Yorumlarda geleceğe dair Spoiler yazmazsanız sevinirim. Lütfen başka okurlardan da Spoiler istemeyin. (Başka okurlara saygı duymamız açısından bu benim için oldukça önemli. Beni kırmayacağınızı biliyorum. ♥)
Bana İnstagram hesabımdan da ulaşabilirsiniz. Orada aktif oluyorum ve sizlerle daha samimi bir ilişki kurabiliyorum. Oraya özel paylaşımlarımız var.
İnstagram : hilaleasar
Bölüm Şarkısı/-ları :
Lütfen Oy vermeyi ve Yorum yapmayı unutmayın. Çok öptüüüm ♥
Keyifli Okumalar...
Savaş Soysal bir yıkımdı.Savaş Soysal, gözlerinde her seferinde görmekten usanmadığım o savaştı.
Savaş Soysal benim bu hikayede defalarca kez yenileceğim ama buna rağmen pes etmeyeceğim bir yenilgiydi.
Aklımı karıştırıyordu, açık açık gizlediği bir çok şeyi olduğunu söylüyor ve buna rağmen onun yanında kalabileceğime inanıyordu. İnanmaya devam etmeliydi çünkü artık bu imkansızdı.
Gökhan... Egemen'in karakoldaki biricik dostu. Afkan'ın kardeşiydi. Ve Savaş gibi bir adamla çalışıyordu. Bu gerçeği bir daha dile getirmek sırtımdaki yükün bir ton daha artmasına sebep oldu. Çünkü Egemen istemese de benim gerçek yüzümü öğrendiğinde büyük bir darbe yiyecekti ve şimdi buna Gökhan'ın darbesi de eklenmesi sinirimi bozuyordu. Egemen öyle bir adamdı ki her şey açığa çıktığında benim taşıdığım yükleri onun taşıyabileceğinden ümidim yoktu.
Babam'ım masum olduğu gerçeğiyle yüzleşmek bile başlı başına öyle ağır bir şekilde içime oturmuştu ki Kamer hayatımda olmasaydı yaşabilecek kadar ayakta durabileceğimi de düşünmüyordum. Savaş'ın aklımı daha da bulandırmasına izin vermeden oradan ayrıldım. Savaş da gitmeme bir şey dememişti ama arkamdan uzunca bir süre bakmış, Yaman'ın beni evime kadar bırakmasını istemişti. Üstüm başım harap içinde ve ayakkabısısız olduğum için Yaman bana arabada daha önce benim için hazırlatılmış tişört pantolon ve ayakkabı üçlüsünü vermişti.
Bunu da Savaş'ın bilerek hazırlattığı gerçeğini es geçerek Yaman'ın görmeyeyeceği bir noktada giyinmiş ve en nihayetinde tüm bitmişliğimle evimin kapısının önündeydim. Neredeyse akşam olmuştu ve benim bir haftadır Tekin Acar için olan yokluğumu nasıl karşılayacaklardı bilmiyordum. Yavaşça kapıyı tıklatırken derin bir nefes aldım.
Kapı açıldı.
"Umay!" Yasemin hızla kollarını boynuma dolarken art arda sorular sorup bir haftadır ortalıklarda görünmediğim için iyi olup olmadığımı soruyordu.
"İyiyim. İyiyim Yasemin. Sadece kafa dinlemek istemiştim. Çocuklar nerede?" Yüzüme dikkatle baktı.
"Gerçekten iyi olduğuna emin misin sen? İyi görünmüyorsun." Ona ısrarla baktığımda önüne düşen bir tutam saçı kulağının arkasına sıkıştırarak mahcup bir şekilde gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERSONA'NIN DÜŞÜŞÜ
Aksi***MİNİ GİRİŞ BÖLÜMÜNÜ KESİNLİKLE OKUYUNUZ. Ben içimdeki şeytanı öldürmüş bir zebaniydim belki ama o... O, şeytanın cennetten kovulmamış ilk hali gibiydi. Öylesine zarif, öylesine güzel, ve de öylesine yalan... Dudakları açıkta kalan boynuma küçük...