HAYAT GİBİ ✓

96K ÖZEL

GÜNAYDIN!

Sabahın köründe bölüm atan yazar yapmışlar. Ama 96K olmuşken daha fazla kendime saklamak istemedim bölümü.

96K için okuyan, oylayan, yorum yapan herkese teşekkür ettikten sonra sizi soft bölümle baş başa bırakıyorum. İyi okumalar.
💖🎵

"Doruk, Efe'yi tutar mısın sevgilim? Ben bezini içeride unutmuşum, alıp geleyim."

Doruk elindeki kalemi masaya bırakıp "Ver güzelim." dedi ve küçük oğlunu kucağına aldı. İçeri giden Asiye'nin arkasından baktıktan sonra kucağında sesler çıkaran oğluna dönüp "Aslan oğlum benim." dedi.

Kucağında sarstığı Efe kusunca "Oğlum, ne güzel kustun babacığım." dedi gülerek. "Delirdin herhalde Doruk." dedi arkadan gelen Asiye.

Önlerinde durduktan sonra "Gel anneciğim." dedi ellerini ona uzatarak. Efe'yi kucağına aldıktan sonra boynunu koklayıp bir öpücük kondurdu ve "Mis kokulu oğlum benim." dedi. Burnunu kırıştırırken "Ama birazcık kokarca." diye devam etti.

Altını temizledikten sonra eşofmanını giydiremeyince kucağına alıp "Oğlum, kilo mu aldın annem sen? Neden giydiremedim ben bunu?" dedi gülerek. "Süt kaloriliyse demek ki." diyen Doruk'a "Konuşacağına yardım etsene Doruk." diye cevap verdi.

Kucağına alıp Doruk'un çizim yaptığı masanın yanında durdu ve "Tutsana Efe'yi, ben giydiremedim. Yani benim küçük oğlum 10 dakika içinde kilo almadıysa tabi." diyerek Doruk'a uzattı Efe'yi.

Doruk, Efe'yi tuttuktan sonra giydirince "Hıh, oldu." dedi Asiye zafer kazanmış edasıyla. "Sen tut, ben koku bombasını atıp geleyim."

O içeri giderken arkasından bakarak iç çekti Doruk ve "Efe, çok şanslıyız babacığım. Biz var ya dünyanın en şanslı adamlarıyız. Tabi sen şimdi 4 aylık olduğun için bunun farkında değilsin ama büyüyünce anlayacaksın ne kadar şanslı olduğunu." dedi.

Efe'yi masaya oturtunca eline aldığı kalemi "Hayır babacığım, o tehlikeli." diyerek aldı elinden. Efe ellerini sallarken masaya koyduğu kahve dökülüp çizimin üstüne gelince "Efe ne yaptın ama oğlum?" dedi.

İçeriden gelen Asiye "Ne oldu?" deyince "Oğlunuz statik ödevime kahve döktü Asiye Hanım." diye cevap verdi. Asiye hızlı adımlarla yanlarına gelip Efe'yi kucağına alıp "Oğlum, annem iyi misin?" diye sordu bir yandan inceleyerek.

"Asiye kahve sıcak olsa ben ödevimi mi düşünürüm sence sevgilim?" diyen Doruk'a "Olsun korkmuştur benim oğlum." dedi Asiye Efe'ye sıkıca sarılırken.

"Senin oğlun, aynen. Benim bacanağım oluyor. Sen onu çantandan çıkardın çünkü."

Asiye "Annem, baban saçmalıyor mu yine?" dediğinde Efe gülünce "Anne oğul beni gömün ya ne güzel, ezin geçin Doruk Atakul'u." dedi Doruk.

Asiye gülerek Doruk'a yaklaştı ve göğsüne yasladı başını. Doruk kolunu ona sarıp saçlarını öperken Efe mızıklamaya başlayınca "Aman ağla, ağlamazsan hatırım kalır Efe." dedi Doruk. "Ama unutma, ben anneni öptüğüm için varsın sen."

"Doruk ne diyorsun?" dedi Asiye gülerek. "Ne Asiye? Yalan mı? Bana bak Efe Efendi, bu kadın benim karım, tamam mı? İstediğim zaman öperim."

"Tabi öpersin sevgilim de Efe'nin bunu anlamasını bekleyemeyiz, değil mi?" "Kesin Ömer tembihliyor böyle, biliyorum ben." "Efe de dayısının sözünü dinliyor Doruk, aynen." "Asiye ne zaman seni öpsem ağlıyor bu çocuk. Bu kadarı tesadüf olamaz." "Sen dakika başı öpmek istediğinden senin öpüşlerin onun ağlamasına denk geliyor olabilir mi?"