Iı şey, bölüm sonunu şey edip şey ederseniz sevinirim ve bol bol yorum istiyorum.
Ekranda gördüğü sonuçtan sonra beline dolanan kollara karşılık olarak kendi kollarını da Doruk'un boynuna doladı Asiye. Sevinmiş miydi? Doruk için evet ama olaya kendi tarafından bakınca içinde oluşan ağlama isteğini bastıramıyordu.
Doruk kollarını vücudundan ayırıp kendini geri çektikten sonra Asiye'nin dolmasına engel olamadığı gözlerine kaşlarını çatarak bakıp "Ne oldu?" dedi. Asiye kafasını iki yana sallasa da inanmayarak bakıp tek kaşını kaldırınca "Doruk ben senin için çok sevindim sadece iyi bir şey içinde olsa ayrılacak olmamız-"
"Asiye sen ne diyorsun? Ne ayrılığı?" dedi Doruk onun sözünü bitirmesini beklemeden. "Yok ayrılık falan, ayrılmıyoruz biz."
Asiye bakışlarını tavana çevirip bir nefes verdikten sonra tekrar Doruk'a çevirdi bakışlarını. "Doruk sen gideceksin." "Ee?" dedi Doruk. "Uzak mesafe ilişkisi yürütürüz biz de. Hem temelli gitmiyorum sonuçta. Sürekli seni görmeye geleceğim."
Asiye'nin gözünün önüne gelen saçlarını geriye itip yüzünü avuçladı ve "Öyle ilk engelde ayrılmak var mı küçük hanım?" dedi. Asiye yalancı bir sinirle "Küçük değilim ben." dese de gülümsemesine engel olamamıştı.
Doruk kafa sallarken "Tabi tabi. Hidayet Türkoğlu'sun sen." dedi gülerek. Ellerini Asiye'nin yüzünden çekip bir adım geri giderken "Ayrıca ben Ankara'da birlikte geçireceğimiz günlerin hayalini kurarken sizin ayrılmayı düşünmeniz, beni biraz üzdü Asiye Hanım." dedi.
Asiye gülerek Doruk'a sarıldı tekrar. Doruk üniversiteyi kazanmıştı. Hoş, kazanmasa bile istediği özel üniversitede okuyabilirdi ama ailesi yurt dışında okuması konusunda ısrarcı olurdu. Öte yandan Asiye ile birlikte, kendi emeği ile kazandığı üniversitede okuyacak olmak onu daha da mutlu ediyordu.
☆*: .。. o(≧▽≦)o .。.:*☆
Oturup gökyüzünü izledikleri koltukta kollarını Asiye'nin beline sarmıştı Doruk. Gökyüzündeki bakışlarını iç çeken Asiye'ye çevirdiğinde ondan ayrı kalacak olmanın ne kadar zor geleceğini düşünmeye başladı. Çok alışmıştı her gün onu yanında görmeye.
Aklına gelen fikirle çarpık bir şekilde gülümseyip "Asiye?" dedi kollarının arasında iyice mayışan Asiye'ye. Asiye esnerken "Hı?" diye cevap verdi ona. "Evlensene benimle."
"Evlenirim sevgilim." Doruk aldığı cevap ile gülümserken Asiye cümlesine devam edince gülümsemesi soldu. "Çok uykum var, şimdi uyuyayım. Geleceğimizi sonra konuşuruz."
"Ya Asiye," dedi Asiye'yi gözlerini açması için sarsarak. "Ankara'ya beraber gitmemiz lazım." Asiye hafifçe kafa sallarken "Hı hı." dedi.
"Asiye ben Norveç'e gidiyorum." dedi Doruk, Asiye'nin onu dinleyip dinlemediğini anlamak için. Asiye yerinde kıpırdanıp kafasını Doruk'un göğsüne dayarken "Allah analı babalı büyütsün." deyince gülerek kafasını iki yana salladı.
Asiye, Doruk'un dediği şeyi anlayınca olduğu yerde hızla doğrulup "Ne?" dedi. Doruk'un güldüğünü görünce "Doruk neye gülüyorsun ya? Ben şehir dışına gideceksin diye üzülüyordum; sen yurt dışına gideceksin diye gülüyor musun?" dedi.
Doruk onu kolunun altına alıp "Hiçbir yere gitmiyorum ben." dedi gülerek. Asiye kendini geri çekip Doruk'un omzuna vurdu yavaşça ve "Uyanayım diye yaptın, değil mi?" dedi. Doruk kafa sallayınca kollarını göğsünde bağlayıp "Çok kötüsün." dedi.
Doruk ona gülerken tekrar kendine çekti ve saçlarının arasına bir öpücük kondurdu. Az önceki konuya geri dönmek için "Asiye evlenelim." dedi tekrar. Asiye elini Doruk'un saçlarının arasına daldırırken "Zamanı gelince o da olur." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAT GİBİ ✓
FanfictionAsDor hayali sahneler 🦋 💛💚 Omzunda hissettiği elle kolu yavaşlasa da durmadı. "Tamam Doruk, yeter." dedi Ömer durgun bir ses tonuyla. Doruk duymazdan gelmeyi tercih edince Ömer, Doruk'un umursamaz tavrına sinirlenerek "Ne yapıyorsun sen? Ha?" ded...