Bölüm 49 : SABAH GÜNEŞİ

2.6K 405 805
                                    

Yorumlarda geleceğe dair Spoiler yazmazsanız sevinirim. Lütfen başka okurlardan da Spoiler istemeyin. (Başka okurlara saygı duymamız açısından bu benim için oldukça önemli. Beni kırmayacağınızı biliyorum. ♥)

Bana İnstagram hesabımdan da ulaşabilirsiniz. Orada aktif oluyorum ve sizlerle daha samimi bir ilişki kurabiliyorum. Oraya özel paylaşımlarımız var.

İnstagram : hilaleasar

Bölüm Şarkısı/-ları :

Lütfen Oy vermeyi ve Yorum yapmayı unutmayın. Çok öptüüüm ♥

Keyifli Okumalar...

Bölüm Sınırı : 650 yorum

Yasemin'i sabah olana kadar birkaç saat de olsa uyumaya zorladığımda çocukların onu böylesine dağılmış görmesini istemediğimi fark ettim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yasemin'i sabah olana kadar birkaç saat de olsa uyumaya zorladığımda çocukların onu böylesine dağılmış görmesini istemediğimi fark ettim. İçimde tarif edemediğim bir his çökmüştü. Mutluluk desem çok eksik kalırdı. Huzur desem yetersiz olurdu. Biri beni görmüştü!

Biri beni gerçekten gördü ve benden nefret etmedi. İçimdeki tarifsiz duygu öyle güçlendi ki çimden dudaklarıma kadar akıp dudağımın iki yanına ellerini yerleştirip yırtarcasına dışarıya taşıyordu sanki. Kamer'in yanına, tekrardan odama geçtiğimde onu kaç defa öptüğümü hatırlamıyorum bile. En sonunda da uyanmasından korktuğum için kaçan uykumu geri getirmek adına odada volta atmaya başladım. Kabusum gerçek olmayacaktı. Hem... Egemen kardeş olduğumuzu öğrendiğinde sevinirdi. Yasemin yanımda olduysa o da olurdu değil mi?

Kimse inanmasa bile benim içimdeki kadın da çocuk da buna inanıyordu.

Odada volta atmak da uykumu getirmeyince üzerimi giyinerek aşağıya indim. Egemen'e kahvaltıya bize gelmesi için kısa bir mesaj çekerken yavaşça mutfağa indim. Şüphelerini uygun bir zamanda giderecek, ona her şeyi anlatacaktım. Yasemin beni anladıysa o da anlardı.

Öylesine özenli ve güzel bir kahvaltı hazırlamıştım ki Egemen bunu hazırladığım için her zamanki gibi kolunu omuzuma atıp yanağımdan makas alarak abartılı bir şekilde methiyeler düzecekti bana. Genelde bende omuzumdan sarkan eline ufak bir tokat atıp ona kızıyormuş gibi yapıyordum. Ama o buna rağmen dudaklarımın kenarındaki inceden kalkan kıvrımı fark eder gülerdi.

Geniş masaya göz gezdirdiğimde kocaman gülümsedim. Her şey mükemmel görünüyordu, fakat simit yoktu. Kamer ve Egemen'in genelde kahvaltılarda düzenli bir şekilde oynadığı küçük bir oyun vardı. Aynı simidi kendilerine doğru çekerek büyük tarafını kimin kopardığına bakarlardı. Büyük parça Egemen'inse, Kamer Egemen'in istediği bir şeyi yapardı o gün. Yok, eğer büyük parça Kamer'in ise... Dudaklarımda belli belirsiz bir gülümseme oluşurken portmantodan kabanımı ve cüzdanımı alarak dışarı çıktım.

Büyük parça Kamer'inse isteyeceği şey başından belliydi çünkü. Egemen'in motosikletine binmek ve üstüne, Egemen'in cebindeki o anki paranın yarısını almak olurdu.

PERSONA'NIN DÜŞÜŞÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin