Yorumlarda geleceğe dair Spoiler yazmazsanız sevinirim. Lütfen başka okurlardan da Spoiler istemeyin. (Başka okurlara saygı duymamız açısından bu benim için oldukça önemli. Beni kırmayacağınızı biliyorum. ♥)
Bana İnstagram hesabımdan da ulaşabilirsiniz. Orada aktif oluyorum ve sizlerle daha samimi bir ilişki kurabiliyorum. Oraya özel paylaşımlarımız var.
İnstagram : hilaleasar
Bölüm Şarkısı/-ları :
Lütfen Oy vermeyi ve Yorum yapmayı unutmayın. Çok öptüüüm ♥
Keyifli Okumalar...
Birisi veya birileri için iyilik yapmanın belki de en zor tarafı buydu. Avcı haklıydı. Benim tek zaafım Kamer olmamıştı. Benim tek zaafım sevdiklerim olmuştu. Avcı'yı sevmiştim. Ailem olmuştu ve ben onun canını yakan bir adamı ölmekten beter edeceğime dair bir söz vermiştim. Ama hayat böyle değildi. Yaptığımız planlar kadar muntazam ilerlemiyordu. İçimden bir ses bana şunu fısıldıyordu birkaç gündür.Savaş'ı tanımış olmanın bedeli sana çok ağır olarak geri dönecek Umay...
Belki ölecektim, Belki sevdiklerimi öldürecekti Avcı'ya yaptığı gibi. Bunu hiçbir zaman bilemezdim belki ama bir şeyi iyi biliyordum.
Seçimlerimiz...
Yaptığım her seçim kendim için değil, sevdiklerim için olacaktı. Bir gün Savaş Soysal için de bir seçim yapacaktım. Ve o gün geldiğinde artık benimle savaşmayacaktı. Belki de her zaman gözlerinde gördüğüm o savaşı durduracak ve bir daha asla başlatmayacaktı. Belki de başaramayacaktım. Belki de o savaşı durdurmak yerine ona bir kıyamet başlatacaktım. Ruhum bu düşüncelere şiddetle karşı çıkarken kalbim bana sevdiklerimin arasında bir gün tercih yapmam gerekeceğini söylüyordu. Ne yapardım o zaman? Bilmiyordum. Bilmek acı çekmeme sebep olduğu an düşüncelerimden sıyrılarak şimdiki ana geldim. Savaş'ın gergin bedeni hala birkaç adım ötemde yürüyordu ve ben içimdeki bu azabı durdurmak için öncelikle onun gözlerine bakma ihtiyacımın olduğunun farkındaydım.
Görüş açımıza biri girdiğinde eski model bir arabanın önünde giydiği açık mavi gömleği ile kanlar içinde telefonla konuşan Yaman'ı gördüm. Turan'ın aksine olan zayıf ve çelimsiz vücudu yara bere içindeydi. Şok olmuş bir şekilde ayaklarım yere çivilenirken Yaman'ın Savaş'ı gördüğü anda telefonu kapatıp ona yaklaşması bir oldu. Savaş öyle gergindi ki yüzü de en az gözleri kadar alev saçıyor, benimle bir kez olsun göz teması kurmuyordu. Tüm bunlara benim sebep olmamam gerekiyordu. Hayır, böyle olmaması gerekiyordu.
"Yaman neler oluyor? İyi misin sen?" Savaş elini gergin bir şekilde her iki yandan kemerine yaslarken Yaman'ın endişeli suratı beni fazlasıyla endişelendirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERSONA'NIN DÜŞÜŞÜ
Action***MİNİ GİRİŞ BÖLÜMÜNÜ KESİNLİKLE OKUYUNUZ. Ben içimdeki şeytanı öldürmüş bir zebaniydim belki ama o... O, şeytanın cennetten kovulmamış ilk hali gibiydi. Öylesine zarif, öylesine güzel, ve de öylesine yalan... Dudakları açıkta kalan boynuma küçük...