9 Ay sonra...
"Ahh!"
Ikınmalarım sonucunda, terler içerisinde hemşirenin elini sıktım. Ama bana sürekli derin nefesler almam gerektiğini söyleyip duruyorlardı.
"O siktiğimin doktorunu getirin!"
"Aşkım tamam sakin ol!"
"Sıçarım senin sakinliğine Çağlar!"
Ağzımdan nefes alıp vermeye başladım ve kafamı geriye attım. Doktor sonunda geldiğinde karnıma baskı uygulanmıştı. Ikınmalarım sonucunda hissettiğim bir sancıyla, etrafa ağlama sesi yankılanmıştı. Yankılanmıştı ama sancımdan bu duyguyu tam tadamamıştım bile. Hemşirenin elini daha sıkı tuttum ve ıkındım. Ama bu o kadar kolay olmamıştı. Daha fazla acı ve sancı giriyordu vücuduma. Aradan geçen birkaç dakikadan sonra, İkinci bir bebek sesi gelmişti...
Çağlar haklıydı. İkizlerdi, cinsiyetini öğrenmek için gittiğimizde ikiz oldukları ortaya çıkmıştı. Gözlerimden yaşlar akarken, bebeklerimi yüzüme doğru tuttular. Ufacık olan yüzlerini öpmüştüm. Hele kokuları, yıllarca koklayabilirdim. Birkaç dakikanın sonrasında normal odaya alınmış ve üzerimi giyinmiştim. Doktor odaya girdiğinden gözüm kapıdaydı.
"Bebeklerinizin sağlık durumları gayet iyi durumda. Bir hafta erken geldiler ama çok sağlıklılar. Sizinde bir sağlık durumunuz yok ama eşiniz yanınızda olup size yardımcı olursa daha iyi."
"Tabiki, teşekkürler sağolun."
Derin bir nefes aldığımda odaya bebeklerimiz gelmişti. Çağlar gözü yaşlı kucağında Tutku'yu alırken, bende Arkın'ı almıştım. Eli, yüzü o kadar güzeldi ki sevinçten hıçkırarak ağlıyordum. Çağlar yanı başıma oturup alnımı öptü.
"Teşekkür ederim sevgilim. Bana bu kadar güzel bir hediyeyi bahşettiğin için teşekkür ederim."
Saçlarıma öpücükler kondurup, Tutku'yu bana uzattı. Gözleri kapalı bir şekilde babasının kucağında dururken, bana geldiğinde ağlamaya başlamıştı. Şaşkınlıkla ona baktım. Sırıtarak yeniden kucağına almıştı. Ve inanılmaz bir şekilde susmuştu.
"Babasının kızı."
Gülümsedim ve iki kolunda da bebeklerimizi tutmasını seyrettim. O kadar güzel bir görüntüydü ki, inanamıyordum. Ama hala içimde kötü bir his vardı. İğrenç bir his. Yine de bu anı bozmayıp, gülümsemeye devam etmiştim.
"Sence acıktılar mı?"
Ağladıklarını yeni fark ettiğimden, kaşlarımı çatmıştım. Sonradan kendime gelip, göğüslerime baktım. Sırıtması üzerine, kıyafetimi yukarı çektim ve ilk Tutku'yu ardından Arkın'ı alarak ağzılarına göğüslerimin ucunu verdim. Emmeye başladıkları an, göğüslerimin boşaldığını hissettiğim gibi başımı geriye atmıştım. Kapıyı kilitleyip alnımı öptü.
"Yoruldum!"
"Karınlarını doyursunlar, uyursun güzelim. Biraz sabret."
Kafamı aşağı yukarı salladım. Gözlerim yorgunluktan kapanırken, Çağlar çocukları kucağımdan almıştı. Karınları doymuştu ve susup uyumuşlardı. Onlara doğru yan dönüp, Çağlar'ın elini tuttum ve gözlerimi kapattım.
***
Hafifçe aralanan gözlerimle, elimde olan ağırlığa baktım. Çağlar kafasını koymuş uyuyordu. Onu rahatsız etmeden elimi çekmeye çalıştım ama aniden kalkarak çocuklara bakmıştı.
"Yavaş ol, gel yat buraya."
Kafasını sağa sola salladı ve gözlerini ovaladı. Elinden tutup yatağa oturmasını ve uzanmasını sağladım. Kafamı omuzuna koyup ona baktım. Gözleri kapalıydı. Gülümseyip, dudağının kenarını öptüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUMA MI? O DA NE?
Chick-Lit"Şimdi ben nereye gidersem gideyim, sen benim peşimde mi olacaksın?" "Evet, efendim." "Efendim mi? Farkında mısın bilmiyorum ama sen benden büyüksün. Bu yüzden İzel demen yeterli." "Peki, İzel..." Ve hayatımın böyle süreceğini bilseydim, çok önceden...