"Pişt, Aybik!" dedi Berk okulun koridorunda çantasında bir şey arayarak yürüyen Aybike'ye yaklaşarak. Koridorda alt sınıflardan birkaç çocuk vardı sadece. Berk onlara kafasıyla gitmelerini işaret edince ise kapıya doğru yürüdüler.
"Ne var Bay Kızıl Mikser? Ne istiyorsun yine?" "Ayıp oluyor ama tatlım ya." "Bak çok utandım şu an." diye onunla dalga geçen Aybike'ye bakarken dediğiyle dudağının sağ tarafı havalandı Berk'in.
"Bak ne diyeceğim? Bir kahve mi içsek artık? Hem bak etrafta abinler yok, benim sana yürüdüğümü görecek kimse de yok. Ne dersin?"
"Ha etrafta bana yürüdüğünü görecek kimse olmadığı için yanıma geldin yani. İçin rahat olsun ben de söylemem kimseye. Rezil olmazsın yani. Şimdi gider misin yanımdan?"
"Ya, ona mı takıldın şimdi? O anlamda demedim ben onu. Seninkiler duymaz anlamında... Neyse, boş ver. Gel bir kahve içelim artık. Hadi, kırma beni."
Aybike "Ben senin kafanı kıracağım şimdi. Ben seninle kahve içmek zorunda mıyım ya? Hem belki kafeine alerjim var benim." dediğinde "Iı, yok kafeine alerjin." diye cevap verdi Berk.
"Sen nereden biliyorsun benim kafeine alerjim olmadığını?" "Balım, ben tüm gün seni izliyorum. Haberin olsun." dedi Berk göz kırparak. Sonra devam etti kaldığı yerden. "Hem kafeine alerjin olsa bile limonata içerdik, portakal suyu içerdik, ayran içerdik, süt içerdik hatta gerekirse su içerdik. Bulurduk bir şeyler. Spesifik bir yalan söyle bir dahakine. Şimdi tekrar soruyorum. Bir kahve içelim mi?"
Berk'in onu izlemesi dahası bunu itiraf etmesi hoşuna gitmişti Aybike'nin, peşinden söylediği diğer her şey de. "Berk, bizim kulüp toplantısı var bugün ya. Başka zaman yapalım mı?"
"Artık reddetmek yerine yalan mı söylüyorsun Aybik." Aybike bir şey demek için ağzını açmıştı ki Berk konuşmaya devam edince sustu.
"Aybike bak bir soru soracağım. Cevap ver, sonra istemezsen bir daha rahatsız etmem seni. Benim, daha doğrusu bizim hiç mi şansımız yok senin gözünde? O kadar mı bittim senin için? Hiç mi olmaz bizden?"
"Berk, ben ne diyeceğimi bilmiyorum. Zamana bırakalım olur mu?" "Çok beklersin demenin başka yolu mu bu?" "Değil ama bizden olur mu onu da bilmiyorum Berk. Ya bir düşünsene bana, aileme yaptıklarını."
"Ama ben o Berk değilim artık Aybike. O Berk korkaktı. Her şeyden korkuyordu. Her şeyden korkuyordu ama en çok yalnız kalmaktan, sevgisiz kalkmaktan korkuyordu. Ondan yaptı o şeyleri, güçlü görünmek için. Ama artık sen varsın Aybike. Senin sevgin bana güç veriyor." dedi son dediğiyle utanarak.
Aybike gülümsedi onun utangaç tavırlarına. "Tamam bir kahve içeriz ama başka anlamlar çıkarmak yok." "Tamam, gidelim mi o zaman?" "Gerçekten kulüp toplantısı var ve geç kalmak üzereyim." deyip başka bir şey demeden koşarak konferans salonuna gitti Aybike.
Berk arkasından gülerek bakıp kafasını iki yana salladı "Delisin ama iyi ki ben de çok akıllı sayılmam." diyerek.
Toplantı yaklaşık yarım saat sürmüştü. Neredeyse herkes çıkmıştı salondan. Daha otobüs saatine yarım saatten fazla zaman vardı. Aybike de boş zamanını hem beklerken canının sıkılmaması için hem de akşam dizisini rahat rahat izleyebilmek için aldığı notları düzenleyerek geçirmeye başlamıştı.
Tam tüm odağını işine vermişken birden arkasından uzanan kolla irkildi. Önüne baktığında bir bardak kahve görünce kafasını kaldırdı ve karşısında ona sırıtarak bakan Berk'i gördü.
"Ee tatlım sen benimle kahve içmeye gelmezsen ben de kahveyle sana gelirim."
***
Öncelikle okuyan, oylayan, yorum yapan herkese teşekkür ederim. Ben 1K bölümünü yazarken 1,1K oldu. 🙈
Bence çok soft bir bölüm oldu. Siz nasıl buldunuz?
Bir sonraki özel bölümde hangi çift olmasını istersiniz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAT GİBİ ✓
FanfictionAsDor hayali sahneler 🦋 💛💚 Omzunda hissettiği elle kolu yavaşlasa da durmadı. "Tamam Doruk, yeter." dedi Ömer durgun bir ses tonuyla. Doruk duymazdan gelmeyi tercih edince Ömer, Doruk'un umursamaz tavrına sinirlenerek "Ne yapıyorsun sen? Ha?" ded...