Yorumlarda geleceğe dair Spoiler yazmazsanız sevinirim. Lütfen başka okurlardan da Spoiler istemeyin. (Başka okurlara saygı duymamız açısından bu benim için oldukça önemli. Beni kırmayacağınızı biliyorum. ♥)
Bana İnstagram hesabımdan da ulaşabilirsiniz. Orada aktif oluyorum ve sizlerle daha samimi bir ilişki kurabiliyorum. Oraya özel paylaşımlarımız var.
İnstagram : hilaleasar
Bölüm Şarkısı/-ları :
Lütfen Oy vermeyi ve Yorum yapmayı unutmayın. Çok öptüüüm ♥
Keyifli Okumalar...
Masmavi gözlerini Savaş'tan çekip umursamadan bana çevirdi.Haldun Yılmazer... Beni soktuğu bu oyuna dahil olabileceğini hiç düşünmediğim o adam. Gözlerinde hala saklayamadığı bir hayranlık vardı bana karşı. Tıpkı onu vurduğum gün gibi bakıyordu bana.
"Böyle güzel bir hanımefendiyi daha önce görmüş olsam tanırdım herhalde değil mi?" Ellerini uzatıp elimi avuçlarının arasına alarak rahat bir şekilde elimin üstüne dudaklarını bastırdı. Yüzünde yaşına rağmen öyle az kırışıklık vardı ki fit vücudu ve gür saçlarıyla en az on yaş genç gösteriyordu.
"Ben Haldun Yılmazer." dedi sanki ilk defa tanışıyormuşçasına. Çok güzel oynuyordu. Karşısında Savaş Soysal vardı fakat o öylesine profesyonel davranıyordu ki bu hoşuma gitmemişti. Sanki kurtlar sofrasında onlarla oyun oynamaya çalışan bir tilki gibi hissetmiştim kendimi.
"Cemre'yi böyle ortamlara sokmadığımı biliyor olman gerek. Bugün ilk ve son kez gelmek zorunda kaldı sadece." Haldun'un yüzünde, tanışıyor olduğumuzu bilmesem neredeyse inanacağım kadar sahici bir şaşkınlık belirdi.
"Demek Savaş'ın ısrarla benden sakındığı kardeşi sensin..." Kardeşi mi?
Yüzümü ifadesiz tutmaya çalışmıştım fakat gözlerim ister istemez Savaş'a kaydı. Onun kimsesiz olduğunu sanıyordum. Gözlerim onun kadehi tutan ellerine kaydığında parmak boğumlarının bile beyazladığını fark etmiştim. Kadehi öylesine sert tutuyordu ki onun gözlerindeki öfkenin vücut bulduğunu görüyordum. Yine sinirliydi...
"Memnun oldum." gergin bir şekilde bakışlarımı profesörün alışık olduğum gözlerine diktim.
O an bir şey fark ettim.
Delice bir şey...
Daha önce bunu fark etmemiş olmama içimden bir küfür savururken elimin ayağımın birbirine dolanmaması için oldukça çaba gösteriyordum. Haldun en başından beri onun karşısına 'Cemre' olarak çıkacağımın farkındaydı! Yener sayesinde bu kadar kolay sokmasının nedeni buydu. Cemre'nin peşindeymiş gibi davranmıştı Savaş'a bunca zaman. Çünkü eninde sonunda kendisinin önüne atılacak olan yemi bile farkındaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERSONA'NIN DÜŞÜŞÜ
Aksiyon***MİNİ GİRİŞ BÖLÜMÜNÜ KESİNLİKLE OKUYUNUZ. Ben içimdeki şeytanı öldürmüş bir zebaniydim belki ama o... O, şeytanın cennetten kovulmamış ilk hali gibiydi. Öylesine zarif, öylesine güzel, ve de öylesine yalan... Dudakları açıkta kalan boynuma küçük...