Bölüm 2 : GÜÇ

6.2K 668 1.1K
                                    

Yorumlarda geleceğe dair Spoiler yazmazsanız sevinirim. Lütfen başka okurlardan da Spoiler istemeyin. (Başka okurlara saygı duymamız açısından bu benim için oldukça önemli. Beni kırmayacağınızı biliyorum. ♥)

Bana İnstagram hesabımdan da ulaşabilirsiniz. Orada aktif oluyorum ve sizlerle daha samimi bir ilişki kurabiliyorum. Oraya özel paylaşımlarımız var.

İnstagram : hilaleasar

Bölüm Şarkısı/-ları : The Neighbourhood -Afraid

Lütfen Oy vermeyi ve Yorum yapmayı unutmayın. Çok öptüüüm ♥

Keyifli Okumalar...

Bazen insanlar göründüğü gibi olmaz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bazen insanlar göründüğü gibi olmaz. Karşındaki insanın size benliğini mi yoksa Persona'sını mı gösterdiğini bilemezsiniz. Ben o insanlardan yalnızca biriydim.

Haldun Yılmazer, yerde acı içinde kıvranırken yerden aldığım bir ağırlıkla spor salonundaki bütün aynaları sırayla ve yavaşça kırmaya başladım.

"Bir katili evine aldın Haldun... Meydan okuduğun kişilerin kim olduğunu iyice öğrenmek egonu daha çok okşamalı aslında. " Bir yandan konuşurken diğer yandan da aletlerin kimini devirirken kimini elime aldığım kas ağırlığıyla kırmaya çalışıyordum. Bir süre daha işimi hallettikten sonra yerde bir kan gölü oluşturan adamın yanına gelerek beni görebileceği bir şekilde yavaşça yere çöktüm. Silahım hala elimdeydi. Ve hareketlerim öylesine rahattı ki sanki şu an çok yakın olduğum biriyle sohbet ediyor gibiydim.

"Şu, çocuğun yaşındaki genç kadınlara olan zaafın bir gün seni öldürecek derdim hatırladın mı?" Sesim öylesine soğuk ve kendinden emin çıkıyordu ki gözlerindeki acının yanınla hala şaşkınlık görebiliyordum.

"Çok... Çok zekisin, Profesör. Seni alt edebilmek için oldukça uğraşmak zorunda kaldım. Eminim ilk başta beni sorgulatmışsındır ama temiz çıktığımı görünce zararsız olduğumu düşündün." Elimdeki silahı ona doğru pervasızca sallıyordum fakat bundan korktuğunu pek söyleyemezdim. Haldun Yılmazer şu zamana kadar öldürdüğüm o dört adama da benzemiyordu. Hatta tanıdığım hiç kimseye benzemiyordu. Nefret ettiğim bir gerçekti belki fakat nefret ettiğiniz bir insanın bakışı sizi böylesine güçlü hissettirmemeliydi değil mi?

Ben hissediyordum.

O engin bilgeliğinin altında öyle derin bir güç vardı ki ayağını yere bastığı zaman yeryüzüne izini bırakabileceğine inanırdınız.

Ben İnanıyordum.

"Sen..." lafını bitirmesine fırsat vermeden gözlerimi devirdim. Ama ne hislerimin ne de inancımın şu noktada bir önemi yoktu. Günün sonunda namlunun ucunda ben değil, o vardı.

"Ben, ben... Evet Profesör. Çözdün. Her şeyi ben yaptım. Aynı kelimeleri söylemekten sıkılmadın mı? O adamları ben öldürdüm. Para kaynağı sağladığın bütün köpeklerinle bir kumar masasında oturarak onlarla oynadım. İntikamımı almak için senelerce bekledim ama değdi biliyor musun? Hepsinin gözlerindeki o yalvarışı görmeliydin." Acıyla bir kez daha inlerken iki eliyle de bacaklarındaki yaralarına baskı yapıyordu.

PERSONA'NIN DÜŞÜŞÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin