Yorumlarda geleceğe dair Spoiler yazmazsanız sevinirim. Lütfen başka okurlardan da Spoiler istemeyin. (Başka okurlara saygı duymamız açısından bu benim için oldukça önemli. Beni kırmayacağınızı biliyorum. ♥)
Bana İnstagram hesabımdan da ulaşabilirsiniz. Orada aktif oluyorum ve sizlerle daha samimi bir ilişki kurabiliyorum. Oraya özel paylaşımlarımız var.
İnstagram : hilaleasar
Bölüm Şarkısı/-ları :
Çok öptüüüm ♥
Keyifli Okumalar...
Sınır : 1000 yorum
"Neyin intikamı bu Cihangir? Ha! Söylesene!" dediğimde yüzünde oluşan hayal kırıklığı bu kez kez onu değil beni afallatmıştı."İntikam mı?" durdu. Gözlerinde belirli bir öfke yer aldığında şaşkınlığına alaycı bir tavır sergileyerek neşeden yoksun bir şekilde gülümsedi.
"İntikam almıyorum ben Umay... Nefretimi kusuyorum sadece." Tüm bunların intikam olmadığına kendine inandıracak kadar hasta bir adamdı. Haldun haklıydı. Kişilik bozukluğu vardı bu adamda.
"Nefretini kustuktan sonra sana ne kalacak?"
"Huzur..." Yüzünde fırtına öncesi bir sessizlik oluştuğunda gözleriyle beni yakıp yok etmek istercesine yüzünü yüzüme kenetledi. Ona bu saatten sonra huzuru tattıracağımı mı düşünüyordu gerçekten?!
"Ben senin babanın hayatta kalmasını sağlayan bir deney faresiydim Umay. Her şeye rağmen onun arkadaşlığını sevmiştim biliyor musun? Ona hayat verenin ben olduğunu bilmiyordu belki ama bana sanki bu hayattaki tek dostu benmişim gibi davranırdı. Beni gerçekten severdi..." Babama bir zamanlar duyduğum nefret bir silüete saklanmış gibi karşıma dikilmiş ve hemen Cihangir Arca'nın arkasında durmuş gözlerime bakıyordu o an sanki. Bir kez daha nefretim bana ağır gelmişti ama cezam o nefreti ömür boyu sırtımda taşımaktı zaten.
"Yıllarca babam gibi gördüğüm adamın gözlerimin önünde mutlu bir şekilde ailesiyle yaşamasını izledim. Zaman akıp gitti. Ve ben Zerrin'i tanıdım." tam bu esnada yüzünde ufacık bir tebessüm belirmişti.
"Hayatımda ilk defa Faysal'dan, Haldun'dan, ve babamdan başka birine değer verdim. Zerrin'e... Hayatımda hiçbir zaman şahit olabileceğimi düşünmediğim bir şeyi gördüm onda. Mutluluk... Görmekten çok onu yaşadım hatta Umay. İçimde hissettim. Sanki dokunsam kalbimi elimde tutabilirmişim gibi... Sanki onun bitmek bilmeyen hayat enerjisi içimdeki karanlık yerleri aydınlatmıştı." Kızarmaya başlayan gözleri Afkan'ların olduğu noktaya kayarken yerde yatan Zerrin hanımı ve Haldun'a inanılmaz bir acıyla baktı. Sanki onların nefesini kesen el kendisi değilmiş gibi... Bir insan birilerine bu kadar değer verirken nasıl olur da aynı zamanda kanlarını ellerine bulaştırabilirdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERSONA'NIN DÜŞÜŞÜ
Aksiyon***MİNİ GİRİŞ BÖLÜMÜNÜ KESİNLİKLE OKUYUNUZ. Ben içimdeki şeytanı öldürmüş bir zebaniydim belki ama o... O, şeytanın cennetten kovulmamış ilk hali gibiydi. Öylesine zarif, öylesine güzel, ve de öylesine yalan... Dudakları açıkta kalan boynuma küçük...