Bölüm 72 : KALANLAR İÇİN

2.1K 295 1K
                                    

Yorumlarda geleceğe dair Spoiler yazmazsanız sevinirim. Lütfen başka okurlardan da Spoiler istemeyin. (Başka okurlara saygı duymamız açısından bu benim için oldukça önemli. Beni kırmayacağınızı biliyorum. ♥)

Bana İnstagram hesabımdan da ulaşabilirsiniz. Orada aktif oluyorum ve sizlerle daha samimi bir ilişki kurabiliyorum. Oraya özel paylaşımlarımız var.

İnstagram : hilaleasar

Bölüm Şarkısı/-ları : Thurisaz - Years Of Silence

Çok öptüüüm ♥

Keyifli Okumalar... Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın canlarım ciğerlerim.

Sınır : 1000 yorum

Aramızca onlarca metre vardı ama buna rağmen ona ilk defa gözlerimde bir perde olamadan baktığımdan mıdır bilinmez sanki bir zamanlar benim sarıldığım adama değil de başka bir canavara baktığımı hissettim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Aramızca onlarca metre vardı ama buna rağmen ona ilk defa gözlerimde bir perde olamadan baktığımdan mıdır bilinmez sanki bir zamanlar benim sarıldığım adama değil de başka bir canavara baktığımı hissettim. Gülümsüyordu... Beyaz dişleri kana susamış bir canavarın parlaklığa ulaşmış, dinç bedeni havanın soğukluğa rağmen takım elbiseli halindeydi. Yaşına rağmen dinç olan bedeni sağlıklı görünüyordu. Simsiyah saçlarının arasına karışmış az çoğunluktaki beyazı bile onu yaşlı göstermiyordu.

"Hoş geldin Avcı kızım!" Sesini duyurmak için bağırdığında içimde büyüyen kine engel olamadığımı hissettim. Bir zamanlar ona olan sevgim o kadar büyüktü ki nefretim de bir o kadar büyümüştü içimde. Bir zamanlar ona sarılırken babamı hissedebildiğimi düşüyordum bir de değil mi? Ruhum binlerce yaraya gebeydi fakat Faysal Erden yarası... Benim en mutlu olabileceğim anlarda bile kendimden büyük bir nefret duygusunu hissetmeme neden olacaktı.

Babam... Her evlat gibi ilk başta inanmayı kesin bir dille reddetmiş gencecik bir kızdım o zamanlar. Sonuna kadar reddetsem de önümde konulan deliller, mağdurlarla bizzat konuşmam yalnızca zihnimi değil babasına tapan küçük kız çocuğunu da yıkmıştı. Ve artık öyle acı veren bir durumdaydım ki bu konuda adından bahsederken baba demeye bile çekiniyordum...

Yaşasaydı affeder miydi acaba beni?

Kamer'le buluşamayacağım gibi onunla da bulunamayacaktık öbür dünyada. Onun yeri cennetti... Benim adını bile dudaklarıma alırken haya edeceğim bir yerdeydi. Orda da bu sorunun cevabını öğrenemeyecek ve ben bu bilinmezliğin içinde cayır cayır yanacağım, biliyorum.

Yalnızca Umay'dım artık. Birilerinin değer verdiği Umay... Birinin annesi Umay... Birilerinin kardeşi Umay... Birinin aşık olduğu Umay... Sürekli birilerinin bir şeyi olacaktım ama asla gerçek bir Umay Erden olamayacaktım. Bunu elimden almıştı Cihangir.

Ama bilmiyordu... Ben inatçı bir kadındım. Pes etmezdim.

"Avcı kızım..." dedim duraksayarak. Beni hala Avcı kızı olarak görüyor olması garipti. "Beni sen yetiştirdin Cihangir. O zaman senin ölümünün bugün benim elimden olacağını da bu Avcı kızdan öğreneceksin." Sesim inanılmaz derecede soğukkanlı ve güçlü çıkmıştı. Ve bu güç Cihangir'in hoşuna gitmemiş gibi kaşlarını hafifçe çattı.

PERSONA'NIN DÜŞÜŞÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin