Bölüm 25 : KARANLIK

3.5K 542 670
                                    

Yorumlarda geleceğe dair Spoiler yazmazsanız sevinirim. Lütfen başka okurlardan da Spoiler istemeyin. (Başka okurlara saygı duymamız açısından bu benim için oldukça önemli. Beni kırmayacağınızı biliyorum. ♥)

Bana İnstagram hesabımdan da ulaşabilirsiniz. Orada aktif oluyorum ve sizlerle daha samimi bir ilişki kurabiliyorum. Oraya özel paylaşımlarımız var.

İnstagram : hilaleasar

Bölüm Şarkısı/-ları :

Lütfen Oy vermeyi ve Yorum yapmayı unutmayın. Çok öptüüüm ♥

Keyifli Okumalar...

İnsanlar karanlıktan neden korkardı bu kadar? Bilmediği bir şeyin ona zarar verebileceğini düşünmesinden mi? Yoksa her gece karşılaşmaktan korktuğu yalnızlıklarıyla yüzleşmekten mi?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


İnsanlar karanlıktan neden korkardı bu kadar? Bilmediği bir şeyin ona zarar verebileceğini düşünmesinden mi? Yoksa her gece karşılaşmaktan korktuğu yalnızlıklarıyla yüzleşmekten mi?

Ümidimi kesmeyin bir cellat tahtasında. Vurmayın ellerime kelepçe. Yalvarırım durun. Bitsin artık bu katran dolu kininiz.

Bitsin... Bitmeli.

Korkuyorum ben. Çok korkuyorum. Ölmekten değil. Karanlıktan...

Yok olmaktan değil, kaybolmaktan...

Yalnızlaşmaktan değil korkum, yalnız bırakmaktan... Bitsin artık. Ben karanlığa hapsolmak değil, ben o karanlığa meşale yakmak istiyorum. Görmek için değil, kör olmak için...

Aydınlığa kör olmak, karanlığa değil.

"Umay! Beni duyuyor musun?" Kısık sesle havada bir küfür savruldu.

"Hadi güzelim. Aç gözlerini." Derin bir nefes sesi duyarken yanağımı dayadığım soğuk zeminin ıslaklığı yüzümü yalıyordu. Kendi kanım mıydı yüzümü böylesine yıkayan ıslak şey? Canım neden acıyordu?

"Umay!" Gür bir ses bana ışıkları açmaya çalışıyordu sanki. Kuzey... Sen misin yine? Sen de mi benim gibi ışıksız kaldın yoksa?

"Sizin gelmişini geçmişinizi..." öksürüklerinin arasından zorlukla bir nefes aldı aynı ses. Bir kelimesini nefes alışıyla yuttu ama o devam etti "... çocukları." cümlesini kesen tok bir yumruk sesi ve hemen ardından acıyla karışık bir inleme doldurdu kulaklarımı.

Kuzey... Yine mi sana dokunuyorlar? Yine mi ölüyorsun yanı başımda?

"Bu kadın öldü galiba?" dedi biri. Zihnim bana bir oyun mu oynuyordu bilmiyorum ama sanki ben yıllar önceki o kabus gecesine gönderilmiştim sanki. Aynı şeyleri yaşıyor gibi hissediyordum. O zamanlar da bu cümleyi duymuştum. Ayakkabısının ucuyla omuzuma sertçe baskı yapan biri benim zemine değen yüzümü ayağıyla sırt üstü çevirirken sıcak bir nefes hissettim yüzümde.

Yaşıyor muydum ben?

"Çok mu ileri gittik acaba?" dedi başka bir ses.

"Haldun bey gelene kadar yaşaması gerekiyordu aptal herif! Bak şuna, nefes alıyor mu?" Yaşıyordum! Ateş böceklerinin ışığı içinden gelir demiştim oysa. Şimdi neden hala karanlıktaydım? Boynuma sıcak bir el değdi.

PERSONA'NIN DÜŞÜŞÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin