirdim. Ama kitlediğinden açılmıyordu.
"Kapı kitlemek adet oldu sizde. Kızım açar mısın şu kapıyı?"
"Öğretmen, babalar günü için resim istedi."
Arkın'ın söylediği şey üzerine yutkundum. Dudağımı ısırıp, gülümsemeye çalışarak bana benzeyen sarı saçlarını öptüm. Odamda duran yedek anahtarı alıp kapıyı yavaşça açtım.
Kendisi yatağa uzanmış, hıçkırarak ağlıyordu. Bu görsele dayanamıyordum. Her defasında böyle yapmasına dayanamıyordum. Haklıydı, babasız büyümek çok zordu. Ama Çağlar onu böyle görse çok kızardı. Bana da öyle.
Gülümseyip baş ucuna diz çöktüm ve kumral kıvırcık saçlarını geriye atıp yüzüne baktım. Ela gözleri yavaştan kızarmaya durmuştu. Yanağını öpüp, kokladım.
"Noldu anneciğim? Kim üzdü seni?"
"Babam!"
"Baban mı? Neden?"
Gözlerim yavaştan dolmuştu. Sesim titremiş, bedenim artık güçsüzleşmeye başlamıştı.
"Çünkü o bizi terk etti."
"Şş!"
Yorganını kenara ittim ve bedenini kucaklayıp yatağa oturdum. Arkın'ı da yanı başıma oturttuğumda, başını bana yaslamıştı.
"Babanız bizi isteyerek terk etmedi ki. O bizi terk etmedi bile. Şu an bu odada ve bizi izliyor."
"Gerçekten mi?"
"Evet kızım. Hatta, tam ayak ucumuzda oturuyor. Ve sana ağladığın için darılmış."
"Ama o da rüyama girmedi."
![](https://img.wattpad.com/cover/261120718-288-k557897.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUMA MI? O DA NE?
ChickLit"Şimdi ben nereye gidersem gideyim, sen benim peşimde mi olacaksın?" "Evet, efendim." "Efendim mi? Farkında mısın bilmiyorum ama sen benden büyüksün. Bu yüzden İzel demen yeterli." "Peki, İzel..." Ve hayatımın böyle süreceğini bilseydim, çok önceden...