Bölüm 60 : GİZ NOKTASI

2.1K 338 1K
                                    

Yorumlarda geleceğe dair Spoiler yazmazsanız sevinirim. Lütfen başka okurlardan da Spoiler istemeyin. (Başka okurlara saygı duymamız açısından bu benim için oldukça önemli. Beni kırmayacağınızı biliyorum. ♥)

Bana İnstagram hesabımdan da ulaşabilirsiniz. Orada aktif oluyorum ve sizlerle daha samimi bir ilişki kurabiliyorum. Oraya özel paylaşımlarımız var.

İnstagram : hilaleasar

Bölüm Şarkısı/-ları :
Çok öptüüüm ♥

Keyifli Okumalar...

SINIR : 900 yorum

SINIR : 900 yorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Afkan..."

Son kez dudaklarımdan sızan acı dolu bir fısıldayışla ona baktım. Çok... Çok fazla kan vardı. Beyaz gömleği tamamen kırmızıya boyanmış sırt üstü düşmüş ve ona yakışmayacak kadar çok hareketsizdi. Taşlarla dolu zeminde giderek daha da çoğalıyordu kırmızılık. Bir an. Tek bir an sanki yerde yatan Afkan değilmiş gibi hissettim. Saldırıya uğradığımız gece Kuzey'in başından vurulduktan sonra yere yığılan bedeni buradaydı.

Afkan'ın yerinde Kuzey'i gördüm. Yer değiştirmişlerdi ve bana bakıyordu.

"Kuzey..." Ayağımın altındaki zemin çekildi. Ruhum yere düşmüş bedenimdeki iskelet ayakta tutuyordu yalnızca beni. Çok fazla kan vardı... Tıpkı o geceki gibi çok fazla kan vardı.

"Umay... O öldü." dedi Haldun kulağıma fısıldarken. Bunu söylerken nedense sinirlenmişti ve burnundan solumuştu. "Gitmemiz lazım."

Kulağıma dolan sesle birlikte Kuzey yok olmuş ve zihnim beni bir gerçekliğe atmak istercesine Afkan'ı gözlerimin önüne sermişti. Gökhan da benim yaşadığım acıyı mı yaşamıştı şimdi? Onların sarıldığı zamanı hatırladım acıyla. Gökhan'a nasıl derdim abisinin benim için öldüğünü? Donuklaşmış suratımdan bir damla yaş süzüldü. Dizlerim titriyor nefes alamıyordum. Söyleyemezdim. Gökhan'ın yüzüne bile bir daha bakamazdım.

"Şimdi arabaya biniyorum ve siz bizi takip etmeyeceksiniz." Haldun'un otoriter sesiyle birlikte Cihangir, beni bırakmış olmasına hala inanamadığı Savaş'ın arkasından bakmayı bıraktı ve yavaşça bize döndü. Gözlerinde ölüm sessizliği vardı. İstese herhangi bir adamı tek kalemde Haldun'u öldürebilirdi fakat beni riske atmayacağını biliyordum. Şifrem onu durdurmuştu. Ve bundan hiç hoşnut değildi.

"Korkma Umay... Seni alacağım."dedi inanırcasına. Bakışlarım Aydın'a yöneldiğinde gözleri Afkan'ın yerde yatan cansız bedenine bakıyordu. Çenesine doğru uzalan suratı gerilmişti. Ellerini ceplerine yerleştirmiş ve beyaz tenini gölgelediği kahverengi saçları dağılmıştı.

"Korkmuyorum." dedim ona baktığımda içimde yükselmeye başlayan bir kin ile. Haldun, Cihangir'in beni bırakacağını anlamış gibi geri geri yürüyerek arabaya doğru ilerlerken Avcı, temkinli gözlerini bir saniye olsun benden çekmiyordu. Aydın artık Afkan'a bakmayı bırakıp Cihangir ile benim aramda göz gezdirdi. Yüzünde artık alaycı bir tavır yoktu.

PERSONA'NIN DÜŞÜŞÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin