DEVAMI...
Yatakta oturur pozisyona geldi ve beni yere oturtup diz çökmemi sağladı. İç çamaşırını çıkartıp, erkekliğini bana sunmuştu. Erkekliğine dokunup, ileri geri yapmaya başladım. Elini saçıma atıp, topladı. Daha çok dikleşen erkekliğiyle, beklemeden ağzıma almıştım. Dilimle başını gezdirdim ama bunu onu daha çok çıldırtmıştı. Kendisine bastırırken, burnumdan nefes almaya çalışıyordum. Bir yandan yalıyor diğer yandan elimle okşuyordum. Ağzımdan çıkardığım anda sıvısının dudaklarıma bulaştığını anlamıştım.
Sert hırıldamasını duymamla daha çok hızlandım ve dilimi yana atıp yandan emmeye başladım. Dişlerim hafiften erkekliğine değerken, saçımdaki elini sıkıyor ve ağzından inlemeler kaçırıyordu. Oturduğum yerde biraz daha yükselip, tamamını ağzıma almaya çalıştım ama o kadar uzun ve büyüktü ki yapamıyordum. Biraz zaman sonra sadece birkaç saniyelik sıvı gelmişti.
"Gelmedin?"
"Sıkma canını, benim gelmem uzun sürüyor."
Kafamı salladığımda, kucağına oturmamı sağladı ama ben korkuyla ona bakıyordum.
"İçine girmeyeceğim güzelim. Sadece sürtünüceğiz."
Erkekliğini öne çekip oturdum ve ilk başta onun beni sürtmesini bekledim. Yavaş yavaş üstünde sürtünürken, inliyordum. O kadar güzel bir andı ki, çığlık atmamak elde değildi. Elini kalçama atıp düzgün bir şekilde sürtünmemi sağlıyordu. Onun üzerinde olmam başımı geriye atmam daha iyi oluyordu. Elimi onun ensesine attım.
"Güzel hissediyor musun sevgilim?"
İnlememek için iştahla dudaklarına yapıştım. Başımı yana yatırırken, kadınlığım içine giren erkekliğiyle çığlığı bastım. Anında geri çekilmiştim.
"Şş tamam, özür dilerim."
Gözümden istemsiz yaş akarken, beni yavaşça yatağa yatırdı. Gözlerimi sıkıca kapattım ve bacaklarımı kırdım. O da elini yavaşça yüzümde gezdiriyordu.
"Çok mu acıdı?"
Kaşlarımı çatıp derin nefes almaya çalıştım. Gözlerimi yavaşça açıp, başımı iki yana salladım.
"Çok acımadı. Devam edebilirsin."
Geri çekileceği zaman, omuzundan tutup kendime çektim.
"Üstümde kal."
Komple üstüme yattı ama sürtünmeye devam etmedi. Bu yüzden elimi saçına atıp, kulağına yaklaştım ama aynı zamanda kendi bedenimide hareket ettiriyordum.
"Devam et sevgilim!"
Fısıltı çıkan sesim onu daha çok tahrik ederken, elini kırmış olduğum bacaklarıma atıp dikkatlice sürtünmeye başladı. Her ileri geri hareketinde inliyor, onu kendime daha çok bastırıyordum. O boşalana kadar, ben birçok kez orgazm olmuştum bile. Sevişmemizin bittiğine dair, erkekliğinin sıvısını vücuduma atarken geriye çekilmişti. Yüzünü yüzüme yaklaştırıp, yanağıma öpücükler bıraktı.
"Aferin benim güzel kızıma!"
"Kızın daha çok istiyor ama?"
"Bugünlük bu kadar güzel kızım, sadece sabret."
Derin nefeslerimin arasında, yorgun bedenimi kucağına aldı ve banyoya doğru ilerledi. Sanki gidecekmiş gibi sarılıyor ve bırakmıyordum. Bu halime gülümsemişti. İki parmağını gözlerime getirip kapanmasını ve suyun ikimize akmasını sağladı. Onun vücudundan inecekken, beni tutmuş ve inmememi sağlamıştı.
"Yoruldun ineyim artık."
"Sen benden daha çok yoruldun, şimdi bırak nişanlımı yıkayayım."
Bu dediğine gülümseyip dudaklarına kısa bir öpücük bıraktım. Saçlarımı şampuanla yıkadıktan sonra kendi kafasına döktü. Onu da ısrarla ben şampuanlayıp yıkadım. En son vücudumuzu zar zor yıkayıp, banyodan çıktık. Yorgun biçimde bornozumu giyerken, kıyafet giyecek gücüm bile yoktu. Yatağa uzandığım gibi yanıma gelip üstümü çıkardı ve kıyafetlerimi yavaşça giymeme yardım etti. Giydirdiğinde, elimi yanağına atıp dudaklarını öptüm.
"Teşekkür ederim!"
"Hadi uyu artık!"
Kıkırdamasının ardından, yana doğru yatıp ona yer açtım. O da üstünü giyinip, yanıma uzandı. Gözlerim anımda yorgunluktan kapanırken, aslında ne kadar güzel bir şey olduğunu anlamıştım. Onun varlığının, aşkımızın, bedeninin, benim bedenimin ikimiz için ne kadar güzel olduğunu fark etmiştim. En son ellerini belimde yavaşça gezdirirken, uyuya kalmıştım.
bu bölüm kısa oldu ama idare edin canlarım
ama ben bunları yeriimm şu tatlılıklara bakın.
nişanlımı yıkayayım diyor, beni de birisi yıksa keşke öxğsösğmdkdn
hayaller Çağlar, gerçekler yine Çağlar 😉
vote:60
yorum:15
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUMA MI? O DA NE?
ChickLit"Şimdi ben nereye gidersem gideyim, sen benim peşimde mi olacaksın?" "Evet, efendim." "Efendim mi? Farkında mısın bilmiyorum ama sen benden büyüksün. Bu yüzden İzel demen yeterli." "Peki, İzel..." Ve hayatımın böyle süreceğini bilseydim, çok önceden...