Şimdi canlarım, bölüm hot olmasa da bol temaslı ve libidosu yüksek bir bölüm. O yüzden rahatsız olan varsa okumasın. Okuyan da sonra beni linçlemesin.
Bol yorum istediğimi söylememe gerek yok bence.
"Of Asiye ya! Nereden çıktı ki bu yemek?" sesini duyunca bunun o gün içinde kaçıncı serzenişi olduğunu sayamadığı Doruk'a çevirdi Asiye bakışlarını. "Doruk daha kaç kere söyleyeceğim 'İlk yıl dönümümüzü özel bir şekilde kutlamak, her hatırladığımda mutlu olmak istiyorum.' diye? Hayır biraz daha devam edersen ileride bugünü cinnet geçirdiğim gün olarak hatırlayacağım da, ondan soruyorum."
Doruk'un kedi gibi bakışları ona dönünce yumuşadığını hissetse de yüz ifadesini sabit tutmaya çalıştı Asiye ve Doruk'un önündeki kabın içinde duran doğranmış, daha doğrusu parçalanmış, sebzeleri işaret ederek "Bu ne böyle Doruk? Bıçakla falan uğraşmayıp direkt elinle koparıp attın herhalde içine." dedi kızgın çıkmasını umduğu sesiyle.
"Ama hayatım," diyen Doruk içinde gülümseme isteği oluştursa da tuttu kendini. "Bu salata nasıl olursa olsun yiyeceğiz sonuçta, değil mi? Ben bunları ince kesmişim ya da koparıp atmışım ne fark eder ki? Hepsi midede karışacak sonuçta."
"Doruk istersen hiç uğraşma, ısırarak yiyelim. Ha, ne dersin?"
"Bu ciddi bir soru mu, dalga mı geçiyorsun?"
Gelen kokuyla burnunu kırıştırdı Asiye. Sonra aklına gelen şey ile fırına eğildi ve üzeri kapkara olan keki gördü. "Ya of Doruk ya. Bak senin yüzünden pastanın keki yandı." dedikten sonra kendi kendine "Kapkara olmuş ya." dedi.
"Olsun." diyen Doruk'a döndü. "Sen zaten pastanın üzeri için çikolatalı krema almamış mıydın? Güzelce kaplarsın bir şey olmaz."
Asiye kahkaha atmaya başlayınca Doruk kaşlarını hafifçe çatıp ona bakarak "Ne oldu ya? Neye gülüyorsun?" dedi. Asiye elleri karnında, iki büklüm sabahtan beri Doruk'un dediklerine ve yaptıklarına kahkaha atıyordu.
Doruk yemeği dışarıda yemeyi teklif etse de Asiye hevesle kendi yapmak istediğini söyleyince itiraz etmemişti. Kendisi de yardım etmek istediğini söyleyince Asiye de kabul etmişti. Doruk sürekli mutfakta çok yetenekli olduğunu söylediği için merak etmişti açıkçası.
Doruk'un mutfağa olan yeteneğini ve bilgisini kevgir istediğinde kepçe vermesinden anlamıştı Asiye. En azından salata yapabileceğini düşündüğü için salatayı yapma görevini ona vermişti ama kaşık salatası için doğradığı sebzeler servis kaşığına zor sığardı.
"Doruk biz bu işi yapamayacağız." dedi Asiye fırından çıkardığı keke umutsuz vaka bakışları atarken. "Dışarıda yiyelim, demiştim." diyen Doruk'a dönüp "Teklifini kabul etmek için çok mu geç kaldım?" diye sordu.
Doruk tezgaha dayanıp Asiye'ye yandan bir bakış attı ve "Benim saatim hep seni gösterirken mi?" dedi gülerek.
Asiye gülerken bir adım atıp aralarındaki mesafeyi kapattı ve ellerini Doruk'un omzunda birleştirdi. Yanağına bir öpücük kondurdu ve "Hazırlanıp geliyorum." dedikten sonra Doruk'un bir şey demesine izin vermeden odalarına gitti.
Doruk koltukta bacak bacak üstüne atmış, telefonda oyun oynarken duyduğu adım sesleri ile bakışlarını kaldırdı. Karşısında duran kadını baştan aşağı süzdü. Üzerine giydiği siyah elbisesi dizlerinin biraz üzerinde bitiyordu. Saçlarını düzleştirmiş, doğal halinin dışına çıkmıştı. Yüzünde neredeyse makyaj yoktu ama yine de çok güzeldi, zaten hep güzeldi.
Doruk yutkunarak "Asiye?" dedi. Asiye bakışlarını üzerine indirip "Çok mu abartı olmuş?" deyince "Çok güzel olmuş." dedi Doruk. "Sun yani çok güzel olmuşsun." diye devam etti sonra.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAT GİBİ ✓
FanfictionAsDor hayali sahneler 🦋 💛💚 Omzunda hissettiği elle kolu yavaşlasa da durmadı. "Tamam Doruk, yeter." dedi Ömer durgun bir ses tonuyla. Doruk duymazdan gelmeyi tercih edince Ömer, Doruk'un umursamaz tavrına sinirlenerek "Ne yapıyorsun sen? Ha?" ded...