Yorumlarda geleceğe dair Spoiler yazmazsanız sevinirim. Lütfen başka okurlardan da Spoiler istemeyin. (Başka okurlara saygı duymamız açısından bu benim için oldukça önemli. Beni kırmayacağınızı biliyorum. ♥)
Bana İnstagram hesabımdan da ulaşabilirsiniz. Orada aktif oluyorum ve sizlerle daha samimi bir ilişki kurabiliyorum. Oraya özel paylaşımlarımız var.
İnstagram : hilaleasar
Bölüm Şarkısı/-ları :
Çok öptüüüm ♥
Keyifli Okumalar...
Sınır : 1000 yorum (Son üç bölümün sınırları geçince yeni bölüm gelecek aşkolar ♥️🌸)
Sanki ölüyordum. Yanağım soğuk zemine çarpmış ve ben insanların beni umursamadan yanı başımda yürüyen ayaklarını izliyordum.İnsan öldüğünü ne zaman anlardı?
Beynim bana bu soruyu defalarca soruyordu ama benliğim bu soru karşısında yanağı soğuk zeminde olan o kadının başını eziyordu. O kadın maskeleriyle birlikte çoktan ölmüştü.
Esas soru şuydu; Umay Erden'in maskeleri düştüğünde ondan geriye ne kalırdı?
Gerçeklik?
Buna gülmek isterdim ama ruhum kanı çekilmiş bir kurban gibi olduğundan buna sadece göz devirmekle yetinmişti. Haldun Yılmazer haklıydı. Bir insan uzun süre maske takarsa altındaki kişiliği kaybolabilirdi. Ya da maske taktığını düşündüğü an aslında kendi kimliğini de bulabilirdi.
Ben bu işin ne tarafında oluyordum? Düşüncelerim bu soruyla birlikte dört koldan cevaplar sıralarken içimdeki o ses tüm cevapları havada yakaladı ve parmaklarının arasında kurumuş bir yaprağı ezer gibi ezmişti. Avuçlarını açtığında bana bir gerçeği göstermek istercesine ellerindeki tozları yüzüme üfledi.
Sen maskelerini çoktan düşürdün Umay... diyordu bana. Öyle miydi gerçekten?
Dönüştüğün insanın gerçekliği altında ezilmekten korkuyorsun...
Dönüştüğüm insan... Bunun bir Persona olmasını öyle çok isterdim ki. Gerçeklik beni korkutuyordu. Çünkü ellerimin böylesine kanlanacağını, gerçek Umay'ın böylesine güçlü olabileceğini hiç düşünmemiştim. Bu güç kirliydi. Kazandıkça kaybediyordunuz.
Kazandıkça kendinizi kaybettiniz bir güç... Size hangi savaşı kazandırabilirdi?
Hayat, iyilerin gözünden gördüğümüz fakat kötülerin eylemleri nedeniyle yaşadığımız küçük anlardan oluşur.
Bizim hikayemiz bambaşka...
Hangi yalan doğurabilir bir gerçeği?
Hangi gerçek yıkabilir bir yalanı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERSONA'NIN DÜŞÜŞÜ
Acción***MİNİ GİRİŞ BÖLÜMÜNÜ KESİNLİKLE OKUYUNUZ. Ben içimdeki şeytanı öldürmüş bir zebaniydim belki ama o... O, şeytanın cennetten kovulmamış ilk hali gibiydi. Öylesine zarif, öylesine güzel, ve de öylesine yalan... Dudakları açıkta kalan boynuma küçük...