Özledim be! Nasılsınız görüşmeyeli?
Bölümü yazıyorum ama uzun olduğu için birden fazla olay var içinde ve zamanımı alıyor. Ama en geç cuma günü atarım diyorum.
67K için okuyan, oylayan, yorum yapan, paylaşan herkese çok çok çok teşekkür ederim. Sizi çok seviyorum. ❤️
♡♡♡Asiye ağlamaya devam ederken eliyle telefonda tekrar oynamaya başlayan videoyu gösterip "Şuna bak." dedi. Doruk sıkıntıyla kendini koltukta yanına bırakırken "Bak sahibi gitti ama köpek hâlâ onu bekliyor." diye devam etti.
Sona doğru hıçkırıkları yükselince Doruk eliyle suratını örttü. "Güzelim ne var bunda bu kadar ağlanacak?" dedi sonra.
"Ya anlamıyorsun." dedi Asiye ağlayarak. "Sen iyice duygusuz, ruhsuz bir adam oldun zaten." dedi sonra. Ağlaması durmuş, sesine inkar edilemeyecek bir sinir yansımıştı.
Doruk kendini gösterdi inanamayarak. Sonra bir elini Asiye'nin iyice belirginleşen karnına koyup "Kızım annen bana 'Öküz' dedi." deyince kıkırdadı Asiye.
Gülüşüne Doruk da gülerken Asiye'nin ıslak yanaklarına yasladı avuçlarını. "Eğer bir gün dediğin gibi duygusuz, ruhsuz bir adam olursam bile içimde sana, kızımıza yetecek kadar sevgi olacak." dedi.
Asiye gülümserken Doruk'a uzanıp yanağına bir öpücük kondurdu. Geri çekilirken "Anca öpüp kaç zaten." diye sitem eden Doruk'a karnını gösterdi "Sence de haklı sebeplerim yok mu?" deyip.
Doruk aralarındaki mesafeyi kapatıp kafasını Asiye'nin omzuna koydu ve yüzünü boynuna dayadı. Kokusu ciğerlerine dolarken "Özledim be kızım." dedi.
Asiye gözlerini kapatırken elini Doruk'un yanağına dayadı. Doruk'un nefesleri boynuna çarparken bir iç çekti. Hissettiği küçük öpücükten sonra kendini hızla geri çekti. İkisi de hasretinden yanıyordu adeta ve böyle bir durumda ne Doruk'un ne de kendisinin sınırlarını zorlamaya gerek yoktu.
Doruk uzanıp yanağına küçük bir öpücük kondurduktan sonra elini Asiye'nin karnına koydu ve "Çoğu gitti azı kaldı, bekleyeceğiz mecbur." dedi.
Asiye tekrar telefonundan bir video açıp izlemeye başlayınca Doruk da kafasını omzuna yaslayıp onunla birlikte izlemeye başladı. Asiye videoyu durdurup kaşlarını çatarak ona dönünce o da yüzünü Asiye'ye çevirdi sorar bir ifadeyle.
"Doruk doğum videosu izliyorum." diyen Asiye'ye "Ee?" dedi. "Ne demek 'Ee?' Elalemin doğumunu izleyemezsin. Git maç özeti falan izle."
"Hayda! Güzelim sen yalnız izleyince ağlıyorsun diye yanında durayım, dedim." "Deme Doruk, deme bir şey. Nasıl ağlamayayım? Kadınların canı yanıyor orada."
"E üzülüyorsan izleme sevgilim." "Haklısın birkaç ay sonra sen doğuracaksın zaten, benim izlememe gerek yok."
Doruk ondan uzaklaşıp iki elini havaya kaldırıp "Tamam bak, gidiyorum ben. Maç özeti izleyeceğim." deyip kumandayı eline aldı Doruk.
Daha televizyonu açmak için düğmeye basmadan duyduğu ağlama sesi ile oflayıp Asiye'ye döndü. Asiye üzerinde hissettiği bakışlarla Doruk'a dönüp "Bakma bana öyle." dedi.
Sonra "Doruk ya benim canım da bu kadar yanarsa?" deyince Doruk tekrar onun yanına oturdu ve kolunu omzuna atıp kendine yasladı.
"Keşke bebek hep içimde kalsa, hiç doğmasa."
Doruk dediğine gülünce gözyaşlarını silerken güldü Asiye de. Sonra tekrar ağlamaya başlayınca bir elinin tersini diğerinin avcuna vurdu Doruk. "Ne oldu?"
"Doruk dediğim şeye bak, ben hiç iyi bir anne olamayacağım."
"Asiye" derken "Ben doğmasını istemedim, ben hiç iyi bir anne olamayacağım." diye sözünü kesti Asiye.
"Asiye bana bak." dedi Doruk yüzünü avuçları arasına alırken. "Bak sen ilk defa anne olmuyorsun. Sen 17 yaşındaydın anne olduğunda. Emel'in annesi oldun sen, sen büyüttün onu, sen annelik ettin. Bak ne kadar mutlu, ne kadar güzel bir kız oldu şimdi."
Asiye gülümseyince baş parmakları ile gözlerinden akan yaşları sildi. "Emel nerede?" dedi Asiye ağlamaklı sesiyle.
"Güzelim haber verdi ya, geç kalacağım diye. Arkadaşları ile buluşacakmış." "Benim niye haberim yok. Oh tabi sen her şeye izin veriyorsun diye bana sormak yok hiç. Doruk enişte fc resmen."
"Asiye senden izin aldı ya dün. Hatta 'Çıkışta gelip alacaktım seni, sinemaya gidecektik. Neden böyle yapıyorsun Emel?' deyip ağladın. Unuttun mu?"
Asiye onaylarcasına kafa salladı. "Hepsi senin kızın yüzünden. Hem sulu göz hem unutkan oldum. Doğsun da kurtulayım artık."
Birkaç saniye sonra "Anneciğim özür dilerim, ben öyle demek istemedim." diyen Asiye'ye ne yapacağını bilemeyerek baktı Doruk. Aklına gelen şeyle "Kahve?" dedi. "Kahve içmek ister misin?"
Doktor, Asiye'nin bağımlılık seviyesindeki kahve sevdasına sınırlama getirmişti. Onun sınırlamasının üstüne bir sınır da Doruk getirmişti. Haftada 1 kere, yanındayken içebiliyordu sadece.
En son kahvesini iki gün önce içmişti ama şu an onu mutlu edecek tek şey kahve gibiydi.
"Gerçekten mi?" diyen Asiye'ye "Evet, gerçekten." diye cevap verdi. "Ama sadece bu haftalık."
Asiye kafa sallarken yerinden kalktı ve "Türk kahvesi mi istersin filtre kahve mi?" diye sordu mutfağa giderken. "Of zor soru, çalışmadığım yerden geldi."
Asiye'nin aniden değişen modu gülümsetirken el çırparak söylediği "2 shot espresso, 1 shot fındık şurubu, 1 shot vanilya şurubu, 160 derecede ve bol köpüklü sütlü latte." isteğine "1.5 TL farkla yumuşak içimli olmasını ister misiniz?" diye cevap verdi.
Asiye ona bakarken "Güzelim kafe mi burası?" dedi. Asiye kollarını göğsünün altında bağlarken dudak büküp "Zaten kahve içmeme izin vermiyorsun. İçtiğim zaman istediğim kahveyi içeyim bari ya." deyince oflayıp "Starbucks kurabiyesi de ister misin?" diye sordu.
Asiye sevinçle el çırpıp ayağa kalktı ve önünde durup yanağına bir öpücük kondurdu. "Seni çok çok çok seviyorum." dedi sonra.
"Hı, kahveyi daha çok ama." diyen Doruk'a "Evet bak hatta kahveden hamileyim. Küçük küçük kahve ağaçlarım olacak." diye cevap verdi kollarını sırtında birleştirip kafasını göğsüne yaslarken.
***
Ya ne biçim bölüm oldu bu? Soft desen değil, hot hiç değil ne yazdım inanın ben de bilmiyorum.Okurken keyif aldığım bir bölümdü ve sizinle paylaşmak istedim. Umarım beğenmişsinizdir.
Özel sahne isteklerinizi buraya bırakabilirsiniz. ♡
Bölümde görüşmek üzere. ♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAT GİBİ ✓
FanfictionAsDor hayali sahneler 🦋 💛💚 Omzunda hissettiği elle kolu yavaşlasa da durmadı. "Tamam Doruk, yeter." dedi Ömer durgun bir ses tonuyla. Doruk duymazdan gelmeyi tercih edince Ömer, Doruk'un umursamaz tavrına sinirlenerek "Ne yapıyorsun sen? Ha?" ded...