Yorumlarda geleceğe dair Spoiler yazmazsanız sevinirim. Lütfen başka okurlardan da Spoiler istemeyin. (Başka okurlara saygı duymamız açısından bu benim için oldukça önemli. Beni kırmayacağınızı biliyorum. ♥)
Bana İnstagram hesabımdan da ulaşabilirsiniz. Orada aktif oluyorum ve sizlerle daha samimi bir ilişki kurabiliyorum. Oraya özel paylaşımlarımız var.
İnstagram : hilaleasar
Bölüm Şarkısı/-ları :
Lütfen Oy vermeyi ve Yorum yapmayı unutmayın. Çok öptüüüm ♥
Keyifli Okumalar...
"Beni buradan çıkarmaya senin gücün yetmez çocuk! Çek ellerini üzerimden." Haldun Yılmazer'in öfkeli sesini duymamızla birlikte yaklaşmakta olduğumuz masaya baktım. Oyun oynayanların arasındaydı ve ben bunu yeni fark ediyordum. Egemen ve Yener de aynı masadaydı hatta."Haldun Bey... Savaş Bey'in talimatı var. Zorla çıkartılmak istemiyorsanız lütfen bize zorluk çıkarmayın." Bir adam gayet nazik fakat bir o kadar baskın çıkan sesiyle Haldun'a bakıyordu. Haldun'un yanındaki yirmili, sarışın kız ellerini Haldun'un göğsüne yapıştırmış bir şekilde okşarken midemin bulandığını hissettim.
"Zorluk çıkartmak?" Haldun yalancı bir kahkaha atarken Egemen gergin bir şekilde bize baktı.
"Zorluk çıkartmak ne demek ben sana çok güzel bir şekilde gösteririm şimdi." dediğinde Savaş bana bakıp saçlarımın arasından kulağıma doğru eğildi. "Haldun'un yanında oturan adama bak yavaşça." Gözlerim söylediği yere kayarken dudaklarım şaşkınlıkla aralandı. Çünkü ülkenin en çok tanınan şirketler zincirinin sahibi Kadir Alkaç tam karşımda Egemen'in yanında oturuyordu. Geçen Çağan'ın şirketinde konuşurken de bu isim geçmişti ama o an aklım Haldun'un telefonundaki resimde olduğu için bu ismin önemine çok dikkat etmemiştim.
"Bu adam bugün seni öldürecek." dediğinde içime çektiğim nefes ciğerlerime hapsolmuş gibi tıkanmıştım. Bir kurban katiliyle aynı ortamda bulunduğunu bilirse nasıl hissederdi? Evet bugün öldürülmeye çalışılacaktım. Fakat Turan'ın benim için hazırladığı ve karnıma bantlanan kan torbalarıyla olacaktı bu. Esas amaç benim öldürülmem değil, Kadir Alkaç'ın öldürülmesiydi.
"Onur... Haldun Yılmazer kalabilir." Haldun'la birlikte ayakta duran personel de bize bakarken Savaş'ı görür görmez bakışlarını yere indirdi.
"Siz nasıl isterseniz." diyerek yanımızdan ayrılırken Haldun beni yeni fark etmiş gibi üzerimi süzmeye başlamıştı. Onun üzerimdeki bakışlarını Savaş da fark etmiş olacak ki derin bir nefes alarak bana baktı. "Bugün hem bir pisliği ortadan kaldırmış olacağız hem de senin, Haldun Yılmazer'in gözündeki değerini anlamış olacağız." dediğinde şok olmuş bir şekilde ona baktım. Her şeyi o kadar sistematik bir şekilde planlamıştı ki zekasına hayran kalmamak elde bile değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERSONA'NIN DÜŞÜŞÜ
Aksiyon***MİNİ GİRİŞ BÖLÜMÜNÜ KESİNLİKLE OKUYUNUZ. Ben içimdeki şeytanı öldürmüş bir zebaniydim belki ama o... O, şeytanın cennetten kovulmamış ilk hali gibiydi. Öylesine zarif, öylesine güzel, ve de öylesine yalan... Dudakları açıkta kalan boynuma küçük...