Bölüm 63 : SATRANÇ TAHTASI

2.1K 342 1.1K
                                    

Yorumlarda geleceğe dair Spoiler yazmazsanız sevinirim. Lütfen başka okurlardan da Spoiler istemeyin. (Başka okurlara saygı duymamız açısından bu benim için oldukça önemli. Beni kırmayacağınızı biliyorum. ♥)

Bana İnstagram hesabımdan da ulaşabilirsiniz. Orada aktif oluyorum ve sizlerle daha samimi bir ilişki kurabiliyorum. Oraya özel paylaşımlarımız var.

İnstagram : hilaleasar

Bölüm Şarkısı/-ları :Dolu kadehi ters tut - Gitme , Hazy - Miracle

Çok öptüüüm ♥

Keyifli Okumalar...

Yeni yılınız en çoook sağlıkla mutlulukla huzurla dolsuuun.

Sınır : 1000 yorum

Önünde durduğu yanan varil yüzünden yüzüne yansıyan büyük bir alev vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Önünde durduğu yanan varil yüzünden yüzüne yansıyan büyük bir alev vardı. Yanağım tüm bitkinliğimle zemine yapışmış, sanki beni zaten öldürmemiş gibi daha da yok etmesini dinliyordum.

"Erdem beni yanına alınca  Evran'ları güçlendirdim. Çünkü onu güçlendirebilirsem kendimi de güçlendirebilirdim demek oluyordu bu." Daha o yaşlarda gencecik olan Savaş bile zeki ve soğukkanlıydı.

"İtaatkar bir öğrenci olmadığım için Cihangir Arca bu kararıma delirdi. Asiydim. Oyunbozan ve zapt edilmesi zor biriydim.  Beni öldürmek istemiyordu ama onun bütün kazancını yok edebilecek kadar güce ulaşıyordum." Yorgun bir nefes vererek devam etti.

"Sizleri de ona bulaştırmamak için sizinle hiçbir zaman iletişimde bulunmadım. Araştırmadım bile. Çünkü Yener Arslan'ın en başından beri Haldun'a değil, Avcı'ya çalıştığını biliyordum. Seni araştırdığım ilk anda Avcı'nın da haberi olurdu." Savaş, bu sefer diğer elini de ateşe yaklaştırmaya başladığında ateşin yüzünde dans eden ışığını görebiliyordum. Diğer eli zaten yeterince yanmışken diğerini de yakması...

"Yapma..." Öyle bitkindim ki kendi sesimi ben bile zor duymuştum.

"Efendi'nin kumarhanelerini neredeyse batırabilecek kadar güçlendim. Ama o zekiydi. Faysal Erden'i tanıyordu. Çocuklarına tapan bir adamın bana sizden bahsetmeyeceği düşünülemezdi. O yüzden sizin ailenizi bana karşı bir koz olarak kullandı. Ama bundan önce başka bir planı vardı." dedi ve ateşin içindeki eli ona şimdi acıyı tattırmış olacak ki suratı acıyla kasıldı.

"Baban öldükten sonra Akın'ı buldu." Akın'ın anlattığı olay gözlerimin önüne bir perde gibi inerken bacaklarımı saran kollarım gerilmişti. Kahverengi gözlü ve aynı tonlarda saçlara sahip olan adam... Bu detay da beni Aydın Ülgen'e yönlendirmişti ama Cihangir... Burnumun ucundaydı ve ben göremedim.

Savaş, soktuğu  elini ateşten çektiğinde yüzünün kaskatı kesildiğini gördüm. Kendine bilerek acı çektirmesi anlattığı hiçbir olayın acısını hafifletmeyecekti. Bunu görmüyordu... Belki de görmek istemiyordu.

PERSONA'NIN DÜŞÜŞÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin