"Hadi Ömer bastır koçum, hadi." Asiye, Doruk'un heyecanlı haline gülüp "Doruk sakin ol." dedi.
Doruk, Asiye'ye yandan bir bakış atıp "Nasıl sakin olayım Asiye? Milli maç bu."
Doruk konuşurken Cedi'nin attığı smaçla aniden ayağa fırladı ve "Ya var ya şu an ekranı öpmek istiyorum." dedi coşkuyla.
Türkiye – Uruguay milli maçı vardı ve 12 dev adam 67 – 60 gerideydi. Cedi'nin sayısıyla aradaki fark 5'e düşmüşken rakip takım ribaundu almış, hücuma geçmişti.
Karşı takım oyuncusunun atacağı şutu Şehmus Hazer bloklayıp topu dışarı atınca Doruk "Aslanım benim be." dedi gururla. Yanında Asiye olduğunu unutmuş gibiydi o anlarda.
Rakip takım topu içeri sokunca atılan pası Furkan Korkmaz kesmiş ve topu önündeki Melih Mahmutoğlu'na atmıştı.
Melih Mahmutoğlu topu sürerek potaya giderken önünü kesen adamla topu ona uzak ama boşta olan Alperen'e atmıştı. Alperen köşeden üçlük atışı yapacaktı ki yapılan faulle Doruk ayaklandı ve ellerini ensesinde birleştirip odada volta atmaya başladı.
Alperen serbest atış çizgisine geçince mırıldanmaya başladı. "Hadi be Alperen. Üçte üç be."
Alperen'in ilk iki atışı basket olsa da sonuncuyu kaçırmıştı. Moralini bozmadan ona uzatılan ellere hafifçe vurdu ve oyun aynı temposunda devam etmeye başladı.
Topu çizgiden içeri Buğrahan Tuncer sokacaktı. Elindeki topu Sertaç Şanlı'ya attığında Sertaç Şanlı, Ersan İlyasova'ya pas vermişti. Ersan ise harika bir turnikeyle topu potaya atmıştı.
Arada sadece tek sayılık fark kalmıştı. Top rakip takımdaydı ve aralarında paslaşıyor, millilerin aralarına girmelerine izin vermiyorlardı. Sadık hücum faul yapınca hakem 2 serbest atış vermişti ve biri isabetliydi. Fark tekrar ikiye çıkmıştı.
Topu çizgiden içeri Buğrahan Tuncer topu bu sefer Metecan'a atarak içeri sokmuştu. Metecan ise potaya yakın olan Sertaç Şanlı'ya atmıştı. Sertaç da çift el smaçla skoru eşitlemişti.
Asiye, Metecan'a bakıp "Çocuk çok yakışıklıymış ya." deyince ona dönüp ters bir bakış attı Doruk. Elini kumandaya atıp değiştirmek için bir hamle yaptığında Asiye, Doruk'un elini tutup gülerek "Şaka yaptım." dedi.
Doruk ona bir bakış atınca "E benimde bir espri yeteneğim var." dedi Asiye gururla gülümseyerek. Doruk yandan bir gülüş atıp "Hadi ya, ne yaptın espri yeteneğini? Evde mi bıraktın?" deyince ise gülümsemesi soldu.
Doruk önüne dönüp tekrar maça odaklanırken Asiye de kollarını göğsünde bağlayıp kafasını hafif yana çevirip kendince trip atmaya başladı.
Berk hücum ribaundunu aldıktan sonra önünün boş olmasını fırsat bilip arkasını dönüp bir smaç denedi. Ama son anda yediği blokla top kenara gitmişti.
Top çıkacakken Melih Mahmutoğlu müdahale etmiş ve topu içeride tutmuştu. Topu içeride tutmak için yaptığı hamle dengesiz olduğu için çizgiden dışarı çıkmış, topu elinden kaçırmıştı. Kurtardığı top ise rakip takım oyuncusunun eline geçmişti.
Cedi, çevik bir hareketle topu rakipten almış ve güzel bir turnikeyle potaya bırakmıştı. Doruk oturduğu yerden hızla kalkıp tezahürat yapıp 12 dev adam şarkısını söylemeye başlamıştı.
Asiye onun bağıra bağıra şarkı söylemekten terlemiş ve kızarmış haline gülerek bakıp kafasını iki yana salladı. Doruk üstüne giydiği Cedi Osman formasının üstündeki armayı öperken duyduğu kıkırdama sesleriyle Asiye'ye döndü.
Kaşlarını hafif çatıp kafasını "Ne oldu?" der gibi sallayınca "Hiç," dedi Asiye. "Hiçbir şey olmadı." Doruk bu sefer inanmadığı belli olan bir ifadeyle bakınca Asiye ayağa kalkıp Doruk'un yanına gitti. Yanağına bir öpücük kondurdu ve "Ben Aybike'nin yanına gidiyorum ve sanırım az önce adı Furkan olan çocuk basket attı."
Zorlu bir mücadelenin sonunda 88 – 80 milli takım kazanmıştı.
***
SELAM, 9K ÖZEL BÖLÜMÜYLE GELDİM.
BELKİ BİLİYORSUNUZDUR 12 DEV ADAM OLİMPİYAT ELEMELERİ İÇİN KANADA'DA ŞU AN VE BİRKAÇ GÜN SONRA İLK MAÇLARINA ÇIKACAKLAR.
DORUK DA BASKETBOL OYNADIĞI İÇİN BÖYLE BİR BÖLÜM YAZMAK İSTEDİM. UMARIM BEĞENMİŞSİNİZDİR.
BU BÖLÜM YİĞİTLERİME İTHAFEN OLSUN O ZAMAN. ATTIĞINIZ ÜÇLÜK, TUTTUĞUNUZ RİBAUND OLSUN DEV ADAMLAR.
SİZİ SEVİYORUM, BİR SONRAKİ BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE. ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAT GİBİ ✓
FanficAsDor hayali sahneler 🦋 💛💚 Omzunda hissettiği elle kolu yavaşlasa da durmadı. "Tamam Doruk, yeter." dedi Ömer durgun bir ses tonuyla. Doruk duymazdan gelmeyi tercih edince Ömer, Doruk'un umursamaz tavrına sinirlenerek "Ne yapıyorsun sen? Ha?" ded...