Yorumlarda geleceğe dair Spoiler yazmazsanız sevinirim. Lütfen başka okurlardan da Spoiler istemeyin. (Başka okurlara saygı duymamız açısından bu benim için oldukça önemli. Beni kırmayacağınızı biliyorum. ♥)
Bana İnstagram hesabımdan da ulaşabilirsiniz. Orada aktif oluyorum ve sizlerle daha samimi bir ilişki kurabiliyorum. Oraya özel paylaşımlarımız var.
İnstagram : hilaleasar
Bölüm Şarkısı/-ları :
Lütfen Oy vermeyi ve Yorum yapmayı unutmayın. Çok öptüüüm ♥
Keyifli Okumalar...
Zihnimin derinliklerinden gözlerimin önüne tırmanarak çıkan bir anı bulunduğumuz yer ve zamandan bağımsız olarak kendini bana gösterdi. Dalgınlığım beni Kuzey'e götürüyordu. Ela gözleri zamanın yıllanmışlığı içerisinden hiç ölmemiş gibi karşımdaydı. Bana bakıyordu ve gülümsüyordu.Annem ve babamı kaybettiğimiz günün akşamı karnım burnumdayken onunla aynı salonda sessizliği paylaşmıştık. O benden daha çok ağlamış, dizlerimde göz yaşlarını dökmüştü. Bense sadece onun saçlarıyla oynamış durgun gözlerle onu izlemiştim.
"Umay..." demişti bana. "İnsan neden ölür ki?"
"Sence babam bugün mü öldü Kuzey?" demiştim ona. O zamanlar henüz kazanın bir suikast olduğunu bile bilmiyordum belki ama bilseydim bile yine aynı soruyu sorardım. Kan çanağına ev sahipliği yaptığı gözleri uzandığı dizlerimden bana döndü. Bir elim hala onun saçlarında, diğer elim kocaman olmuş karnımdaydı. Sesim durgun olmaktan çok hissiz çıkmıştı ve Kuzey bunu fark ettiği için kaşlarını çatmıştı.
"Bugün onları toprağa verdik." dedi bir şeyi anlamak istercesine gözlerimin içine baktı. Öyle bir baktı ki bulmayı umduğu duygu kırıntısını aradı. Bulamamıştı.
"Annemin acısını kalbimde her zaman hissedeceğim." diyerek ağır bir cümle kurdum kendime.
Züleyha Erden...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERSONA'NIN DÜŞÜŞÜ
Action***MİNİ GİRİŞ BÖLÜMÜNÜ KESİNLİKLE OKUYUNUZ. Ben içimdeki şeytanı öldürmüş bir zebaniydim belki ama o... O, şeytanın cennetten kovulmamış ilk hali gibiydi. Öylesine zarif, öylesine güzel, ve de öylesine yalan... Dudakları açıkta kalan boynuma küçük...