35.

22.2K 668 56
                                    

Sabahın erken saatlerinde Çağlar'ın mırıldanışlarıyla uyanmıştım. Kaşlarımı çatıp ona baktığımda, alnından terler akarcasına uyuduğunu görmüştüm. Hızla elini tutup, uyanması için ona seslendim.

"Çağlar! Çağlar hadi uyan! Hadi bak kabus görüyorsun!"

Yavaş yavaş gözlerini açmaya başladığında derin bir nefes aldım ve alnındaki terleri elimle sildim. Ateşi yoktu.

"İyi misin?"

"Ah siktir!"

Kaşlarımı çattım. Elini gözlerine atarak ovaladı ve tekrardan bana baktı.

"Noldu?"

Biraz doğrulup etrafına baktığında ağzından yeni bir küfür daha çıkmıştı.

"Ne gördün, bu kadar terliyecek kadar?"

"İnan söylememi istemezsin!"

Kabus gördüğüne inanmak istiyordum. Sadece kabus!
Yutkunup, yatakta oturur pozisyona geldim ve yorganı üstümden attım. Ama o inadına yorganı üstüne çekmişti.

"Bir yerin acıyor mu?"

🔞

Kafasını sağa sola salladı. Ona biraz daha yaklaşıp, kollarımı beline sardım ve dudaklarımı boynuna bastırdım.

"Siktir İzel!"

Elini yanağıma atmasıyla başımın döndüğünü hissetmiştim. Gözlerimi açtığımda, baş parmağını dudaklarımda gezdirdi.

"Ağzına al!"

Sert sesi bu sefer kulağıma hoş gelmişti ve ona itaat edip ağzıma almıştım. Dudaklarımı kapattığımda, dilimi nasıl hareket ettireceğimi düşürken o parmağını dilime sürtmüştü bile. Bir zaman sonra emmeye alıştığım için, tuhaf gelmemeye başlamıştı.

"Aferin benim güzelime!"

Parmağını çektiğinde, saçıma bir buse kondurdu. Vücudumu ona doğru döndürüp, dudaklarını dudaklarıma bastırdım. Anında sert şekilde eşlik etmişti. Bir bacağımı tutup, kucağına oturmamı sağladığında altımda hissettiğim sertlikle vücudumu kaldırmıştım. Ama o belimden tutarak beni kendisine bastırmıştı. Ağzımdan kaçan iniltilerle, dudaklarımızı ayırmak istedim ama o enseme elini atıp kendisine daha çok çekmişti. Elimi omuzlarına koyup tırnaklarımla çizmeye başladım. Geri çekildiğimizde ise derin bir nefes alabilmiştim.

"Çok güzelsin!"

Gülümsediğimde, burnunu yanağımda gezdirmeye başlamıştı. Kulağına yaklaşıp üfledim.

"Seni istiyorum."

Boynumu emmeye başladığında, ağzımdan istemsiz bir inleme çıkmıştı. Parmaklarımı saçlarına daldırıp kendisini zorlukla geriye çektim.

"Ama şu an, sen bu haldeyken değil sevgilim."

🔞

Gözlerinin küçüldüğünü görmemle, başımı omuzuna koydum ve boynuna bir öpücük bıraktım. Kalçama attığı elini hafiften okşarken, korkum git gide azalmıştı. Hatta heyecanımı geri plana atıp, zevk bile almaya başlamıştım. Bu halime gülümsedim ve gözlerimi kapatıp sessizliği dinledim. Ama Çağlar sesini duyurmuştu.

"O gün sıradan bir dövüş olacaktı. Ringe girmeden bana, dövüşü kaybetmem için para teklif ettiler. Kabul etmedim. Bu yüzden çıktı olay. Orospu çocukları otuz kişi birden geldi."

"Bir daha gitmeyeceksin oraya, öyle değil mi?"

Sessiz kaldığında kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Bunun üzerine dudaklarımı birbirine bastırıp hızla üstünden kalktım. Gardıroptan üstüme bir hırka alıp odadan çıktım. Dayak yediği yere bir daha gitmek istemesi çok saçmaydı. Balkona çıktığımda etrafta birkaç takım elbiseli adamın bana baktığını fark ettiğimde kaşlarım çatılmıştı.

Kocaman bir siktir!

Geriye doğru adım attım. Yutkunmak bile bir anlığına zor gelmişti. O sırada telefonum çaldığında, masanın üzerinden alıp kimin aradığına baktım. Bilmediğim bir numaraydı. Saat daha sabahın körüydü anasını satayım. Hızla reddettim ama bir kez daha çalmıştı. Bu yüzden telefonu açıp, sessiz tuşuna bastım. Açmamla kahkahasını duymam bir olmuştu.

"Sanırım erken saatlerde uyanmayı seviyorsunuz. Ne hoş!"

Sustum ama onun o korkunç sesi susmamıştı. Kesinlikle benimle uğraşmaktan keyif alacaktı.

"Hadi ama İzel, böyle sessiz mi olacaksın. Bağıran kadınlar daha çok hoşuma gidiyor."

Suratımı buruşturdum.

"Peki öyleyse, belki bir gün o güzel yüzünüzü daha yakından görmek dileğiyle."

Telefonu hızla suratına kapattım ve sertçe masanın üzerine koydum. İleriye adımlayıp baktığımda hala dışarıdan bana bakıyorlardı.

"Piçe bak bir de bana yavşıyor!"

"Kim sana yavşıyor?!"

Çağlar'ın sesini duymamla irkilmiştim. Kalbimin hızını artırması hiç iyi olmamıştı, bu yüzden elimi kalbime götürüp ona döndüm.

"Kimse."

"İzel kim sana yavşıyor!"

Balkondan dışarıya bakacağı sırada göğsüne elimi koyup geriye ittirdim.

"Kimse! Kimse bir şey yapmıyor! Öylesine dedim işte!"

"Öylesine mi? Bu öylesine söylenecek bir söz mü İzel?!"

"Ya söyledim işte!"

Sinirle üstüme yürüdüğünde geriye doğru adımladım. Ama geriye çekildiğimi görmesiyle hızla balkondan dışarıya baktı. Gözlerimi kapatıp saçımı yana attım.

"Sikeyim ya!"

Masada duran telefonumu hızla elime almasıyla, elinden almaya çalışmak için adımlamıştım ama o çoktan en son kimin aradığını görmüştü.

"Aziz seni mi aradı? O seni nereden tanıyor İzel?!"

Omuz silkmekle yetinmiştim. Yaptığım hareket onu daha çok sinirlendirmişti, bu yüzden elindeki telefonu kenara fırlattı.

"Seni nereden tanıyor!"

Üstüme yürümesiyle göğsünden yeniden ittirmiştim. Gözlerim yavaştan dolmaya başlamıştı.

"Senin yüzünden! Sen hastanedeyken gittim ona, oldu mu?"

"Ne yaptın?"

"Sana bulaşmamasını söyledim. Ama meraklı olan senmişsin ki, oraya gitmeyi yeniden istiyorsun!"

"Ya sikicem İzel, nasıl böyle bir şey yapabilirsin?"

"Ne yapmamı bekliyordun? Günlerce oraya gidip dayak yediğini izlemememi mi? Kusura bakma, eğer böyle bir şey varsa ben yokum!"

Yanından geçip gidecekken, kolumdan tutup hızla dudaklarıma yapışmıştı. Ondan ayrılmak için kendimi ittiriyordum ama pek başarılı olduğum söylenemezdi. Geri çekildiğim an suratına hızla bir tokat atmıştım. Gözlerimden yaşlar akarken, adımlarımı geriletmiştim.

"Özür dilerim."

"Özür dileme! Özür dilemeni istemiyorum, iyi olmanı istiyorum! Ben seni istiyorum, sadece seni!"

Hıçkırığımı son kez duyurup, yanından geçip gittim. Misafir odasına gidip kapıyı kapattım ve kendimi tekli koltuğa attım. Düşünmek şu anlık yapmamam gereken bir şeydi ama düşünmeden edemiyordum.

Bizim böyle olmamız doğru muydu?

Tam böyle sevişecekleri yerlerde kesiyorum xösğsöpsmdkrn

ama bakın ileride çok güzel şeyler olacak. çok ileride 😁

vote:50
yorum:28

KORUMA MI? O DA NE? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin