Yorumlarda geleceğe dair Spoiler yazmazsanız sevinirim. Lütfen başka okurlardan da Spoiler istemeyin. (Başka okurlara saygı duymamız açısından bu benim için oldukça önemli. Beni kırmayacağınızı biliyorum. ♥)
Bana İnstagram hesabımdan da ulaşabilirsiniz. Orada aktif oluyorum ve sizlerle daha samimi bir ilişki kurabiliyorum. Oraya özel paylaşımlarımız var.
İnstagram : hilaleasar
Bölüm Şarkısı/-ları : History of time - Ender Güney
Çok öptüüüm ♥
Keyifli Okumalar...
Sınır : 1000 yorum
Hava buz gibi bir soğukluktaydı ama ne ben ne de Savaş üşümüyordu. Savaş zaten hiç üşümüyordu zaten ama bugün aklında dönüp duran fikirlerin keskin tarafları daha acıydı."Ne istiyorsun Cihangir?" dedi büyük bir soğukkanlılıkla. "Beni mi istiyorsun!? Al o zaman. Ama bir kişiyi daha sana kurban etmeyeceğim." Savaş'ın öfkeli sesiyle birlikte Avcı afalladı. Fakat şaşkınlığını belli etmemek adına hızla yüzünü toparlarken bana döndü ve yüzüme alayla baktı.
"Bak Umay... Dediğim gibi gösteri daha yeni başlıyormuş değil mi? Hatta... Sandığımdan biraz daha erken bile başladı. Savaş yanıma gelmeyi kabulleniyor." dediğinde ona iğrentiyle baktım.
"Biz seninle ancak cehennemde görüşürüz Avcı." dediğimde yüzünde anlık bir salise de hüzün geçtiğini görür gibi olmuştum. Yanılıyor da olabilirdim çünkü onun gibi bir adamın hiçbir ifadesine inanmıyordum artık.
"Ne istiyorsun bizden? " Savaş, beni umursamadan kaskatı bir şekilde tekrar sorusunu sorarken Avcı'nın gözlerindeki acı bir kez daha baş gösterdi.
"Seni istiyorum oğlum." dediğinde Savaş'ın bir kez daha bedeni kasılmıştı.
"Ben senin oğlun değilim!" diyerek adeta kükrediğinde Avcı'nın yanındaki adam Savaş'a doğru bir adım atacak olmuştu ki Avcı onu durdurdu. Adamına öyle sert bir ifadeyle bakmıştı ki kendi adamının gözlerindeki korkuyu aramızda metrelerce mesafe olmasına rağmen gördüm.
"Oğlum olmana gerek yok. Baba oğul ilişkisi yaşamayacağımızın farkındayım. Seni yanımda istiyorum sadece. Eğer çocuğu istiyorsanız bana bir kez diz çök. Bana olan bağlılığını kanıtla."
Anlayamıyordum.
Onların dilinde diz çökmek bağlılık mı demek oluyordu?
Bu yüzden mi Haldun da Cihangir de ayrı ayrı Savaş'ın diz çökmesini istemişlerdi kendilerine. Savaş'ı itaatkar bir öğrenci gibi istemiyorlardı yanlarına. Bağlılığını istiyorlardı... Çünkü her ikisi de içten içe farkındaydı gerçekleri. Ne kadar paraya, ünvana ve şöhrete sahip olsalar da Savaş kadar kirli, Savaş kadar bitirici bir adam bulamazlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERSONA'NIN DÜŞÜŞÜ
Acción***MİNİ GİRİŞ BÖLÜMÜNÜ KESİNLİKLE OKUYUNUZ. Ben içimdeki şeytanı öldürmüş bir zebaniydim belki ama o... O, şeytanın cennetten kovulmamış ilk hali gibiydi. Öylesine zarif, öylesine güzel, ve de öylesine yalan... Dudakları açıkta kalan boynuma küçük...