Bölüm 33 : VİCDAN AĞIRLIĞI

3.2K 486 607
                                    

Yorumlarda geleceğe dair Spoiler yazmazsanız sevinirim. Lütfen başka okurlardan da Spoiler istemeyin. (Başka okurlara saygı duymamız açısından bu benim için oldukça önemli. Beni kırmayacağınızı biliyorum. ♥)

Bana İnstagram hesabımdan da ulaşabilirsiniz. Orada aktif oluyorum ve sizlerle daha samimi bir ilişki kurabiliyorum. Oraya özel paylaşımlarımız var.

İnstagram : hilaleasar

Bölüm Şarkısı/-ları :

Lütfen Oy vermeyi ve Yorum yapmayı unutmayın. Çok öptüüüm ♥

Keyifli Okumalar...

Takip mi ediliyorduk?!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Takip mi ediliyorduk?!

"Ne? Ne diyorsun sen Afkan?" Hızla arkama baktığımda yaklaşık altı tane araba arabamıza doğru geliyordu. Hatta o kadar yaklaşmışlardı ki hangi ara bu kadar yaklaştıklarını anlayamamıştım. Güzergahımızda birçok ara yol vardı ve çoğu sanki buradan geçeceğimizi biliyormuş gibi oralarda beklemiş gibi görünüyordu.

"Nereden çıktı bunlar? Tekin Acar'ın adamları mı yoksa?" Dememle Afkan öyle güzel bir hakimiyetle direksiyonu sola kırdı ki ormanlığa giren ilk patikadan içeri girerek üç arabayı atlatmıştı. Açıkça söylemem gerekirse bunu öyle bir ustalıkla yapmıştı ki öyle bir durumda olmamıza rağmen bile çok karizmatik bir hareketmiş gibi gözükmüştü gözüme.

"Hayır. Tekin Acar olayında beni bile hayran bırakacak bir işçiliğe el atmışsın. Oradan bir şey çıkmaz." Dediğinde gururum okşanmıştı fakat geriye doğru baktığımda kalan üç arabanın camlarından çıkan silah sesleri arabayı teğet geçiyordu.

"Kim bunlar!" derken başımı öne eğmiştim fakat Afkan öyle soğukkanlıydı ki bir elini sırtıma koyup başımı kaldırmama engel oldu. "Bir... İki..." Sesli bir şekilde bir kaç saniye saydıktan hemen sonra yine direksiyonu tam tur çevirerek kırdı. Bu sefer kaç arabayı atlatmıştı bilmiyorum ama bir sorumun cevabını almıştım. Afkan tarafından takip edildiğimi fark etmemem benim suçum değildi.

Afkan işinde çok iyiydi.

"Savaş buraya Tekin Acar'ı halledeceğin için gelmedi Umay! Haldun Yılmazer'in bir haftada o öfkeyle neler yapmaya çalıştığını bilmiyorsun. Egemen az kalsın suikasta uğruyordu, eğer biz yetişmeseydik... Normal zamanda bu kadar konuşmam fakat son zamanlarda Savaş'ın üzerindeki durgunluk senin yüzünüzden arttı. Kesin şu saçma sapan tavırlarınızı!" Silah sesleri ve arabanın tekerlekleri yüzünden etrafta o kadar çok ses çıkıyordu birbirimizi duymakta zorlanıyorduk.

Haldun'a çok ama çok ağır ve sert bir darbe vurmuştum ve ben bunun getirisinin ne kadar ağır olabileceğini pek ala farkındaydım. Sadece umurumda değildi ve gerçekten de umursamamıştım. Ve Savaş'ın benim yüzümden durgunlaştığını düşünmek mi? Ah... Buna kim inanırdı! Durgunlaşmış haliyle mi karşılaşmış ve kavga etmiştim ben öyle?! Aklım bunca söylenen şeyin arasında Egemen'in olayında takılı kaldı.korkuyla kasılıp dururken sırtımdaki elini çekip zor da olsa ona baktım.

PERSONA'NIN DÜŞÜŞÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin